Kahpe Eylem Fahişeleri
İstanbul Beşiktaş’taki hain terör saldırısı daha belleklerimizde ki enkazını kaldırmamışken şimdi de Kayseri’de ki bombalı saldırı gerçekleştirildi. Yine şehitlerimiz var, gazilerimiz var. İçimiz kan ağlıyor. Beşiktaş’taki “Beleş Tepe” diye bilen yer artık “Şehitler Tepesi” olarak bilinmekte ve rahmetli olan polislerimize, sivillerimize ağlarken şimdi de izne çıkan askerlerimize ağlıyoruz. Bu terör olaylarını planlayan, gerçekleştiren ve her platformda destekleyen kim varsa Allah belasını versin.
Burada yaşanılan süreci aslında çok iyi değerlendirmek gerekmektedir. Kaç terör örgütü var. Kaç terör örgütü Washington’un yada başka başkentlerin eylem fahişeliğini yapmaktadır bunları görmek ve dillendirmek gerekmektedir. Birkaç ay önce Ceylanpınar’da 2 polisimizin öldürülmesini hiçbir örgüt üstlenmedi. Neden? Kandil’den Cemil Bayık tam 3 kez “biz yapmadık” diye savunmaya geçmesini sorgulamak gerekir. Peki PKK yapmadı ama kim yaptı? Mademki Kürdistan diye ilan ettiğiniz Türkiye Cumhuriyeti topraklarında size bu emri kim verdi? Hangi batı diye adlandırılan canavardan talimat aldınız. FETÖ’ nün CIA’ nın eylem fahişeliğini kim yapmakta. TAK, PYD, İŞİD, FETÖ, PKK gibi terör örgütleri ve bunlara her gün bir yenisi eklenen küçük örgütlerle dış güçler büyüyen ve büyüdükçe de güçlenen Türkiye’nin önün kesmeye çalışmaktadır.
Yaşadığımız son kahpe olayda da bütün vatandaşlarımız HDP binalarına saldırmaya başlamış ve KÜRT-TÜRK kaosunu tırmandırmaya başlamışlardır. TÜRK – KÜRT kardeştir. Ayrım yapan, fitne fesat sokan kalleştir. Dolayısı ile yaşanılan terör olaylarında emri verenleri ve bu hainliği yaptıranları sorgulamak daha doğru olacaktır. Malcom X’ in dediği gibi “Kuklayı değil, kuklacıyı bulmuş oluruz” sözünü de hatırlatmakta fayda var.
Önde gelen Kürt bir lidere sormuşlar” Abdullah Öcalan sizden mi ?” diye, alınan cevap ise “ bizden böyle kahpe çıkmaz” olmuştur. Abdullah Öcalan’ın uyruğu bile belli değildir. Gülen denilen kahpenin de aynı şekilde. Sözde Müslüman Gülen ,kahpe bir terör başıdır. Yani demek istediğimiz, PKK etnik temelli terör örgütü. FETÖ ise terör ve istihbarat örgütüdür. Bunları kullananlarda batı ve Gülen’i bir türlü teslim etmeyenler.
Beşiktaş ve Kayseri’deki terör olaylarının zamanlamalarına da dikkat çekmek isterim. Beşiktaş’taki hain olayın öncesinde TBMM’ye “Başkanlık” için başvuru verilmiştir. Olayın gerçekleştiği saat ise gece 11 civarı. Yani taşralara gidecek olan gazetelerin aslında basıldığı saat. Böyle olunca ne oluyor biliyormusunuz? Ertesi gün manşetlerde doğal olarak “başkanlık geliyor” başlığı oluyor. Çünkü Başkanlık gelince “güçlü başkanlık” sloganı ile geliyor. Kamuoyunda ki algıda Suriye’ye gerekirse savaş açılacak. Esad yanlıları ise veryansın ediyor böylelikle. Çünkü güçlü Türkiye, güçlü başkanlık istenmiyor. Manipilasyonu görmek gerekir.
Kayseri’deki patlama da ise sabah 08.40 civarı. Patlamadan yaklaşık birkaç saat sonra İHH insani yardım vakfının konvoyu Hatay Cilvegöz sınır kapısına dayanıyor, niyemi? Çünkü; Suriye’nin dikkatini çekmek için. İHH’ nın başkanı Bülent Yıldırım otobüslerle, uçaklarla oraya insanları yığacağı zaman bu patlama ile mesaj verilmek isteniyor. Bu patlamalar devam eder yada devam etmez. Tabiiki temennimiz bir daha böylesi acıların yaşanmaması ama güçlü Türkiye’nin daha da güçlenmesini istemeyen kahpe eylem fahişeleri amaçlarına ulaşamayacaklar ve bir gün kendi kanları ile boğulacaklar.
Kahpe Eylem Fahişeleri
Yrd. Doç. Dr. Güven ARIKLI
Yrd. Doç. Dr. Güven ARIKLI
Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! KKTC’deki sol sendika ve örgütlerin ağzından düşürmediği “faşist” sözcüğünün dik alasının yaşandığı Güney Kıbrıs’ta yaşananlar ortadayken, Güney’e geçen Kıbrıslı Türkler’in ELAM yanlısı gruplarca saldırıya uğradığı polis kayıtlarına geçmişken, Rum çocukları Türk düşmanı olarak yetiştirilirken KKTC’deki bazı sözde sendikacılar ve işbirlikçisi sözde gazete yazarları, ahlaksızca saldırılarda bulunmakta, Kıbrıs Türk Halkı’na apaçık ihanet etmektedir.
Kıbrıs Türkleri’nin 50’lerden bu yana yapmaya çalıştığı, vatanını, namusunu ve yaşama hakkını korumaktan başka bir şey değildir.
Buna hukukta “meşru müdafaa” denir.
1963’te anayasa değişikliği talebiyle Akritas Planı’nı uygulamaya koyan Rumlar, 20 Aralık 1963 gecesi başlayan olaylarla 30 köye saldırı düzenlemiş, bu sayı kısa sürede 103 köyde katliama dönüşmüştür.
1950’lerden başlayarak sistemli bir şekilde Türk düşmanlığını eyleme koyan Rumlar, 16 Ağustos 1960’ta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak kurulmasının ardından başlattığı dışlama ve soykırıma varan saldırılarını günümüzde de farklı boyutlarda sürdürmektedir.
KKTC topraklarında KKTC kimliği ile yaşamını süren bazı aklı evveller, hala Rumlar’la bir arada yaşama konusunda israr etmekte, Türk yönetimini akla hayale sığmayacak sözde suçlamalarla zor duruma düşürmeye çalışarak Rum yönetiminin uşaklığına soyunmaktadır.
Oysa genetiğinde Türk düşmanlığı bulunan Rumlar, hata üstüne hata yapmakta, insanlık dışı davranışlarına her gün bir yenisini eklemektedir.
Rum zihniyetini ortaya koyan son olayda, 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları için KKTC’ye gelmek üzere yola çıkan Sırp çocuklar, sınırdışı edilmiştir.
Bu olay, Rumlar’ın fanatizmden öte “Türk düşmanlığı” ile yoğrulmuş olduğunu ortaya koymakta, Rumlar’ın gülümseme maskesi altında kin, nefret ve yoketme arzusu taşıyan duygular yattığı ortaya çıkmaktadır.
Toplam sayısı 12 olan 10-13 yaşlarındaki çocuklar, sınırdışı edilerek özel bir uçakla ülkelerine gönderilmiş, Kıbrıs’tan deport edilmiştir.
Gözyaşları arasında ülkeleri ülkesine dönen çocuklar ve yanlarındaki eğitmenler, yaşananlara bir anlam verememiş, Rum’un çirkin yüzünü onlar da yaşayarak öğrenmiştir.
Peki içimizdeki Rumcular?
Başta KTÖS yöneticileri ve yandaşları olmak üzere kendilerine “Rumcu” denildiğinde canı sıkılan ve yüzü kızaranlara bir kez daha seslenmekte yarar var..
Bu insanlık dışı olayı siz nasıl karşılıyorsunuz?
Gündemi değiştirmek için “TL’den vazgeçelim, Euro’ya geçelim” diyerek bu olayı geçiştiremezsiniz.
Türkiye’deki Anayasa değişikliği ile ilgili gerçek dışı söylemlerinizle de bu olayı geçiştiremezsiniz.
Ne söylerseniz söyleyin inandırıcı olamayacağını biliyorsunuz.
Onun için sus-pus olup, sesinizi çıkarmıyorsunuz.
Sayın Akıncı’nın yüzüne kapıyı çarpıp sigarasını tüttüren Anastasiadis’e de bir sözümüz var.
“Siz hangi çağda yaşıyor, hangi akla hizmet ediyorsunuz.”
Siz kendinizi ne zannediyorsunuz?
- HOCALI’YI UNUTMAYACAĞIZ 25.02.2018
- Dr. Küçük ve Denktaş 14.01.2018
- 21 Aralık, Maskelerin Düştüğü Gündür... 21.12.2017
- SİZ KARAR VERİN… 17.12.2017
- Bu Adam mı ? Arkadaş! 08.10.2017
- Barzani’ye Son İkaz 04.10.2017
- Avrupa Birliği yerine Türk Birliği 06.09.2017
- NE ZAMAN KENDİNİN FARKINA VARACAKSIN? 12.07.2017
- Dün, Dünya Basın Özgürlüğü Günüydü ! 04.05.2017
- Faşist arıyorsanız Rum’a bakın! 20.04.2017
Yorumlar