Dünya demografik yapısı içerisinde  milyarlarca insan vardır. Belirtilen nüfus içerisinde fiziksel yapı olarak  aynı organlara sahibiz. Ten, saç, göz rengi; boy; burun, göz, ağız şeklileri farklıdır.  Bu nüfus  içerisinde bu kadar insanın birbirinden bu kadar farklı olması aslında düşündürücüdür.

Konuyu bireysel olarak incelediğimizde; tek farklılığımız dış görünüşümüz değil, huyumuz, suyumuz da farklıdır. Dünyada ne kadar çok insan varsa o kadar da farklı insan karakteri vardır. Düşünün ki dünyada kaç çeşit insan vardır. Her insan tek ve orjinal yaratılmıştır. Kardeşler bile birbirinden farklı özelliklere sahiptir. İkizler, üçüzler bile birbirinden farklıdır. Meğer ki tek yumurta ikizi olsunlar ve tıpa tıp birbirlerine benzesinler.

Koskocaman dünyada tek olarak yaratıldığımıza  göre kendimizin de kıymetini bilmemiz  gerekir.

Her zaman ıçin bizi biz yapan değerlerimizden, özelliklerimizden uzaklaşmamamız, kendi karakterimizi her koşulda korumamız gerek. Herşey geçicidir kalıcı olan bizim kişiliğimizdir.

İnsanların davranışları kendi  kartvizitleridir. İstediğiniz kadar gerçek kimliğinizi saklayın davranışlarınız sizi ele verecektir. O yüzden kimse gerçek karakter ve kimliğini saklamamlıdır.Neyseniz osunuz ,bunu değiştiremezsiniz. Belki bir süreliğine saklayabilir fakat sonunda kendinizi ele verirsiniz. O yüzden olduğunuz gibi davranmanız kendi kişiliğinizdir.

Güzel doğmak insanların hayata bir adım önde başlamasını sağlar. Dikkatleri üzerinize çekersiniz fakat güzellikten daha önemli olan akıl ve daha da önemlisi karakter vardır. Akıllı olmak sizi hayatta hedeflerinize ulaşmanızda, önemli kararlar vermenizde doğruları yapmanızı sağlar. Ama en önemli olan karakterinizdir. Karakteri düzgün olan bir insan dünyadaki en mükemmel insandır. Karakteriniz düzgün ise gerisi teferruattır. Herkes sizi sever, sayar size güvenir. Mizacı güzel olan insan dünyanın en güzel insanıdır.

Bizi anlatırken kullanılan terimler hep aynı kalmalı. Bizden bahsederken bir öyle bir böyle denmemeli. Menfaatlerimiz doğrultusunda kişiliğimizden veya bildiğimiz doğrulardan ödün vermemeliyiz.

“Bir çiçeğin kokusu neyse bir insanın kişiliği de odur” .O halde yaşadığımız her anda doğduğumuz  bu dünyada kendimiz olarak kalalım, huylarımızdan ödün vermeyelim, başkalarına özenip değişmeyelim.

Çevrenizde saygı duyulan insan olmak istiyorsanız güven duyulacak kişinin tam kendisi olmalısınız. İşte o zaman güven duyduklarınızı tesbit etmeniz sizin doğrularınız olacak ve güvendiğiniz dağlara  kar yağmayacaktır. Böylesine davranışlar her meslekte ayni ilerleyişi sağladığı gibi doğru yolun da göstergesi olur... Bilhassa siyasilerin bu gibi davranışları halk nezdinde kabul görendir... Gençlere de öğüdümüz kendilerini kişilikleri ile isbatlamalarıdır...