Bir toplantıdayız.

Resmi bir kurum.

Müdürün telefonu çalıyor.

Telefonun diğer ucunda bir Bakan’ın sesi...

Karşılıklı sohbet başlıyor, sonra asıl konuya geçiriliyor.

Bakanın bir köylüsünün gayrimenkul işi.

Belli ki özellikle araya birmiş bu Bakan.

Müdür, ‘’Merak etmeyin, ilgileneceğim.’’ diyor.

Bakanın, işi garantiye almak için ısrar ettiği, müdürün yüz ifadesine yansıyor.

Müdür gülümseyerek: ‘’Merak etmeyin.’’ diyor ve kapatıyor telefonunu.

Toplantı, kaldığı yerden devam ediyor.

Belki basit bir kesit.

Belki de sıradan.

Aslında, tüm halkın galeyana gelmesi, hesap sorması gereken bir durum.

Bugüne kadar iki farklı bakanlık makamına oturmuş, parti liderliğine soyunmuş, şimdilerde de, siyasi kariyerindeki bakanlık koltuklarından üçüncüsüne oturmuş bir şahıs!

Seçim dönemlerinde, her kapıyı çalan, çarşı pazar gezen, çocukların başlarını okşayan, hepimiz 1iz, B1Z B1İZ falan derken, partinin değil kendi tuttuğu kişilere, kendi bastırdığı özel kartvizitlerini dağıttıran, dörtlü koalisyon hükümetinde Türkiye uçuşları ile Türk Hava Yollarını kalkındıran, aramızdan seçip de, ‘’halka hizmet etsin (!) diye meclise gönderdiğimiz bir vatandaş!

Bu günkü hükümetin bakanlık koltuklarından birisini hak mı etmiş kapmış mı Allah bilir!

Ama bilinen bir gerçek var ki, icraatlarına çoktan başlamış.

En büyük icraatı da, eş-dostlarının işlerinin takibi, kendisine oy verenlere ‘’vefa borcunun’’ ödenmesi.

Bakanlık icraatlarına daha sıra gelmemiş belki de.

Gerçi yadırganmamalı.

Daha atama ve yer değiştirmeleri bile tamamlayamayan hükümetin bakanından da bekleneni, yakışanı yapıyor belli ki!

Eh, ne de olsa, halkın değil, seçmeninin gözüne girip, partisindeki yerini daha da sağlamlaştırma koltuklarına dönüşüverdi şimdiki bakanlıklar.

Bunu yapmak için de, Türkiye’den gelecek paranın kendi makamlarına nasıl dağılacağının kaygılarını yaşamaktalar.

Büyük sorumluluklarla dolu bakanlık koltuklarını, henüz hiçbir bakan başarı ile dolduramadı ne yazıktır ki! Dörtlü koalisyon hükümetinin varlığını bile aratacak hale geldi mevcut durum.

Koltuklarına kavuştular.

Halkı unuttular.

Türkiye’den gelecek paranın yolunu gözler oldular.

Masalarında bekleyen dosyaları dert etmeyip, iş takipleri ile günlerini geçirirlerken,

Kendi koltuklarının sorumluluklarının büyüklüğü içerisinde küçüldüler, kayboldular!

Tek dertleri, halkı basamak yapıp, o koltuklara ulaşmak ise şayet,

Tek dertleri, bir makam ganimetine konmak ise şayet,

Halkın değil, başkalarının neferleridir onlar!

Makam koltuklarına küçük gelenlerdir onlar!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899