‘’Yaktım gemilerimi
Dönüş yok artık geri
Tak etti canıma bu maskeli balo
Bu maskeli balo
Ve onun sahte yüzleri
…’’

Yeni Türkü böyle demişti.

İsyansı tarzı ile…

Maske ilginç bir olgu.

Mecazi anlamda, her devrin aksesuarı.

Her insanın kendine has tarzı.

Tepkilerden korunmak için kullanılan güzel bir kamuflaj.

Gerçek niyeti saklamak üzere çekilen güzel bir koruyucu perde.

Şimdilerde ihtiyaç.

Mecazi değil, doğrudan maddi ihtiyaç.

Ağzını burnunu kapatıp da virüsten korunmak için elzem bir ihtiyaç!

Ucuz ama etkili bir ihtiyaç.

Kolay bulunan ama etkili bir ihtiyaç.

Ucuzdu, kolay bulunuyordu…

Ama gelin görün ki maske artık, lüks oldu!

Ne oldu da böyle oldu?

Maskeliler yüzünden böyle oldu!

‘’Evde kal’’ derken, sağlık altyapısını hızlıca hazırlamaktan aciz maskeliler yüzünden böyle oldu!

‘’Pandemi’’ hastanesi konusunu ‘’pandomime’’ çeviren maskeliler yüzünden böyle oldu!

‘’Test lazım’’ derken, testlerin sultanı olmak isteyen maskeliler yüzünden böyle oldu!

Devletten bağımsızlığını ilan edip, kendi kurduğu hastane cumhuriyetinde, bağışlarla alınan testleri, devletin gözüne soka soka, parayla yapmayı başaran maskeliler yüzünden böyle oldu!

‘’Cepheye gidiyoruz’’ naralarını sanal ortamlarda atarken, 15 yıldır takip ettikleri hastalarını virüs korkusu ile reelde görmeye korkan maskeliler yüzünden böyle oldu!

Hizmet veriyoruz ayağı ile, krizi fırsata çeviren işletme sahibi maskeliler yüzünden böyle oldu!

Evde kal, sana bakarız derken, kimine 1500, kimine 800, kimine havanı al diyen maskeliler yüzünden böyle oldu!

Siz çalışmayın evde kalın, biz devlet olarak para gelecek yerleri açalım diyen maskeliler yüzünden böyle oldu!

Getirilen her uçağın, birkaç sandık oy edebileceğini hesaplayan, yurt müdürlüğüne soyunan maskeliler yüzünden böyle oldu!

‘’Ha bugün ha yarın’’ diye diye, insanları ne tam olarak evde tutabilen, ne kontrollü yaşama geçirebilen, hafta hafta uzattığı önlemlerle, halkı kandırarak eve tutmaya devam edebileceklerini zanneden maskeliler yüzünden böyle oldu!

Ve Mayıs geliyor!

Yanında 1 Mayıs’ı da getirerek…

Geri dönmemek üzere gemilerini yakmaya hazır olan emekçi kesiminin günü ile birlikte geliyor Mayıs!

Ha bugün ha yarın diye hayaller kurarken, siyasi laflara karnı tok, midesi boş olan hatırı sayılır çoğunlukta bir halk kesimi, evde kalmanın son sabır damlalarını, yine evlerinde tüketiyor…

Mayıs Ayı geliyor…

Halkın yavaşlatılan nabzının hızlanacağı ay geliyor.

İşyerlerini, emek hanelerini, ekmek teknelerini öyle ya da böyle açmak üzere hazırlanıyor bu halk kesimi…

‘’Devlet izin vermese de ben açarım.’’ diyen halk kesimi…

Maskeli zihniyetlere inat, yüzlerine koruyucu maskelerini takarak hareketlenmeye,

Mayıs Ayı’nı Maskeli Balo Ayı’na dönüştürmeye hazırlanıyor bu halk kesimi…

Bu halk kesiminin sesine lütfen kulak verin!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899