İnşallah Ebru'nun çocuğu etkilenmemiştir

Gençler tekneyi görünce bağırmış: "Hırsız vaaaar!"

Bunca olaydan sonra Ebru Gündeş ve kocası Rıza Sarraf bu ülkede gerine gerine dolaşabileceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Her sokağa çıktıklarında kendilerine tepki gösterenler, protesto edenler olacaktır.
Demokratik ülkelerde bu durum, muhattabı tarafından can sıkıcı ama normal olarak karşılanır.
Fakat demokrasi konusunda büyük bir aşkla ve hızla geriye koşan benim ülkemde bu böyle olmuyor tabii.
Ne oluyor?
Rıza, yatlarından biriyle Bodrum sularında süzülürken yanına İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinin harçlıklarını biriktirip tuttuğu gezi teknesi yanaşıyor.
Çocuklar teknenin içinde Rıza'yı görünce başlıyorlar bağırmaya...
"Hırsız vaaaar!" diyorlar...
"O tekneyi hangi paralarla aldın?" diye soruyorlar...
Peki sonra ne oluyor? Rıza korumalarını çocukların üzerine salıyor.
Medeni insanlarda olduğu gibi sadece sözlü protestodan anlayan ama iş kaba kuvvete gelince o taraklarda bezi olmayan çocukların ağzı burnu, korumalar tarafından bir güzel kırılıyor.
Ortalık kan gölü oluyor.

Hay Allah umarım Ebru Gündeş'in çocuğu bu manzaraya şahit olmamıştır.



Sonra Ebru çok üzülüyor biliyorsunuz... Çıkıyor ekrana ağlıyor: "Benim bir evladım var ve o, bu olaylardan etkilenecek diye ben çok korkuyorum" diyor.
Kocasının korumalarından dayak yiyen o çocukların bir anası yok çünkü...
Leylek getirdi onları...



Ne diyelim? Bodrum sularında bugünlerde zorbalık boy göstermiş...
Geçmiş olsun çocuklar... 

******

DJ pahalı... Düğün müzikleri 'laptop'dan çalındı!

Bana mikrofon uzatılsa ve "Ne tip erkeklerden hoşlanırsınız?" diye sorulsa, normalde "Sana ne lazım münasebetsiz?" der, soruyu soranı nazikçe tepiklerdim ama şu anda yazının girişi gereği gerçek cevabımı vereyim: "Pinti olmayan erkeklerden!"
Bu konuda büyük konuşuyorum çünkü gerçekten ama gerçekten dünya yıkılsa eli sıkı  bir erkeği yanıma yanaştırmam.
Hatta ve hatta pinti insanlarla arkadaşlık bile edemiyorum.
Ve bu konuda daha da ileri gidiyor ve üç kuruşun hesabını yapan insanların kesinikle iyi kalpli insanlar olmadığına da inanırım, diyorum.

Kimse benim gibi de olmasın ama...
Ne mal kıymeti bilirim ne cebimdeki paranın değerini...
Param olmayınca oturup da dert etmem ama olunca da harcamam adeta saçarım!
Hem kendim çatır çatır yerim hem de kimin neye ihtiyacı varsa koşa koşa yetişirim.
Bu yüzden burnum b.ktan hiç kurtulmaz ama artık bu huyumu değiştirmeye bile çalışmıyorum çünkü beni yollayan böyle yollamış!
Ayrıca böyle mutluyum.

Ama benimki gerçekten müsriflikten öte bir saçmalık...
Bunun arasını bulan, yani hem cömert hem de parasının kıymetini bilen, borçsuz harçsız yaşayan insanların hastasıyım.
Onlar ayrı...
Ama cebinde akreple gezenler yok mu?
Gerçi bu pintoşlara sorsanız hepsi aynı şeyi söyler: "Ben cimri değil, tutumluyum!"
Hı hı tabii, öylesin...

Bakın mesela bu toprakların yetiştirdiği en pinti insanlardan olduğu iddia edilen şarkıcı Emrah... 20 yıldır hakkında konuşulan hikayeler efsane olmuş durumda.
Kendi çocuğuna nafaka vermemek, servetinden yararlandırmamak, okul masraflarını bile karşılamamak için hukuken atmadığı taklanın kalmadığı söyleniyor.
Şimdi de düğün geyikleri ortalıkta dolaşmaya başladı.



Düğününe çok az insan davet etmiş, bir otelin terasını kiralamış, düğün davetiyesindeki karikatürü masraf olmasın diye oturup kendi çizmiş, DJ parası vermemek için düğün müziklerini 'laptop'tan çalmış vs.
(Laptop meselesine çok güldüm yalnız...)


Ünlü cimriler arasında Nilüfer, Ece Erken, Kayahan, rahmetli Barış Manço, Zeki Müren, Demet Akalın, Ali Poyrazoğlu, Athena Gökhan gibi isimler de sayılır ama iş ünlülere gelince bazen abartıldığı da oluyor hani...
Valeye para vermedi, garsona bahşiş bırakmadı, yemeğini yol kenarında köftecide yedi diye cimri olmakla suçlananlar da var.
Bu konuda ölçü nedir derseniz: Kendisini ve sevdiklerini, parası yetiyorken standardın altında yaşamaya zorluyorsa, ihtiyacı olanlara bir kuruş yardım yapmıyorsa (ya da sadece bir kuruş yapıp bir de bununla övünüyorsa), hesabı kadına ödetiyorsa (ya da Alman usulü seviyorsa!), çocuklarının masrafını bile dert ediyorsa, cebinden para çıkmayacağı için her türlü davete 'beleş yiyip içme olduğu için' atlıyorsa, cimridir...

Bakın yapmayın böyle şeyler...
Mısırlılar gibi sizi çanağınız, çömleğiniz altınınızla gömmeyeceğiz.
Yanınıza alacağınız bir kaç metre bez ve bir pinçik pamuk...
Sonra arkanızdan kim bilir kimler yiyecek o paraları..
O yüzden dünya malını dünyadayken yiyin, yedirin, hep bana Rabbena insanı olmayın. Haydi bakayım!

ÖNCEL ÖZİÇER