Her şeyin muamma olduğu ve de her şeyin muallakta kaldığı bir ülkede yaşıyoruz.

Covid-19 sonrasında yaşanan her şey de olduğu gibi.

Tam bir muamma ve muallakta kalma hali.

Her alanda muamma sürüyor.

Ve her alana dair ortaya konan her şeyin muallakta kalma hali sürüyor.

UBP-HP Hükümeti gibi memleketin halleri.

Yaşanan her şeye tam bir bilinmezlik hakim iken, yapılmak istenen her şey de ise tam bir havada asılı kalma durumu.

Covid-19 pandemi dönemi sonrası dibe doğru giden ülke ekonomisine can verecek olan ekonomik paketlere dair izlenecek yol haritası muallakta kalırken üçüncü paket ise tam bir muamma oldu.

Açıklanacak, geldi geliyor, imzalandı gerçekleşti gibi sloganlar ile süslü laflar arasında kayboldu, üçüncü paket.

Sahi, ekonomik üçüncü paket ne oldu?

Turizm sektörü ve yükseköğretim alanının aktörleri hala daha tam bir bilinmezlik içerisinde bekliyorlar.

UBP-HP Hükümetinin ortaya icraat koymasını bekliyor, ülke ekonomisine yön veren tüm dinamikler.

Bayramı yüzde 25 doluluk oranı ile geçiren oteller önümüzdeki aylara dair izlenecek yol haritasını belirlemek için Hükümeti beklemeye devam ediyorlar.

Hükümetin ortaya bir yol haritası ve icraat koymasını bekliyor, yatırımcılar.

Muamma ve muallakta kalma hali kendisini yükseköğretim alanında da gösteriyor.

Ülke üniversiteleri, bırakın yeni öğrenci sayılarını mevcut öğrencilerden yüzde kaçının eğitimlerine devam edeceğini öngöremiyor.

Ülke, tam bir bilinmezlik sarmalı içerisinde dövünüp duruyor.

Hükümet ve muhalefet topluma karşı görevini yapmıyor.

Kalıcı ve yapıcı çözüm ve icraat yok.

Hükümeti bu yönde zorlayan ve motive eden bir muhalefet yok.

Ülkeyi yönetme ve siyaset kurumuna yön verme iddiasında olan “beyinler” bir alan hariç her alanda bilinmezlik sarmalına esir olmuş durumda.

Seçim heyecanı ve seçim sonrasına dair hesaplar, ülke ve toplum için hayati öneme haiz ivedilikle yapılması gereken icraatları ikinci plana itmekten öte unutturmuş durumda.

Varsa yoksa seçim ve seçime dair siyaset.

Seçim ve sonrasına dair hesaplar dışında her şey muamma ve muallakta.

Hükümet ve muhalefet ülkenin boğuştuğu sorunların çözümünde masal perisini beklemekte.

Sanki sihirli değnek ile bir dokunuşta ülkedeki tüm sorunlar ortadan kalkacakmış gibi tam bir muamma ve muallakta olma durumu ile hareket ediyor, Hükümet ve muhalefet.

Covid-19 sonrası ilk turizm sezonunun çok da iyi geçmeyeceği zaten bekleniyordu ancak yükseköğretimde mevcut öğrencilerin eğitimlerine ara vermeleri ve Kuzey Kıbrıs’a dönüş yapmamaları durumunda öncelikle şehir ekonomilerinin sonrasında da ülke ekonomisinin hızla iflasa sürükleneceğini gören yok.

Ülke ekonomisini kurtaracak olanın ve Kıbrıs Türk’ünün kaderini değiştirecek olanın ortaya konacak yol haritaları ve icraatların olduğunun da farkında değil kimsecikler.

Seçimler ile birlikte her şeyin “güllük gülistanlık” olacağına inanarak kendi kendilerini kandırmakta, Hükümet ve muhalefet.

Yerin dibine batsın be seçiminiz de seçim sonrası hesaplarınız da.

Lafla peynir gemisinin yürüyeceğine inan politikacılar ise artık Kıbrıs Türkünün kaderi olmasın, olmamalı.

* Türk Dil Kurumu sözlüklerinde yer alan “Lafla peynir gemisi yürümez” atasözü ''Yalnız konuşarak, yaparım diyerek bir yere varılmaz ve hiçbir iş gerçekleştirilemez. Atıp tutmaktan ziyade harekete geçip uygulamak ve çalışmak lazımdır.'' anlamına gelmektedir.