Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Kıbrıs Türkünün kaderidir sanki…

Geçmişten bu yana yurt dışına ciddi bir göç yaşandı!

Sonra bunu beyin göçü izledi…

Özellikle yurt dışında okuyan gençler kendi doğup büyüdükleri ülkelerinde gelecek göremeyince genelde okudukları ülkelerde kalıp hayatlarını oralarda sürdürdüler!

Kıbrıs birçoğu için artık tatil ülkesi haline geldi…

Birkaç haftalık kaçışlar aileler ile hasret giderme ve sonrasında geldikleri yere dönmeler…

İnsanlar doğdukları değil doydukları yeri memleket benimsediler!

Bir de tabi ki kötü siyaset ve yönetimleri var…

Bu ülkede uzun bir süredir kendin olmayanı adam yerine koymamama geleneği var!

Eğer parti rozetini taşıyorsa ne ala devletin tüm kapıları onlara açık…

Ama işte o lanet olası rozeti takmayanlar hep dışlandılar bu ülke insanı yerine koyulmadılar!

Sonuç ortada…

KKTC’nin şu anki nüfusu net olarak bilinmiyor!

Ama daha önemlisi yurt dışında yaşayanlar hiç bilinmiyor…

Böyle kadersiz bir millet haline geldik!

Yok, aslında getirildik…

Buna sebep olanlar utanır mı?

Tüm dünyada ve tabi ki bizim ülkemizde de son 1.5 yıl kabul gibi geçti…

Tabi ki herkes için değil!

Salgın nedeniyle servetine servet ekleyenleri bir yana koyarsak ezici çoğunluğun refah düzeyi düştü…

İnsanlar hayat standartlarından hep ödün vermek zorunda kaldılar!

Kamu çalışanları küçük kayıplarla atlattılar ama hoş onların da geleceği artık her geçen gün belirsizleşiyor…

Özel sektör ise değil elini başını, gözünü taşın altına koydu!

Pardon koymak zorunda bırakıldı…

Zaten dar gelirliydi, kemeri son deliğine kadar daralttı!

Şimdi borçları, kredileri, banka kartlarını ödeme telaşında…

20 Binin üzerinde mazbata dosyası mahkemelerde bekliyor!

Polis biraz insaflı olmasa binlerce mağdur cezaevinin kapısında kuyruk bekleyecek…

Şükürler olsun ki o kadar mahkumu barındıracak binalara sahip değiliz!

Ama bir şekilde o dosyalar ile yüzleşecekler ya…

Kabul gibi bir şeydir malum sonu beklemek!

Bin kere öleceğimize bir kere ölelim diyenlerin sayısı arttıkça artıyor…

Alın size işte sosyal patlamanın daniskası!

Artık iş dünyası da geleceğini göremediği için kaçış planları yapmaya başladı…

Eskiler bu konuda gurur yapıp doğduğum para kazandığım ülkeden kaçmam dese de genç nesil öyle mi?

Varlıklı aileler arasında şimdi genç nesil ile eskiler arasında büyük bir karar alma tartışmaları yaşanıyor…

Eskiler elimizdeki ile yetiniriz derken sağda soldaki arazileri de ardı ardına satıyor!

Borçları kapatmak gençleri zorda bırakmamak için!

Gençler ise daha heyecanlı ama ileri görüşlü…

Satalım, savalım gidelim başka bir ülkeye yerleşelim diye tutturmuşlar!

Yerden göğe kadar da hakları var çünkü…

Yılların emeği ile kazanılmış varlıklar kendi gözleri önünde eriyip bitiyor!

Debelendikçe daha da batıyorlar…

Tünelin ucunda bir umut ışığı olsa belki bir nebze yumuşayıp yine kendi ülkelerini tercih edecekler ama nafile!

Işık yok, aksine zifiri karanlık bir geleceğe doğru toplum olarak hızla ilerliyoruz…

Bizi bu hale sokanlar ise hala nutuk sallamaya devam ediyor!

Kaçanın kurtulacağı günler yaşıyoruz…

3 köpeğe teslim!

Resimlerini de çektik ama buradan yayınlamaya utandık…

İki köpek giriş kapısının içinde gölgede dünyadan habersiz uyuyor!

Bir diğeri de duvarın gölgesine yaslanmış gözlerini kapamış ha uyudu ha uyuyacak…

Ortalıkta tek bir kişi bile yok!

O kadar yoğun eleştiri yapıldı, ağır yorumlarda bulunuldu ama bir zamanlar 24 saat polisin nöbet tuttuğu kulübe de boş…

Duvarlarda rahmetlinin sözleri dizili!

Yine bir duvarda üzgün gözlerle fotoğrafı var…

Gittik gördük ve biz utandık!

3 Köpeğe teslim edilen anıt mezarı görünce…