Kadını türlü türlü sömürenler var dünyada.

Çocuk gelinler, koca dayağı, yeni türetilen ‘’tween’’ler, kaçırmalar, tacizler, cinayetler, mobingler…

Kadın sömürüsünün görünen yüzüdür bunlar.

Genelde de erkekler sömürür derler.

Bir de başka sömürü şekli var ülkemizde kadının.

Üstelik, kadını daha çok kadının sömürdüğü!

Sömürülen kadınlarımıza mecliste ben KADIN’ım, FEMİNİST’im diyenlerin bile başlarını kuma gömercesine görmezlikten geldiği!..

Tüp Bebek Kadınları ismini verdim ben onlara!

Çünkü bu sektör sömürüyor onları.

Tüp bebek merkezleri ile, oralara başvuran aileler ile, aracılar/komisyoncular ile ve en ama en vahimi de Devlet’in gözleri önünde, Salık Bakanlığı’nın bilgisi ile!

Nasıl peki?

Yumurta ticareti!

Evet.

Hani çok iyi biliriz ya gece kulüplerini. Hani, kadınların bedenlerinin, ruhlarının sömürüldüğü yerleri. Sadece onlar var zannederiz ülkemizde kadın ticareti adına, kadının bedeni satıldığı için…

Başka yerleri de satılır kadınların bu ülkede…

En kutsal yerlerinde gizledikleri üstelik…

Kadına kadınlığının bahşedildiği yerinde…

Yumurtalığında sakladığı, doğumdan itibaren sayılarının bile belli olduğu,

Soyunun özü, yumurtası…

Bu öz, yani yumurta, ticari malzeme artık.

Alım satım piyasası var ülkemizde…

Yumurta ticareti var herkesin bildiği ama bilmezlikten geldiği ya da ‘’banane’’lerle geçiştirdiği…

Güya ülkemizde İnsan Hücre, Doku ve Organ Nakli İle İlgili Kuralları Düzenleyen Yasa altında bir Tüzük mevut. Güya ülkemizde Hasta Hakları ile ilgili dernekler mevcut!

Tüzüğe göre yumurta satılamaz, bağışlanır…

Hepsi kağıtta!

Öyle bir satılıyor ki!

En çok satanlar da üniversiteli öğrenci kadınlar.

Türkiye’den gelenler de var ülkemize.

Bağış adı altında satılıyor yumurtalar.

Kaliteli ise kapış kapış gidiyor üstelik.

Fiyatı 2-4 bin TL’den başlıyor, 6-7 bin TL’ye kadar gidiyor.

Bunda bile sömürü var!

Yumurtaları satanlardan bazıları, vaad edilen ücretin yarısını ancak alabiliyorlar.

Sebep olarak da, yumurtalarının kalitesiz çıkmasını öne sürüyorlar…

Tüzüğe göre, her siklusta 10(on) yumurta toplanır deniliyor.

Kim kontrol eder ki!

50 yumurtası birden alınan kadın var! Sağılıyorlar adeta!

Üstelik bu yumurtaları tek aile için değil, üç aileye ayrı ayrı satılabiliyor da. Yumurtasının satan kadının olup bitenden haberi bile yok!

Sözüm ona, bağış kağıdı imzalatılıyor yumurtalarını verirken. ‘’Kendi isteğimle ve hiçbir maddi çıkar beklemeden.’’ diye yazdırılıp imzalatılıyor bu kadınlara.

Oysa ki yapılması gereken, Sağlık Bakanlığı’nın kuracağı elektronik sistem üzerinden kayıtların yapılması.

Var mı bu sistem? Yok tabii ki!

Kayıt sistemi olmadığı için de, bir kadının kaç defa bağış yaptığı (yumurtasını sattığı) bilinmiyor devlet tarafından!

Devletin umurunda mı? Hayır!

Tüp Bebek Merkezlerinden ne koparırsa kar devlet için!

Yumurtalarını satan Tüp Bebek Kadınları’nın hormon sistemi darmadağın ediliyor.

Ne için?

Yumurtlasın diye!

Tabiri caizse, çiftlikteki tavuklar gibi, hormon gücü ile yumurtlatılıyorlar!

İnsani olup olmadığı tartışılır…

İşin içinde olanlar söylüyor, hormonların fazla verildiğini…

Yumurtalarını satan kadınların çoğunun, yoğun hormon tedavisi altında bedenleri, hormon dengeleri alt üst ediliyor. İyi huylu tümörlerden tutun da kanser olmaya kadar riske atılıyorlar.

Denetleme? Kayıt? Yok!

Tüp Bebek Kadınları’nın yumurtaları pazarlanıyor bu ülkede!

Ünversiteye gelenleri bu sistemle tanıştıran aracı erkekler bile var!

Her kadından komisyon alanlar var!

Evet değerli okurlar…

Okudukça ürperdiniz…

Bir de yaşayanları düşünün!

Onlar KADIN!

Sahipsiz kadınlar onlar!

Kaç çocuğun annesi olduklarını bile bilemiyorlar, kayıt altına alınmadıkları için!

Kadınların sadece bedenleri satılmaz bu ülkede!

Yumurtaları da satılır!

Bir aile mutlu… Çünkü çocukları olacak…

Tüm bebek merkezleri mutlu… Çünkü bilinmeyen kazançlarına kazanç katacaklar!

Aracılar mutlu… Çünkü aradan onlar da nemalanacaklar!

Peki ya yumurtaları satılan kadınlar?

Buruk mutluluk onlarınki… Hissettikleri gerçekten mutluluksa…

‘’Unutmaya çalışıyorum’’ demişti kadının birisi…

‘’Düşünürsem kafayı yerim…’’diye devam etmişti…

‘’Param olsa satar mıyım? Belki de benim çocuğum olacaktı!’’ deyip ağlamıştı…

Herkesin önünde yaşadığı bir hayatı vardı bu ülkede…

Bir hayatı da, kadın sömürüsünün öteki yüzündeydi…

Devletin giremediği karargahlarda,

Yumurtasını satıp, parasını aldığı…

Tüp Bebek Merkezleri denetimsiz bu ülkede!

Tüp Bebek Kadınları’nın girip çıktığı,

Kayıtlarının tutulmadığı…

Bir tarafta umutlar, bir tarafta yumurtalar, bir tarafta paralar havada uçuşurken…

Devlet yerin dibine batar adeta,

Tüp Bebek Kadınları’nın gözyaşlarının ağırlığı altında…

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899