KAHRAMAN TMT KOMUTANLARINA UZANAN ELLERİ KIRARIZ

"Yavuz hırsız ev sahibini bastırır"ve "hem suçlu hem güçlü" misali, Rum tarafı TMT’nin kahraman komutanı Turgut Yenağralı’yı yargılamaya hazırlanıyor.GKRY Yenağralı hakkında tutuklama kararı çıkarttı. Kahraman TMT komutanı Yenağralı gibi,bir savunma ve direniş teşkilatı olan Türk Mukavemet Teşkilatı ‘nın komutanlarının hedef gösterimesi asla kabul edilemez, bu saldırganlığa asla göz yumulamaz.EOKA katillerinin, milislerinin saldırıları karşısında ÖLDÜRMEYE GELENİ ÖLDÜRMEK ZORUNDA kalarak NEFSİ MÜDAFAA yapmak, ne zamandan beri suç olmuştur?

GKRY yeni belirlediği strateji çerçevesinde Kıbrıs Türklerinin adadaki varlığını sona erdirmek amacıyla çok yönlü çalışmalar yürütmektedir.Bir yandan Kıbrıs etrafında petrol ve doğal gaz sondajları konusunda tahrikler devam etmekte,bölgemizdeki ülkelerle şer ittifakları kurulmakta, tatbikatlar yapılmakta, RMMO’nun silahlanması ve ABD’nin silah ambargosunun kaldırılması için çabalar sürmekte, müzakerelerin başlaması için ortaya Kabul edilemez önşartlar konmakta,diğer taraftan da akılları sıra Kıbrıs Türklerinin direnişini ve mukavemetini sekteye uğratacak şekilde adımlar atmaktadırlar.Önce adayı kana bulayan EOKA’cı katillerin İngiliz İdaresi döneminde gördükleri zarar tazmini için İngiliz mahkemelerine başvurdular.Şimdi de kahraman TMT mensuplarının yargılanması için düğmeye bastılar.

Yenağralı katıldığı bir televizyon programında ‘Rumları öldürdüm,dahasını da öldürecektim’ demesini fırsat bilen Rum Yönetimi Yenağralı gibi TMT komutanlarının yargılanmaları için çalışmaları hızlandırdı.Görevi Halkımızı savunmak olan Cumhurbaşkanı Akıncı, Hükümet ve Dışişlerinde ise utanç verici bir sessizlik var,tek bir açıklama dahi yok; yazıklar olsun.

EOKA katillerinin, milislerinin saldırıları karşısında ÖLDÜRMEYE GELENİ ÖLDÜRMEK ZORUNDA kalarak NEFSİ MÜDAFAA yapmak, ne zamandan beri suç olmuştur?

TMT’cileri YARGILATMAYIZ

Asıl yargılanması gereken 1955 TEN 1974’ E KADAR ADAYI KAN GÖLÜNE ÇEVİREN MASUM, AKRİTAS ve İFESTO soykırım planlarını yapıp uygulayan, SİLAHSIZ sivil Türkleri katledip toplu mezarlara gömen

EOKA TERÖRİSTLERİ ve onların siyasi liderleridir

ADANIN DÖRT BİR YANINDA MASUM,SİLAHSIZ,SİVİL TÜRKLERİbHUNHARCA KATLEDEN EOKA KATİLLERİ ve siyasi liderleri HALA SERBESTÇE DOLAŞMAkta VE YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMAMAKTADIR.

BAŞTA CUMHURBAŞKANI AKINCI VE HÜKÜMET olmak üzere GKK ve polis HEMEN HAREKETE GEÇMELİ, EOKA CANİLERİNİN YARGI ÖNÜNE ÇIKARILMALARI İÇİN GEREKLİ adımları atmalıdır.

1963-74 ARASINDA RUM YÖNETİMİ siyasi, bürokrasi, RMMO ve polis KADROLARINDA OLAN VE KATLİAMLARA DİREKT VEYA DOLAYLI KARIŞANLAR, EMİR VERENLER, DESTEKLEYENLER,

YÜREKLİLENDİRENLER ve göz yumanlar da YARGILANMALIDIR.

1963-1974 yılları arasında yaşanan Kumsal Baskını, Ayvasıl, Arpalık, Geçitkale Katliamları ve Pilot Yzb. Cengiz Topel'in şehit edilişinden sorumlu olanlar

1974’te Alaminyo, Muratağa, Sandallar, Atlılar, Taşkent'de yapılan katliamların elebaşları,masum insanları hunharca katledip,buldozerlerle çukurlara gömen Eoka katillerinin yanlarına kar kalmamalıdır.

Eokacı teröristlerin Taşkent katliamından yaralı olarak kurtulan tek Türk Suat Kafadar’ın anlattıklarından yola çıkarak MAKiNiST MAGI, STASİ, MARO, ANDRİKO MELANİ gibi katiller yanında diğer katliamların tanıklarının anlattıkları, yapılan ihbarlar ve suçunu itiraf edenlerin beyanları dikkate alınarak katiller hakkında tutuklama kararı alınmalı ve adalet önüne çıkarılmalıdır.

Kahraman TMT komutanı Yenağralı gibi,bir savunma ve direniş teşkilatı olan Türk Mukavemet Teşkilatı ‘nın komutanlarının hedef gösterimesi asla kabul edilemez, bu saldırganlığa asla göz yumulamaz

EOKA katillerinin,milislerinin saldırıları karşısında ÖLDÜRMEYE GELENİ ÖLDÜRMEK ZORUNDA kalarak NEFSİ MÜDAFAA yapmak, ne zamandan beri suç olmuştur?

Rum gazetesi Cyprus Mail bile yayınladığı bir yazı ile Rum yönetiminin bu saldırganlığına tepki gösterirken Akıncı hükümet dışişleri basın ve sivil toplum örgütlerinin sessiz kalması utanç vericidir, canını ortaya koyarak halkımızı savunan mukavemetcilere ihanettir. Rum saldırganlığı karşısında halkımızı savunmayan Akıncı ve hükümet derhal istifa etmelidir

Mukavemetçi örgütleri adları bilinen katiller hakkında polise ve başsavcılığa suç duyurusunda bulunmalıdır. Polis ve savcılık bu katiller hakkında mahkemeden tutuklama kararı talep etmeli, kırmızı bülten çıkarılmalı, yargı süreci başlamalı ve gıyaplarında da olsa yargılama yapılarak karar alınmalıdır.

Kıbrıs’ta 1955 sonrasında gerçekleşen Rum katliamlarının şahitleri zaman içerisinde açıklamalarda bulunmuş ve Eokacı katilleri ifşa etmişlerdir.Bu arada ‘kahramanlık taslayan’ Türk öldürmeyi övünç kaynağı addeden bazı Eokacılar da, kendileri masum insanlarımıza nasıl kıydıklarını anlatmışlardır.

Birçok konudaki ihmaller zinciri neticesinde Rum propaganda mekanizması meydanı boş bulmuş ve Rum

tarafını Kıbrıs sorununda haklıymış gibi gösterecek adımlar atmıştır.Bunda da başarılı olunmuştur. Türkiye’nin Kıbrıs’ta işgalci olduğu,Kıbrıs sorununun 1974’te başladığı,Maraş’ın Rum toprağı olduğu,Kıbrıs’lı Türklerin 1963’te isyan bayrağı açarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nden ayrıldığı gibi birçok önemli konuda,Türk tarafının zamanında tepki göstermemesi,sessiz kalması ve kendi lobi mekanizamasını kuramaması nedeniyle,Rumlar kendi yalan ve senaryolarını dünyaya Kabul ettirmeyi başarmıştır.

Şimdi hedefte kahraman TMT komutanları vardır. Adayı kan gölüne çeviren,Akritas ve İfesto planları ile Kıbrıs Türklerini soykırıma tabi tutarak yoketmeyi hedefleyen Eoka yanlısı Rum Yönetimi,TMT komutanlarını suçlayarak sanki Kıbrıs’taki vahşetin,olan biten dramanın sorumlusu onlarmış gibi bir senaryoyu devreye koymuştur.

Maalesef Türk tarafında yine DERİN BİR SESSİZLİK vardır.TMT komutanlarının yargılanmasından sonra sırasıyla Kıbrıs’ta görev yapmış sancaktarlar, bayraktarlar, Cemmat ve Temsilciler Meclisi üyeleri ve diğer önemli makamları yargılama sürecine geçileceğinden hiç şüpheniz olmasın.Rum tarafının rahmetli Dr.Küçük ve Denktaş’ı yargılayıp, hüküm alması ve bu hüküm üzerinden propaganda yapması an meselesidir.

TAŞKENT KATLİAMINDAN KURTULAN SUAT KAFADAR’IN AÇIKLADIKLARI VE BUNA BENZER AÇIKLAMALAR DOSYALANMALI VE DAVA AÇILMALIDIR.

15 Ağustos 1974 tarihinde Larnaka kazasına bağlı karma bir köy olan Dohni (Taşkent)’deki Türkleri teslim alan EOKA’cı terrorist katiller köyün erkeklerini iki otobüse doldurdular. Dohni’nilerin yanı sıra, yakın köylerden Tatlısu (Mari) ve Terazi (Zigi) köylerinden aldıkları erkekleri de aynı otobüslere koydular. Limasol’daki esir kampına götürülecekleri söylenen toplam 84 (seksen dört)

masum sivil insan esir alındı ve sonra da hunharca kurşuna dizilerek katledildi…

Kayıp şahıslar komitesinin yaptığı çalışmalar sonucu Taşkent’in 84 şehidinden 45’inin naaşı bulundu.

Aralarında sadece bir kişi SUAT KAFADAR şans eseri ölmedi ve kurtuldu.KAFADAR daha sonra yaptığı açıklamada köye gelenleri ve onları otobüslere bindirenlerin bazı EOKA’cıların isimlerini verdi:

Makinist Magi-STASİ-MARO-ANDRİKO MELANİ

14 Ağustos’ta silahlı Rum askerleri ve EOKA’cılar tarafından önce Sandallar köyü basılmış, daha sonra bu köylüler Muratağa’ya getirilerek, burada Muratağa köylüleri ile birlikte kurşuna dizilerek öldürülmüşlerdir. Muratağa ve Sandallar köylülerinin birlikte gömüldükleri mezardan ise 89 kişi çıkarılmıştır. Köylüler öldürüldükten sonra buldozerler kullanılarak bölgedeki bir taşocağının yakınlarındaki bir toplu mezara gömülmüşlerdir. Katliam sırasında köy dışında bulunan az sayıdaki köylüler ise katliamdan kurtulmuştu. Muratağa köyünün imamı da kurtulanların arasındaydı. Katliamdan kurtulanlar, katliamı yapanların bazılarının kimliklerini tespit ettiklerini söylemiştir.

Muratağa ve Sandallar katliamından sonra ertesi gün 15 Ağustos’ta bu defa Sandallar ve Muratağa köylerine çok yakın olan Atlılar (Aloa) köyü basılarak katliam yapılmıştır. Silahlı Rum askerleri ve EOKA’cılar, Atlılar köyündeki insanları köy dışına çıkararak toplu mezarları kazdırıldıktan sonra hepsini kurşuna dizerek öldürmüşlerdir. Atlılar köyü toplu katliam mezarından 37 kişi çıkarılmış olup saklanarak kurtulabilen üç kişi dışında köy halkı tamamen öldürülmüştür.

ELİ KANLI PAPAZ MAKARİOS’UN emriyle 1963-1974 arasında yollarda işine giderken “kaybolan” veya daha doğrusu “kaybettirilip öldürülen” Kıbrıslı Türklerin katilleri bulunup yargılanmalıdır.Rum Cuntası’nın Kıbrıs’a gönderdiği askerlerin önemli bir bölümü de Kıbrıs’taki katliamlardan sorumludur.Aslında devletin yapamadığını gazeteci arkadaşımız Sevgül Uludağ yapmıştır,Rum katliamlarına maruz kalanlarla,olayların şahitleriyle yapılan yüzlerce röportaj açılması gerekli olan davalara ışık tutacak önemli belge niteliğindedir.