2019 yılında toplam memur sayısı 15,519 kişi.

2019’un Ağustos ayı verilerine göre Maliye Bakanlığının maaş/ödenek/yardım adı altında ödediği toplam miktar, 332 milyon 48 bin 399 Türk lirası ve 45 kuruş.

Devlet kasasından her ay 42 milyon İngiliz Sterling üzerindeki bir miktar, maaşlar için çıkmakta.

Ödenen rakam, 15,519 memur, 13.973 emekli, 9121 destek ve katkıya muhtaç ihtiyaçlı kişiler ile 2760 işçi arasında maaş olarak bölüşülmekte.

Kamu adına mesai yapan ve her ay mesaisinden dolayı Devletin maaş ödediği orta sınıf ve alt sınıfa mensup memur ve işçi toplamı kişi sayısı 18.279 .

2019’un Aralık ayı verilerine göre Devletin maaş ödediği kişi sayısı , 41 bin 373.

Veriler, KKTC Maliye Bakanlığı resmi web sitesinden.

Hane halkı sayısının dört kişiden oluştuğu kaba hesabı ile her ay 165,492 kişi Devletin ödediği maaşlar ile hayatını idame ettirmekte.

İçişleri Bakanlığının açıkladığı vatandaş olan 350 bin kişilik ülke nüfusun oranına göre ise nüfusun yarıya yakını Devletin ödediği maaş ile yaşamakta.

Rakamlar, tablonun ne kadar korkunç ve endişe verici olduğunu ortaya koymakta.

Ve 2020 yılı Devlet bütçesinin yüzde 78.68’nin Devlet tarafından ödenen maaşlar için ayrılmasının birincil amacı hayatını idame ettirmek için Devlet maaşına muhtaç olan vatandaş sayısının nüfusun yarısına denk gelmesinden başka bir şey değil.

Rakamlar tek bir şeyi ortaya koymakta.

Kıbrıs’ın kuzeyindeki nüfusun yarısı Devletten aldığı maaş ile yaşayabilmekte ve ekonominin çarkları da Devletten maaş alan nüfusun yarısının kazandığı parayı ihtiyaçları ve hayatını idame ettirmek için iç piyasada harcaması ile dönmekte.

Ve toplumsal huzur ve piyasa dengelerinin istikrarında stratejik öneme sahip olan maaş olgusu, Covit-19 salgını karşısında darbe almış durumda.

Ekonomik/sosyal sistemin istikrarı ve toplumsal barışın önemli ayaklarından biri olan denge her geçen gün sarsılmakta.

Covit-19 salgını ardından Kıbrıs Türk’ünün kapısında yeni bir düşman daha var ;

Sosyal patlama.

Ekonomik kriz ile birlikte başlayacak ve sonrasında etkilerini uzunca bir süre hissettirecek sosyal patlama kapımızda.

Ekonomik döngünün yavaşlamasını durma noktasına doğru kaydıracak olan olgu ise memur maaşlarından kesinti yapılması.

Ve ekonominin durma noktasına gelmesi Devletin önemli gelir kaynaklarından biri olan vergilerin ödenmemesini de beraberinde getirecek olması memur maaşlarının ödenmemesine doğru süreci götürmekte.

Görünen köy kılavuz istemez misali tablo tüm korkunçluğu ve çıplaklığı ile önümüzde durmakta.

Boşanma oranlarının artması, toplumsal panik, adalete ve Devlete güven kaybı sonrası bireysel adalet bulma çabalarının artması, siyasete karşı güvensizlik, olası iflaslar, intiharlar, kaos, anarşi, yağma, vandalizm, cinayet işleme riskinin artması ve benzer olgular bir toplumsal olay olarak sosyal patlamanın aktörleri olarak kapıda beklemekte.

Ve olası bir sosyal patlamaya karşı önlem planlarımız ve tedbirimizin olmaması da vahameti artırmakta.

Hükümetin hiç vakit kaybetmeden Sağlık ve Ekonomi alanlarında gerçekleştirdiği gibi, sosyal patlamayı tetikleyecek toplumsal olayların önlenmesine yönelik yol haritasını ve politikasını belirleyecek tüm kesimlerin paydaş olacağı çalışma gruplarını oluşturması elzem.

Kapımızdaki yeni düşman ; sosyal patlama.

Kapıyı gındırık* bırakan ise UBP-HP Hükümeti.

Ve olası bir sosyal patlamaya hazır olmadığımız tüm çıplaklığı ile ortada.

*GINDIRIK : Kıbrıs Türkçesinde aralık bırakmak, tam kapatmamak.