SANAT - MEDYA DÜNYASININ İMAMI KİM ?

Piyasada ‘Sanat, Medya Dünya ’sının imamı kimdir?' ismi ayyuka çıkmış durumda.
İktidar ve Hareketin ve Laik kesimin gönlünü ferah tutacak bir isim seçilmiş, şayet doğruysa, dahası var ama  hiç girmeyelim o kısma, ama gelinen noktada toplumsal açıdan faydalı bir başarı yok ama dönüştürme Maaşallah izlediğimiz gibi .

Hala görevine devam edebiliyor mu, yoksa yerine yeni bir tayin oldu mu, yoksa biri altında çalışan vekalet mi ediyor rivayet muhtelif.

Bu arada kurulmuş aynı düzen medya hayatı bütün hızıyla devam etmekte.

Ünlülerimizin, özellikle ekran şöhretlerinin  ‘Yakalanma ’ ,  ‘Şiddet Uygulama ’ , ‘Yeni bir ilişkiye Yelken Açma ’ , ‘Boynuzlanma ’ , ‘Mutluluktan Uçma ’ , ‘Avm ’de alışveriş ederken Yakalanma ‘ , ‘Boşanma ’ , ‘Uyuşturucudan Yakalanma‘  , ‘Eski Eşiyle Dostça Yemek ’ , ‘Yeni sevgilisinin eski eşinden olan çocuğuna ilgi gösterme ‘  mevsimi açılmış bulunuyor, Milletimize hayırlı olsun.

Yapılan işler içerik itibariyle gündem oluşturamayınca, gündem nasıl oluşturulacak elde tutulacak ?
İş projelerin içinde yer alan oyunculara kalıyor.

Aşk yaşa, onca paran varken halkla bütünleşmek için sevgilinle çadır kur, halk plajından denize gir dahil olmak üzere yapmadıkları yok.

Aralarında dizi mevsimini açarken halkçı kesilip, 2 ay önce uçakta VİP uçarken hır çıkarmış olanlar var, olsun kısa sürede demek ideolojik değişikliğe  uğramış oluyorlar, bu da hayırlı olsun.

Zor ve yorucu işleri aslında, bu şartlarda bir oyuncu için gerekli düzenli, form tutacakları, ait oldukları toplumun değişim, dönüşüm sürecinde kendi durdukları yerden doğruları yakalayacakları  entellektüel birikimi edinmeleri ve oyunculuk mesleğine kafa yoracak disiplini sağlamaları zor.

Silkelenmek için ya eşlerini dövmek, ya boşanmak  ya da yenge boynuzlasın ki gündem ol durumları trajikomik gerçekler mi, yoksa  hepsi birer kurgu mu artık bilemiyoruz.
Boşuna üzülmekten yorulduk, naçizane kanaatim artık kimsenin de umuru değil !

Bildiğimiz, aynılık arz eden ve etkilemeyen işlerle dikkat çektikleri filan da yok.

Vahşi Kapitalist düzen girdabında dönüp duruyorlar bizde izliyoruz, izlememekten başka seçenek olmadığı bir dönemdeyiz.

Şahlanan ve menüyü değiştiren yapımcı ve sanat grubu yok, denge hiç yok ve en fenası bu şekilde globalleştiklerini zannetmeleri toplumsal açıdan acı, yoksa kendileri para kazanıyorlar ve Florida, Miami ’de hacizli villaları ucuza kapatıyorlar, dünya ölçeğinde ahlı mal, ve pek inançlı Müslümanlar hepsi, sevsinler !

Yaptıkları işin gerçekçi olduğunu iddia edenlerin gerçeği ise oyuncuya rol icabı taşıttıkları bavulun içine taş doldurmaları gibi .
Bavula taş doldurma ! 
Bana o bavul ağırmış gibi taşıyacak oyuncu lazım diyen metinlerde yok ortada.
Böyle olunca zaman zaman Engin Şenkan, Kıvanç Tatlıtuğ ile birbirine giriyor !

Lafı uzatmıyayım, bazen iyi oyuncudur, iyi yönetmendir ama sanatkar değildir .
İşin bir diğer acıklı yanı nice değer heder olup gitmektedir.
Denge kurucular yok, medya aklını yitirmiş, işten aldığı sonuç yerine pahallı yapımla övünür halde olunca yapacak fazla bir iş kalmıyor. 

Dünya böyle çalışmıyor.

‘Yeni Türkiye‘ bu  sanat  ve medya dünyasıyla nasıl, neyi dönüştürecek hükümetlerin ciddi sorunudur artık yarışmalarda saçsaça başbaşa gelinen noktada kavga izlemeye alıştırılmak istenen bir izleyici kitlesi oluşturma çabalarıyla para kazanılıyor, sonra iki beylik laf, güvercin, kuş şiiri iş tamam.

Sürdürülebilir bir kaos yaşanıyor hepsi bu. Ve medya burada ciddi bir sorumlu, fail, günahkar ne derseniz deyin kabahatli durumda, insanlığa sığmaz neyse....

Meselenin özü geçmişe dayanıyor.

TVEM ’de değerli film yönetmeni Ümit Efekan bir sohbet programı yapıyor  ve bu manada çok ciddi kayıt düşüyor. 
Sohbet esnasında genellikle sanat dünyasından konukları anılarını anlatırken bütün samimiyetleriyle ‘Şecaat Arz Ederken Sirkatini söylüyorlar ’.

Geçenlerde bir Yeşilçam aktörü  ‘Eskiden çağırıldığımızda senaryo, rol sorulmazdı, hele para hiç konuşulmazdı‘ mealinde konuştu.

Oynayacağın metni, rolü ve emeğinin karşılığını sormadan bir işte yer alana dünyanın neresinde aktör, yorumcu denebilir ?

Meselenin başlangıcı sorgulamayan, örgütlenemeyen, meslek ilkelerini ortaya koyamayan bir geçmişe dayanıyor ve ne yazık ki değişen fazla bir şey yok.

Bu arada  aynı programda ‘Pembe Patikler ’ maceramızda yol arkadaşım Oya Aydoğan ’a içimi sızlatan güzel sözleri için teşekkür ederim .
Dizi devam etseydi her şey çok farklı olurdu doğrudur, tam da bu yüzden devam edemedi.

Tutan ve sevilen bir dizinin silinmesinin nedenleri bizi aşıyordu Oyacığım, ne tesadüf geçen hafta aynı serüvende yer alan Halil Ergün gözümün bebeği diziyi tekrar izlediğinde duygulanmış beni aradı. O da üzgündü.

Olan bitenin bir gün filmi olur, romanı olur, dizisi olur gerçekler örtülemez kayda geçmiştir.

Cennet Mekan olsun Osman Yağmurdereli hastanedeki son aylarında hemen her hafta benden söz almıştı ne yapıp yapıp devam etmek için, kıymetini biliyordu işin çünkü tecessüm kabiliyeti olan bir adamdı ve gerçek nedenleri elbette biliyordu, ne var ki ona verdiğim söz  yaşama sarılması mücadele etmesi için moralden öteye gidemedi.

Bu bir girdap , ‘sanat kesimi ’ nin çok para alan futbolcularla benzerlik yaşadığı tuhaf bir süreç, aynı pahallı arabalar, evler, model sevgililer, hatta kılık kıyafet ve birbirleriyle arkadaşlar.

Kırk yıl düşünseniz akla gelmez futbolcuların yaşamdan algıladıkları ve biçim itibariyle sanatçılarla  bu kadar ortak yönünün olabilmesi, asıl bunu  düşünmek lazım!

İşte bu düşünceler içinde bunalırken pek çok yerden ‘Sanat, Medya Dünyasının ’ da bir imamı olduğu kulağıma geldi.

Kim olduğunu yazmam, ama geldiğimiz nokta o kişinin entellektüel düzeyine, hayata bakışına uygundur, doğru olabilir başka delillerde aynı kişiyi işaret ediyor, haa bu arada hiç dindar filan da değildir.

Söylenenler doğru ise  doğrusu Gülen Hareketinin entellektüel duruşuna da yazık olmuş demektir, tek sözüm medya, sanat dünyası ‘İmam Bayıldı ’ olduk !

Kayda Geçirdik
Necef UĞURLU / sevgiyle@necefugurlu