Serbest Kürsü / Levent Özadam

[email protected]

Dünkü Meclis oturumunu bir miktar izledik ve hayli de üzüldük…

Şu anda hiç de gündem olmaması gereken konular kürsüden dile getirildi!

Belli ki bizim siyasiler salgın olayının ne kadar ciddi boyutlara kadar geldiğinin farkında bile değiller…

Geleneksel bir iktidar-muhalefet tartışmasından öteye gidemediler!

Sağ olsunlar var olsunlar Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşananlar için araştırma önergesi bile sundular ama…

Eminiz ki bu tamamen siyasi bir boyuttaydı!

Müdahale oldu mu oldu…

Hem Cumhurbaşkanlığı hem de UBP Kurultayında bal gibi müdahaleler yapıldı ve adına rica minnet dendi!

Olanları zaten defalarca kaleme aldık, eleştirdik…

Araştırılmalı mı araştırılmalı!

Ama bu önergeyi sunanlar bile bu araştırmadan hiçbir şey çıkmayacağını bile bile böyle bir hassas dönemde meclis kürsüsünü işgal ediyorsa biz bunda iyi niyet filan aramayız…

Maksat kürsüye çıkıp konuşmak!

İktidarı yerden yere yere vurmak…

Yine de tamam da bunun şimdi ne yeri ne de zamanıdır!

Onunu içindir sürekli erken bir genel seçimden yana olduk bu konuda uyarılarda bulunduk…

Şu anki meclis aritmetiği halkın iradesini yansıtmamaktadır!

Hadi salgın nedeniyle yeni bir seçim lüks olacaktı ama…

Bari şu anki elimizdekiler ülkenin ve ülke insanının içinde bulunduğu buhranlı dönemi göz önünde bulundurarak bir süreliğine sulh ilan etselerdi!

Siyasete ve siyasilere zaten olmayan güvenin gün geçtikçe daha da aşağılara düşmesi bu ülkede kimsenin yararına değildir…

Ortada saçma sapan bir 13’ncü maaş tartışması yaşanıyor…

Hükümette bu konuda her kafadan bir ses çıkınca vatandaş artık kuşku duymaya başladı!

Zira bir çok banka vatandaşa 13’ncü maaşı verdi, bunun geri dönmesini bekliyor ama…

13’ncü maaşlar er ya da geç ödenecektir!

Zaten aksi olursa bu hükümetin ömrü 2 ay bile olamaz…

Ama her şeye rağmen asıl sorunumuz yerel bulaşın artık sokağa inmesidir!

Okullarda, marketlerde, kapalı mekanlarda yerel vakaların ciddi bir şekilde artması bizim siyasilerin hiç mi umurunda değil…

Kürsüyü böyle kavga kültürünü artıracak konularla işgal etmek de neyin nesidir?

Bu iş çoktan kontrolden çıkmış, bahsedilen söz konuşu başarı hızlı bir şekilde başarısızlığa doğru kendini bırakırken, gündem değiştirmenin, siyasette bir adım öne geçme derdi sizlere yakışıyor mu?

Salgın bir yanda yaşanan ekonomik sıkıntılar diğer yanda…

Böyle giderse de hem vaka sayısı artacak hem de ekonomide grafik her geçen gün aşağıya inecek!

Tamam önce sağlık sonra ekonomi ama…

Salgından olumsuz etkilenen ekonomi her eve aynı zararı vermediği için burada bile büyük adaletsizlik var!

Şu anda sessiz çoğunluğun esas gündemi kapanmak korkusudur…

Biz bile bu konuda her gün onlarca telefon alıyoruz!

Son 9 aylık süreç belli ki insanların canını görünenden çok daha fazla yakmış olacak ki şu anda tek merak edilen neredeyse bu oluyor…

Kapanacak mıyız diye soruyor insanlar!

Buna karar vermek bizim işimiz değil…

Ama o meclis salonunda oturup birbirleriyle didişenler var ya!

Hani şu kendilerine milletin vekilleri deniliyor…

Oturup bir masa etrafına siyasi gaylelerini bir yana bırakıp kafa kafaya vermek zorundadırlar!

Kapanacak mıyız kapanmayacak mıyız?

Madem ki o koltuklara halkın oylarıyla geldiniz, bunun gereğini de yapmak gibi bir sorumluluğunuz vardır!

MESAJ KUTUSU

Sayın Ali PİLLİ, bazı sağlık çalışanlarının temaslı oldukları bahanesi ile işlerinden kaytardıkları yönünde ihbarlar yapılmaya başlandı. Süreç her türlü suistimale açık olduğu için çürük elmaları diğerlerinden ayırmak gerek değil mi? Bu arada meyhaneci hekim arkadaş hakkında hala bir soruşturma başlatmadınız mı?

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, hem kamu hem serbest hekimlerin birlikte örgütleneceği Hekim-Sen’in kuruluş organizasyonu için düğmeye basmanız bekleniyormuş. Çok sayıda hekim arkadaş sizden çıkacak olan kararı bekledikleri yönünde mesajlar gönderiyorlar, haberiniz olsun istedik…

Sayın Güneş ONAR, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarlık görevinizin devam etmesi yönünde bir takım görüşler ortaya konurken bazı UBP’liler de o makamdan alınmanız için hayli bastırmaya başladılar. Bu hafta sonuna kadar konunun netlik kazanacağı belirtiliyor…

Sayın Fikri ATAOĞLU, atamalar konusunda özellikle de yönetim kurulu üyeliklerinde belli ki epey başınız ağrıyacak gibi gözüküyor. Bu konularda otoriteyi elinizden bırakırsanız bir daha da geri alamazsınız, kararlı ve dik durmakta yarar görüyoruz…

Sayın Teberrüken ULUÇAY, Meclis oturumlarında maske takma konusunda vekilleler arası uyum olmadığı için görüntü de hoş durmuyor. Takmayanlar PCR testi yaptıklarını söylüyorlar ama test yapmak sonsuza kadar hür yaşamak anlamında olmasa gerek değil mi?

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, siz her ne kadar artık İstanbul’a yerleşip orada bir gelecek planı yaparken burada arkadaşlarınız istifanızı kabul etmeyip geriye dönmeniz için psikolojik bir baskı yapmaya başladılar. Bu arada UBP’nin ilk kurultayında genel başkanlığa aday olmanız için perde gerisinde bir takım kulisler yapılmaya başlandı.

Sayın Olgun AMCAOĞLU, velilerin bir çoğu salgının yoğunlaşmasından dolayı yarı yıl tatilinin bir ay önceye alınmasını isteyen mesajlar göndermeye başladı. Konuyu değerlendirip gündeme getirmekte yarar var zira bu konuda pek yakında panik yaşanmaya başlanacak!

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, eğer şu anki bakanlık verilmeseydi bu makamdan çok daha üst bir makama getirileceğinizi biliyor muydunuz? Fazlasıyla ses getirecekti ama şükürler olsun ki bakanlığınız konusunda çok fazla muhalefet yapılmadı, siz de yuvaya dönmüş oldunuz…

Sayın Fehmi GÜRDALLI, Türk Ajansı Kıbrıs’ın 47’nci kuruluş yıldönümünü kutlar siz ve nezdinizde tüm çalışanların başarılı çalışmalarının devamını dileriz. Bakalım hangi hükümet size daha iyi çalışma şartları sunan yeni bir binayı tahsis edecek. Hayal de olsa güzel değil mi?

Sayın Hasan SUNGUR, İşverenler Sendikası olarak devletin acil olarak tedbir almasını önerdiniz ama artık işverenler de pamuk ellerini ceplerine sokmak zorundalar değil mi? Zira birçok patronun cebinde akrep olsa gerek ki çalışanlarına yeteri kadar sahip çıkmıyorlar…