Maraş’ın Rumlar tarafından niye boşaltıldığını anlatan Mehmet Ersoy imzalı bir mektup aldım…
Mektupta belirtilen hususlara ben de katılıyorum…
Maraş konusunda Rum yönetimi ile birlikte sahte bir algı operasyonu yapan içimizdeki işbirlikçi geri zekalılara ve tarih cahillerine yanıt teşkil etmesi açısından bu mektubu yayınlamayı ve köşemi Mehmet Ersoy kardeşime bırakmayı uygun gördüm…. Mektup şöyle:

********

Sabahattin Bey,
Rum yönetimi ve içimizdeki İşbirlikçileri, Maraş konusunda maalesef Rum iddialarını destekleyecek bir algı operasyonu yapmaktadır. 
Rum basınına, Yenidüzen ve Afrika gazetelerine bir göz atarsanız ne yazdıklarını görebilirsiniz. 
Türklerin bombalar atarak ve suç işleyerek Maraş’ta yaşayan zavallı masum Rumları evlerinden kovdukları iddia edilmektedir. 
Halbuki biraz incelendiği zaman durumun hiç de böyle olmadığı anlaşılacaktır. Maraş, Türk ordusu gelmeden ve tek kurşun atmadan boşaltılmıştır. 
Rum Halkı tek tek kendi karar vererek bu şehri terk etmiş değildir. 
Şehrin terk edilmesi Rum ordusunun verdiği bir kararla topluca gerçekleşmiş ve boş bir şehre, aylarca Mağusa’yı savunan Mücahitlerle Türk ordusunun girmesiyle şehir Türk kontrolüne geçmiştir.
İnsanı düşündüren soru şudur:
Rumlar askeri bir kararla tek kurşun atılmadan bu şehri neden terk ettiler? 
Maalesef bu soru üzerinde yeterince durulmuyor ve yanıt aranmıyor.
Bu soruya yanıt aradığımız zaman görürüz ki Barış Harekatı’nda Rum ordusunun hareketlerinde çözümlenmemiş başka olaylar daha vardır:
20 Temmuzda Barış Harekatı Girne sahillerinde başladığı zaman doğal olan, Rum ordusunun Türk ordusuna karşı savaşır konuma geçmesi idi. 
Halbuki adanın her tarafında kuşattıkları Türk bölgelerinde yaşayan Türk halkına karşı genel saldırılar gerçekleşmiştir. 
Daha sonra bu saldırıların İFESTOS SOYKIRIM PLANI çerçevesinde gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Bu plan Yunan Alayı kampının Türk Alayı tarafından ele geçirilmesinden sonra Yunan karargahında yapılan aramada elde edilmiş ve tarihe mal olmuştur. 
Bilindiği gibi 21 Aralık 1963’de uygulamaya konan ve daha sonra katil Samson’un PATRİS gazetesinde tam metni yayınlanan AKRİTAS PLANI bir etnik temizlik planı idi. 
Yani, Kıbrıs Türklerini öldürerek veya Kıbrıs’tan kaçırarak, Kıbrıs’a egemen olma planı idi. 
Ancak Türkiye’nin, “saldırıların devam etmesi halinde müdahale edeceği” uyarısı Kıbrıs Türk halkının TMT öncülüğündeki milli direnişi ile bu plan tam anlamıyla uygulanamayınca farklı bir plan hazırlandı. 
Bu da “Türkiye Kıbrıs Türklerini kurtarmak için müdahale etmeye kalkarsa kurtaracak Türk bulamaması için” yapılan yeni bir soykırım planıdır. 
İFESTOS PLANI adını verdikleri bu soykırım planı, dünyada hazırlanmış olan en korkunç suç planlarından biridir. 
Bu plan çerçevesinde tüm Kıbrıs Türkleri soykırımdan geçirilerek yok edilecekti..
Ne var ki, Türk ordusunun süratli hareket etmesi ve TMT’nin şanlı direnişi onlara bu fırsatı vermedi..
Devamla, kurtarılan bölgelerde Rum halkının da yaşamakta olması, intikam için aynı işlemin onlara da yapılacağı endişesini Rum yöneticilerde yarattı. 
Bu nedenle birçok bölgede soykırım girişimi Kıbrıs Türklerini tutuklamak ve esir kamplarına göndermekle sınırlı kaldı…
Tüm ada Türklüğüne uygulamayı planladıkları toplu katliamı sadece Atlılar, Muratağa, Sandallar ve Taşkent köylerinde uygulayabildiler
Bu gerçeği görmeden Maraş olayını anlamak mümkün değildir. 
İkinci Barış Harekatında Türk ordusu Mağusa’ya doğru ilerlerken Rumlar Muratağa, Sandallar, Atlılar, Taşkent katliamlarını gerçekleştirmiştir. 
Rum ordusu, Türk ordusunu durdurmak için savaşacağına, kuşattığı Mağusa’yı işgal etmek için Türkleri Maraş’tan havan topu, bomba, kurşun yağmuruna tutmuştur...
Eğer TMT’nin direnişini kırmayı başarmış olsaydılar Mağusa’ya girecekler ve İFESTOS PLANI gereğince, Atlılar, Sandallar, Muratağa, Taşkent’te yaptıklarının aynısını yapıp, büyük bir toplu katliam gerçekleştireceklerdi. 
Son dakika Türk ordusu büyük bir hızla oraya yetişti, kuşatma altında Maraş’tan gelen saldırılara karşı direnen Türk Halkını kurtardı, Rum kuşatması parçalandı… Soykırımcı Rumların hevesleri kursaklarında kaldı…
Maraş’ı saldırı üssü olarak kullanan Rum ordusu korkudan geri çekilmek zorunda kaldı.
Mağusa’ya toplu katliam yapmak için girmek isteyen Maraş’ta üslenen Rum saldırganlar, suçluluğun korkusuyla, Türk ordusuna tek kurşun atamadan Maraş’tan kaçtılar. 
Türk ordusunun kendilerini tutuklayıp cezalandıracağını biliyorlardı. 
Bu nedenle korkuyla Rumların Maraş’ı terk etmesini emrettiler.
Maraş’ın boşaltılması, insanlık suçu işleyen Rum ordusunun paniğe kapılarak gerçekleştirdiği bir olaydır. 
Daha sonra BM’ye müracaat ederek şehrin iskan edilmemesi ve boş tutulması için karar çıkardılar…
Dolayısıyla şehrin boş kalarak harabeye dönmesinden Maraş’ta üslenen saldırgan Rum ordusu, Rum yönetimi ve BM sorumludur. 
Maalesef bu gerçek kendini “solcu-çözümcü” sanan, ama aslında soykırımcı Rum faşizmine hızmet eden içimizdeki işbirlikçiler tarafından anlaşılamamıştır veya anlamak işlerine gelmemiştir.
Rumlar ve içimizdeki işbirlikçileri yıllarca, Türk ordusunun sivil halka karşı suç işlediği ve bu şehri harabeye dönüştürdüğü yönünde propaganda yaptılar.
Ancak gerçek durum özetlediğim gibidir
Yukarda anlattığım gerçeklerin duyulmasına yardımcı olursanız çok memnun olurum.

Mehmet Ersoy.