Yeni Asır'dan Seda Kaya'nın yazısı..

Sonu cinayetle biten aşk üçgeninde son durum şu: Sekreter kız erkekleri kullanmış! Hep erkekler mi kullanacak kadınları bu kez kadın erkekleri kullanmış. Araştırma ve haberlerine her zaman güvendiğim meslektaşım Gülden Aydın'ın yazdıklarına göre öldürülen doçent sekreterle evlilik hazırlığındaymış. Genç kadın kendini boşanmış olarak tanıtmış ve maktülün ailesiyle de tanışmış. Kardeşler doçentin sekreterle tanıştıktan sonra ev ve arabalarını sattığını ve bu paranın ortada olmadığını söylüyorlar. Cinayeti işleyen profesör de genç kadına para verdiğini söylemişti ifadelerinde. Ortada bir menfaat ilişkisi yatıyor. Yine bu olaydan yola çıkarak kadın-erkek ilişkilerine bir göz atalım. Bizim toplumumuzda erkeğin her açıdan gücü olması yeğlenir. Ama güç dediğimiz zaman hepimiz bu gücün para demek olduğunu biliyoruz. Erkek ne kadar zenginse o kadar değer görür toplumda. Kadınlar da güçlü/paralı erkeği sever. Onlarla birlikte olmak ister.

PARA VE GÜÇ

Bir yemeğe gidildiğinde hesabı erkeğin ödemesi beklenir. Hesabı ödemek erkekliğin en önemli kurallarından biridir. Ola ki parayı kadın bile verecek olsa çaktırmadan parayı erkeğe uzatır ki garsona rezil olmasın.

Bu mesele daha çocuk yaşta kafalara kazınıyor. Kızların okulda içtikleri meşrubat ve yedikleri tostun parasını erkek arkadaşlarının vermesi bekleniyor. Erkek çocuklar evden harçlık alırken kız arkadaşlarının harçlığını da almak zorundalar. Böyle bir haksız durum var ortada. Ama erkekler bundan şikayetçi değil! Parası olmayanlar sıkıntı yaşadıkları ve bu yüzden istedikleri kızla çıkamadıkları için şikayetçiler. Ama onlar da daha genç yaştan paraya/güce ve kadına sahip olmak için amansız bir yarışın içine giriyorlar.

Ve kadın erkek birlikteliğinde bu durumu iki taraf da kabulleniyor. Erkek kadına bakıyor, kadın erkekten masraflarını karşılamasını bekliyor. Bunu sorgulamayan ve normal bulan kadınlar olduğu gibi bu durumu kullanan ve kendi lehlerine çeviren kadınlar da var.

KARŞILIKLI KABUL

Sayıları giderek artıyor. Maddi sıkıntı çeken pek çok genç kız ihtiyaçlarını karşılamak için evli ve zengin erkeklerle birlikte oluyor. İki tarafın da beklentisi gayet açık ve net. Erkek para vererek genç bir kadınla birlikte oluyor, kadın da erkeğin isteğini yerine getirerek para kazanmış oluyor.

Sorun da bu işte. Erkek parası karşılığında kadına sahip oluyor. İster yasak ilişkide ister henüz flörtte ister evlilikte erkek parasını ödediği için kadına istediğini yapma hakkını kendinde görüyor.

O yüzden kadınların para kazanması ve kendi ayakları üzerinde durması feminizmin ana ilkelerinden biridir. O yüzden feminist kadınlar para ve güç sahibi olmak isterler. Yemeğe çıktıklarında hesabı paylaşmak isterler. Çünkü bilirler ki erkek parasını ödediği takdirde o kadına sahip olmak ister. Bunu savundukları için de erkek düşmanı ilan edilirler.

Demem o ki erkekler kadına para yedirmekten şikayetçi değiller. Ta ki kandırıldıklarını anlayıncaya kadar. Her şeyin bir bedeli var tabii.