Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Pazar akşamı ülke olarak seçim sonuçlarını heyecanla takip ederken, trafik canavarı bir gencimizi daha aldı…

Ölümlü trafik kazası haber bültenlerine şöyle yansıdı;

“Gazimağusa'da sakin Fatma Kaşıkcı (K-24), yönetimindeki NS 140 plakalı araç ile Gazimağusa istikametine doğru seyrettiği sırada Hocaoğlu Petrol yakınlarında yolun solundan çıkıp beton elektrik trafosuna çarptı.

Kaza sonucu araç sürücüsü Fatma Kaşıkçı olay yerinde yaşamını yitirdi…”

Allah rahmet eylesin…

Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz!

Bu kaza sonrası bir eve daha ateş düşmüştü…

Ateş de hep düştüğü yeri yakar ya!

100 km hızla sınırlı Hamitköy-Haspolat yolu üzerindeki bu kazanın nasıl olduğunu artık konunun uzmanları çözecek…

Ama bu kaza sadece bir ölümlü kaza olarak kayıtlara geçmeyecek…

Geçmemeli de zaten!

Araştırılması, soruşturulması gereken başka şeyler de var çünkü…

Fatma Kaşıkçı, 16 Ekim 2020 tarihinde, yani geçtiğimiz Cuma günü Ercan’dan ülkeye giriş yapmış, bu bilgiyi teyit ettik!

Londra’dan 3 gün önce dönmüş yani…

Buna göre kaza yaptığı gece, aracıyla sürüş halinde değil, her hangi bir karantina otelinde olmalıydı!

Doğal olarak da şu soru gündeme geliyor;

Yurt dışından gelen bir vatandaş uçaktan indiği andan itibaren karantina oteline gönderil miyor mu?

Ya da karantina oteline gönderiliyorsa orada otorite yok mu?

Karantina otellerinden isteyen elini kolunu sallayıp çıkabilir yor mu?

Ya da artık torpil düzeni salgın gibi hayati önem taşıyan bir konuda da mı işlemeye başladı?

Buradan önce Sağlık Bakanlığı yetkililerine sonra da Polis Genel Müdürlüğü’ne sesleniyoruz;

Bu olayın hiç gecikmeden ortaya çıkarılmısını ve sonuçların kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyoruz…

Özellikle de karantina dönemini tamamlamadan bir üniversite yetkilisi ile buluşması sosyal medyada da paylaşılmış, tartışılmış ama hiçbir Allahın kulu ortaya çıkıp da bir açıklama yapmamıştı!

Devlet eliyle devletin kuralları çiğneniyorsa, bir de bunun hiç çekilmeden de sosyal medyada deşifre edilmesi hangi aklın ürünüdür?

Onun içindir;

24 Yaşındaki Fatma Kaşıkçı’nın ölümü sıradan bir trafik kazasıyla geçiştirilimez…

Bu kızımız karantina otelinde bulunsaydı belki de şimdi hayatta olacak ve bir eve daha ateş düşmeyecekti…

Özellikle Sağlık Bakanı Ali Pilli ile Müsteşar Ali Çaygür’den konunun üzerine gidip soruşturma başlatmasını ve konuyla ilgisi olanlar hakkında kamuoyunu bilgilendirmelerini bekliyoruz…

Devletin kurumlarının makamındaysanız, devletin aldığı kararların takibini yapmak sizin görevinizdir!

Eğer karantina sistemi çöktüyse de artık bundan sonra vay halimize…

MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, daha makama bile oturmadan yoğun mesajlarınız gelmeye başladı. En çok da örtülü ödenek konusundaki tavrınız merak konusu olmuş, bu kalemi kullanıp kullanmayacağınız soruluyor. Bu arada saraydaki boşalacak olan koltuklara da yoğun talep olduğu söyleniyor, Allah sabırlar ve kolaylıklar versin artık…

Sayın Ali PİLLİ, Geçtiğimiz Cuma günü Londra’dan adaya gelen 24 yaşında trafik kazasında ölen talihsiz kızın neden karantinada olmadığı konusunda geniş çaplı bir araştırma başlatıp sonuçların en kısa zamanda kamuoyuyla paylaşılmasını belkiyoruz. Kendisine torpil yahpan artık her kimse kızın ölümünde ciddi payı var!

Sayın Ahmet SOYALAN, Polis Genel Müdürü olaraktrafik kazasında yaşamını yitiren Fatma Kaşıkçı’nın adaya giriş tarih ve saatinin resmi olarak açıklanması ve bunun ilgili dairelere gönderilmesi konusunda talimatlarınız bekleniyor. Konuya hassasiyetle yaklaşacağınızdan kuşkumuz yoktur…

Sayın Ali ÇAYGÜR, Fatma Kaşıkçı’nın karantina otelinden kaçtığı belirlendi. Belli ki otellered yeterli güvenlik önlemleri alınmamış bakanlık da üzerine düşen görevi yeteri kadar yerine getireremiş değil mi? Bu devletin insanı bu kadar mı sahipsiz yani!

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde İskele’de tek bakan olarak tarihi bir sonucun çıkmasından sonra şimdi bütün gözler sizin üzerinize çevrildi. Bu arada artık sizin de genel başkanlık yarışına dahil olduğunuz hatta bu konudaki kulislere başladığınız konuşuluyor. Hakkınızdır yani…

Sayın Tolga ATAKAN, siyaset ile kendi işinizin baına geçme konusunda ince bir çizgide durduğunuz konusunda yorumlar yapılmaya başlandı. Aile çevresi siyaseti bırakmanızı beklerken partili dostlarınız devam kararı almanızı bekliyorlar. Bizce de bir süre devam etmekte yarar var zira makamın hakkını veren ender siyasilerden birisi oldunuz…

Sayın Sami ÖZUSLU, etek ve yasal değerlere hep önem veren bir yapınıza rağmen seçim akşamı YSK karalarını uygulamayın sonuçları erken vermeye başlamanız çok da şık olmadı. Umarız bir dahaya bu konuda daha hassas olursunuz…

Sayın Sibel SİBER, siyasette belli ki bir çalkalanma dönemi yaşayacağız onun içindir yeni bir oluşum için başta kırgınlar olmak üzere bu boşluğu doldurma şansınız doğdu. Bu arada ortada daha fol yok yumurta yok ama etrafınızda birleşecek olan epey isim var, kaçırmayın deriz…

Sayın Fikri ATAOĞLU, yeni siyaset döneminde Turizm Bakanlığı’nda adınız bir kez daha anılmaya başlandı. Bu konuda söz bile aldığınız iddia ediliyor, bakalım bakanlıklardaki değişim nasıl bir tablo ortaya koyacak, kimler yine kırılıp kimler sevinecek…

Sayın Ali Murat BAŞÇERİ, kuşuk yok ki seçim sürecinin kazasız belasız ve kayıpsız atlatılması en fazla size derin bir nefes aldırdı. Bu arad umarız bu süreçte emeklilik isteyen arkadaşlara da sahip çıkıp bu kararlarından vaz geçirirsiniz…