(Kamalı Haber) – Para aklama suçundan yargılanan İskele Construction ltd.’in direktörü
Ahmet Aydoğan’ın kara parayla inşa edilen 12 dairenin Devlet Hazinesi’ne gelir olarak
kaydedilmesine ve şirketi 450 bin TL para cezası ödemeye mahkûm etti.
Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesini oluşturan Başkan Fadıl Aksun, Kıdemli Yargıç Vedia
Berkut Barkın ve Yargıç Murat Soytaç’ın oluşturduğu heyetin oy birliği ile vermiş olduğu
kararı Başkan Aksun açıkladı. Kararı okuyan Aksun, huzurlarındaki olgulara göre sanığın
şirketin direktörlerinden olan İngiliz vatandaşı Paul Stuart Chant’ın işlemiş olduğu uyuşturucu
madde alma, verme, tasarruf ve gizli ittifak suçlarından ötürü elde etmiş olduğu iddianameye
konu paralar ile dava konusu taşınmazları sanığın şirketin üzerine kaydederek kendisi de bu
şirkette hissedar olduğunu belirtti.
Aksun, şöyle devam etti:
“Suç Gelirinin Aklanması’nın ülkemizde 4/08 sayılı yasa ile düzenlenmiş olup buradaki
düzenlemeler dünyadakiler ile parallel niteliktedir. Genel olarak kara para, yasadışı faaliyetler
sonucu elde edilen para, mal veya değerler olarak tanımlanmaktadır. Dünyada ve maalesef
KKTC yasadışı yollardan büyük miktarlarda gelir elde edilmektedir. Söz konusu gelirlerin
kaynağını çoğunlukla uyuşturucu maddeler, silah kaçakçılığı, patlayıcı madde, kadın ve çocuk
ticareti oluşturmaktadır. 91/308/EEC Sayılı Avrupa Konseyi Direktifinde kara para şöyle
tanımlanmıştır; kara para, “Uyuşturucu maddelerle ilgili faaliyetlerden ve bu faaliyetlere
iştirak edilmesinden elde edilen her türlü kazançtır.”
Kara paranın kaynağını yasadışı ve özelliklede ağır suçlar teşkil etmekte ve bu suçların
başında ise uyuşturucu ticareti gelmektedir. Özellikle Dünyada yükselen terör dalgasının
gerisinde de çoğu zaman uyuşturucu trafiği bulunmaktadır. Suç sayılan faaliyetlerden elde
edilen gelirlerin genellikle nakit olması nedeniyle serbestçe ve kısa sürede kullanılmaları
mümkün değildir. Bu sebeple bu geliri kullanmak isteyen suçlular parayı ekonomik dolaşıma
katmak istemektedirler; bu faaliyet paranın aklanması olarak tanımlanmaktadır. Kara paranın
aklanması; yasadışı faaliyetlerden elde edilen gelire meşru görünüm kazandırarak
kullanılabilir hale getirmek amacıyla, kasıtlı olarak kara paranın kaynağının gizlenmesi
fiilidir. Öte yandan kara paranın aklanması ülke ekonomilerini de olumsuz yönde etkilemekte
olduğunu görmekteyiz. Örneğin; ekonomide mal ve hizmet arz-talep miktarında bir değişme
olmadığı halde piyasaya sürülen para miktarındaki ani değişmeler fiyatlarda dalgalanmalara
neden olabilmektedir.
Başkan Fadıl Aksun, şirketin hissedarı olan Paul Stuart Chant da kurdurduğu şirkete suç
gelirinden elde ettiği para ile taşınmaz inşaa ettirip bunların satışından elde edeceği parayı
aklama yoluna gitmeye çalıştığını belirtti.
Aksun, şöyle devam ett: “Kara paranın kaynağını oluşturan suçların ve kara para aklama
suçunun neden olduğu sosyal, ekonomik, siyasi sıkıntılardan kurtulmanın yolu ise bu suçları
işleyen örgütleri ve bunlara yardımcı olan kişilere mücadele etmektir. Bunun içinde bu
örgütleri finanse eden kara para ve kara para aklamanın önüne geçmek ve sorunu kaynağında
çözmek gerekmektedir. Tüm bu gerçekler ışığında ülkemizde mal edinerek başka ülkede
işlenen suç gelirinin ülkemiz ekonomik sistemi kullanılarak aklanmasına hoş görü ile
yaklaşmamız mümkün değildir. Aksi bir yaklaşım hâlihazırda tanınma sorunu yaşayan
ülkemizi suç gelirinin kolayca aklanabildiği, dünya ekonomisinden ve hukuk sisteminden
kopuk bir ülke imajı oluşturup itibarsızlaşmasına yol açacaktır.

Dolayısı ile mahkememizin bu hassasiyeti de akılda bulundurarak ülkemizi kullanıp suç
gelirini aklamaya çalışan kişilerin bundan menfaat temin etmelerine izin vermemesi gerekir.
Bu noktada huzurumuzdaki sanığın bir şirket olduğunu göz önüne alarak hürriyeti bağlayıcı
bir cezaya karar vermemiz mümkün olmamakla beraber 04/2008 sayılı yasanın verdiği
yetkiye binaen iddinameye konu İskelede kain 12 adet taşınmaza el koyup Hazineye gelir
olarak kaydetmeyi uygun buluruz.”
Aksun, sanığın lehine ve aleyhine olan tüm olguları değerlendirdikten sonra, şirketi mahkum
ettikleri 1,2 ve 3. Davalardan ayrı ayrı 150,000 TL yani toplamda 450 Bin TL para cezasına
çarptırdıklarını ve iddianameye konu 12 adet taşınmaza el koyup bunları hazineye gelir
olarak kaydettirdiklerini ve Hazinenin bu taşınmazlar hakkındaki tasarrufları ile ilgili olarak
başsavcılık vasıtası ile 6 ayda bir mahkemeye envanter dosyalamasına emir
verdiklerini açıkladı.