KKTC içinde AKEL seçim kampanyasına destek vermek ihanettir
 

Güneydeki Rum devletinde Avrupa Parlamentosu seçimleri olacak..6 Rum AP milletvekili seçmek için Güney’de 8 Rum partisi kıran kırana bir yarış içinde…
Peki bizi ilgilendiren yanı ne?
Bizi ilgilendiren yanı, Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs Türklerine ayrılan ve bu nedenle yıllarca boş tutulan 2 sandalyenin, bu yıl da Rum Devleti tarafından gasp edilmesidir..
Peki biz niye gidip o 2 sandalyeyi doldurmadık?
Çünkü bize “Ayrı seçim yapıp kendi temsilcinizi seçemezsiniz, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne katılın, onun düzenlediği seçimlerde aday gösterin, birleşik seçimleri ve birleşik seçmen listesini kabul edin, isterseniz ayrı liste oluşturun, isterseniz Rum partilerinden aday olun, Rumlar da sizin adaylarınıza oy versin, seçilirseniz gelin” dediler…
NE ANLAMA GELİR?
KKTC’de ayrı seçim düzenlememizi, kendi temsilcilerimizi, kendi yasalarımıza ve kendi ayrı seçim sistemimize göre kendimizin seçmesini kabul etmediler.., Bu durum;
1- Rumların yönettiği ÜNİTER Kıbrıs’ı ve Rum hakimiyetindeki birleşik Kıbrıs içinde sadece “basit vatandaşlar” olmayı kabul etmek anlamına geldiği için, 
2- Ayrı toplumsal varlığımızı, eşit-egemen statümüzü, ayrı egemen devlet varlığımızı ve KKTC’yi inkar anlamına geldiği için
3- 1960 elde ettiğimiz meşru hak ve çıkarlara, eşit-kurucu halk statüsüne, Kıbrıs Anayasası’nın iki egemen Halklı karakterine, o anayasada yer alan “her halkın kendi temsilcilerini birleşik seçimle değil, kendi ayrı seçimleri ile belirlemesi ilkesine” aykırı olduğu için, Kıbrıs Türk Halkı tarafından reddedildi.
Bunu reddederken dedik ki, “madem bu 2 sandalye, adadaki, iki egemen-eşit kurucu halktan biri olarak bize ayrılmıştır, o zaman bu sorunu çözecek bir formül bulana kadar, boş tutulsun, Rumlara da verilmesin….
Nitekim bu tezimiz bir süre anlayış gördü, ne ki, Rum tarafının federal bir anlaşmayı reddettiği 2004’den itibaren bizim sandalyeler de, ödül olarak Rumlara verildi…
2004’de Mehmet Hasgüler AP seçimleri için bağımsız aday çıkınca başta Niyazi Kızılyürek olmak üzere dönemin Başbakanı Mehmetali Talat iktidardaki CTP, bu adaylığı nedeniyle Mehmet Hasgüler’e ağır saldırılar yaparak, onun Rumların 2 sandalyemizi gasp etmelerine destek olduğunu söylediler…Bu tepkileri gazetelere manşet oldu…
O dönem BDH adlı bir parti kurup başkanlığını yapan Akıncı da, daha sonra TKP ve TDP’ye dönüşen partisi BDH da buna karşı çıktı…
Ne ki şimdi hepsi, fırıldak gibi, döndürek gibi fırıl fırıl döndüler ve tükürdüklerini bayıla bayıla yalayarak AKEL’in verdiği yüzbinlerce Euro ile KKTC’de propaganda yapan işbirlikçi Niyazi’nin kampanyasına destek veriyorlar…
Hem de AKEL, “Niyazi Kıbrıs Türklerini değil, Kıbrıs Rumlarını temsil edecek” demesine karşın….
CTP İKİ YÜZLÜ
Peki o günden bugüne bu gerçeklerden ve Rum’un gaspçı anlayışından ne değişti ki bu yalama işini inanılmaz bir şevkle sürdürüyorlar?
Ne değişti ki Rum devletinde yapılan ve bize ayrılan 2 sandalyeyi de gasp eden, tamamıyla onları ilgilendiren, Rum partilerinin yarıştığı bu seçime, “bizi ilgilendirmiyor” dedikleri halde destek veriyorlar?
Nasıl oluyor da, KKTC Anayasasının seçimlerimizle ilgili açık hükümlerine rağmen, Halkı Rum devletindeki seçime katılıp AKEL listesine oy vermeye çağırıyorlar, oy vermek için KKTC’den Güney’e otobüsler kaldırıyorlar, organizasyon yapıyorlar?
Bu konuda o denli kendilerini kaybetmişlerdir ki, hükümette oldukları dönemde, AKEL seçim kampanyası adeta KKTC hükümeti destekli yürütülmüştür…
Devletin Cumhurbaşkanı, AKEL propaganda kampanyasına açıkça katılarak, AKEL adayı ile fotoğraf çektirerek, ona destek olarak; eski iktidarın büyük partisi CTP ve küçük ortağı TDP, fiilen, tüm örgütleriyle ve gazeteleriyle-TV’leriyle, kadrolarıyla AKEL seçim kampanyasına katılarak, propaganda organizasyonları yaparak, Devletin televizyonu BRTK, AKEL seçim kampanyasının sponsörü gibi davranıp özel programlar-haberler yaparak; Devletin kamu görevlilerinin başkanı ve yöneticisi olduğu sol sendikalar, her yönden AKEL kampanyasına destek vererek; Devletin her ay 30 bin TL yardım verdiği televizyonlar ve gazeteler özel programlar ve haberler yaparak AKEL seçim kampanyası için çalışmaktadırlar…
Atatürk’ün dediği gaflet, delalet ve hatta hıyanet durumu bu değilse nedir? 
YEMİNLERİNİ ÇİĞNEDİLER
Akıncı ve CTP-TDP yetkilileri bu davranışları ile yaptıkları yemini bir kez daha çiğnemişlerdir. KKTC’nin şerefini ayaklar altına almışlardır.. Ayrı eşit-egemen varlığımızı, ayrı devletimizi, ayrı kimliğimizi, 1960 Anayasasındaki ayrı eşit-egemen statümüzü paspas yapmışlardır.
Akıncı, bunu gelecek yıl yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKEL’in ve CTP-TDP-Örgütler içindeki AKEL’cilerin desteğini almak için yapmıştır…Dolayısıyla bu olay, Akıncı’nın seçim hesabı ile KKTC’ye her türlü darbeyi vurabileceğini bir kez daha göstermiştir.
Bu rezilliğe son vermek için insiyatif göstermek, karşı tavır almak, açıklama yapmak gerekirken, tam aksini yaparak Güneydeki Rum seçimlerine taraf olmak ve AKEL adaylarına destek vermek, KKTC cumhurbaşkanının ve Meclis’teki CTP-TDP’nin görevi midir? 
AKEL’İN AMACI
AKEL seçim kampanyasının bir diğer amacı halkımızı ÜNİTER DEVLETE ve Rum partilerinden aday olmaya, Rum partilerine oy vermeye alıştırmaktır; AP’deki sandalye hakkımızın gaspına destek verdiğimizi göstermektir, Rum devletini bizim de devletimiz olarak kabul ettirmektir. 
Dolayısıyla doğrudan özgürlüğümüze, egemen-eşitliğimize ve devletimize açık bir saldırı teşkil eden AKEL seçim kampanyasına katılıp bu ENOSİS’çi partinin adaylarına destek olmak, Kıbrıs Türk Halkına, devletimize, cumhuriyetimize, egemenliğimize, Anayasamıza karşı açık bir meydan okumadır. 
Akıncı, CTP, TDP, BRT yöneticileri gün gele bunun hesabını bu devlete, bu Halka vereceklerdir…