Sacit Aslan'ı arıyoruz

TV program boşluklarından kaynaklı olsa gerek Ramazan bittikten sonra kendimizi iyiden iyiye magazin alemine verdik... İstatistiklere göre memleketin topyekûn sahillere aktığı en kalabalık tatil günlerini de ardımızda bıraktık. Ama belli ki bir şekilde plajlarda, orada burada göz göze gelme imkanımız olduğu şöhretlerin yaz hayatını da daha bir iştahla izler hale geldik...

Uzatmayalım; “Canlı Canlı”, “Hey Canlı” filan derken bütün magazin klasikleri ekranda yerini aldı.

Sadece hafta içi her sabah alıştığımız üzere magazin/yorum programları şu sıralarda sezonluk pardon hakkını kullanıyor (Aramızda Kalsın/ tv8 hariç)... Pardon dedim ya; bu tür programları “Dobra Dobra” ile tanımış ama hakkını vermeli ki Sacit Aslan ’ın olağandışı yorumlarıyla benimsemiştik... Bizim Posta ’nın magazin müdürü Müge Dağıstanlı ve Gülşen Yüksel ’in en hakikatli rakibi de onun yorumları oldu. Herkes hakkını verecektir...

Müge ve Gülşen hâlâ ekranda. Ve kendi alanlarında bir rekora doğru koşuyorlar, bu iyi. Ama Sacit Aslan ’ın, yani TV ’den biraz anlayan birinin bile “cebinde reytingle gezen adam” olarak tanımlayacağı “halk adamının” ekrandaki boşluğuna alışamıyorum... Herkesin yaptığı iş değerli; ama bazıları dediğim gibi klasik olmuş ve olmaya aday iş ve isimler. Eksiklikleri fena belli oluyor. Magazinin o binbir rengi bile tuvaldeki o rengin yokluğunu kapatamıyor!