Bu durumlarda hep Dipkarpaz insanı aklımıza gelir...

Hani şu sahile izinsiz yapılan tatil evleri!

Alınan yıkım kararları...

Dönemin Kaymakamı Kemal Yılmaz’ın mahkeme kararlarına uymadığı için hapisle cezalandırılması!

Bölgelinin isyanı...

Belediye Başkanının ‘burada devlet yoktur’ diye sitem edişi!

Devlet kaynaklarının bu bölgeye yeteri kadar ulaştırılmaması...

Uzaklarda kendini yalnız hisseden isyanın eşiğine gelmiş itilmiş ve kakılmışlar!

Birden aklımıza geldi işte...

Durum böyle olunca da ardından adalet olgusu ister istemez insanın kafasına takılıyor!

Bu devletin sınırları içinde yaşayanların adalet karşısında ne kadar eşit oldukları konusunda soru işaretleri oluşuyor...

...

Gelelim asıl meseleye...

Taşkent Doğa Parkı adında harika bir yer var!

Lefkoşa’nın hemen yanı başında...

Buradaki işletmenin sahibi de müthiş icraatlara imzasını atıyor yıllardır!

Bölgede bulunan hayvanları en çok da okullar ziyaret ediyor...

Tüm bunları taktir ederiz!

Ama burada yapılan restoran binasının halen kaçak durumda bulunmasını kabul edemeyiz...

Kimseye sormadan binayı dikmişler!

Şimdi izin peşindeler...

Tipik bir KKTC klasiği anlayacağınız!

Kimseye sormadan danışmadan gerekli izinleri almadan binayı dik...

Sonra izin peşinde koştur!

Hele de bunu doğa sevgisi üst düzeyde olanlar yapınca çelişki çok daha büyük oluyor...

Bu yüzden Dipkarpaz’daki insanlar akla geliveriyor işte ansızın insanın kafasına!

...

Burada yapılan etkinlik ve doğaya sahip çıkılan her türlü eyleme sonuna kadar destek veririz...

Ama eğer yasalar bir şekilde çiğnenmiş, insanlar kendilerini yasaların üzerinde görmüş ve şimdi de siyasi güç kullanılarak yasal olmayan binaya izin girişimleri başlatılmışsa orada biraz durmak gerek!

Evet devlet doğa temasını ön planda tutan işletmelere destek olsun, kredi versin, teşvikler uygulasın ama...

Dipkarpaz ve Lefkoşa’da yaşayan insanların bu ülke vatandaşı olduğunu ve yasalara göre eşit olduklarını unutmasın!

,...

Devletin hiç mi suçu yok!

Dile kolay tam 7 sene...

Adam devleti resmen dolandırmış!

Hem de ölen bir akrabasının maaşını alarak...

Paraları cebe indirmiş!

Elbette hapis yatacak devlete attığı kazığı da ödeyecek ama...

Bu konuda suçlu sadece Hasan Kaptan mı acaba!

O paraları zimmetine geçirirken bu devlet neredeydi?

Devlet ihmali hiç mi göz önünde bulundurulmuyor bu gibi durumlarda...

Ya da görevini suiistimal eden birileri mi vardı acaba!

Yoksa yoksa ölen akrabanın emekli maaşı paylaşılıyor muydu dersiniz?

İhmal ya da yataklık yoksa böyle bir durum nasıl söz konusu olabilir ki?

Bu defteri hemen kapatmayın deriz...

Gayet yerinde bir teklif!

Girne’de bu binanın önünden geçerken içimiz hep cız eder...

Bunun bir çok nedeni var!

Öncelikle Serhat Akpınar’ın hayalleri...

Ancak geldiğimiz noktada GAÜ’nün zor günler geçirdiğini bilmeyen yok!

Şunu da belirtmekte yarar görüyoruz ki bu ilim yuvası mutlaka yaşatılmalıdır...

Özellikle de bu sektöre zarar vermemesi için!

Okul yönetimi hükümete gayet güzel bir teklif yapmış...

Çalışanların sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının devletle mahsuplaşması ve üniversitenin hastane binasının devlete devredilmesi!

Bize göre büyük bir fırsattır bu...

Hem okulun kurtuluşu, hem de Girne’ye tam donanımlı bir hastane kazandırılması!

Zira Girne Akçiçek’in artık bölgeye yeterli hizmet veremediği gerçeğini de göz önünde bulundurarak...

Fırsatı kaçırmayın deriz!

...

...

MESAJ KUTUSU

Sayın Cemil KARZAOĞLU, orman arazilerine yapılan binalar hakkında gerekli işlemleri yapmakta biraz pasif kaldığınız gözleniyor. Yasalara uymayanlara müdahale edecek misiniz yoksa ihlalleri biz deşifre etmeye devam mı edelim? Umarız üzerinizde siyasi baskı yoktur!

...

Sayın Suat GÜNSEL, Bankanız aleyhine açılan bir davayı kaybetmek üzere olduğunuz ve tazminat ödemeye mahkum olacağınız söyleniyor. Mağdur edilen işadamı bu işin peşini bırakmayacağını, kendisi için önemli olanın tazminat değil davayı kazanmak olduğunu söylüyormuş bilginiz olsun istedik...

...

Sayın Sunat ATUN, deniz aşırından birileri düğmeye bastı, Ersin beyin Cumhurbaşkanı olması durumunda partinin başına dolayısıyla Başbakanlığa sizin geçmeniz için bir takım girişimler başlatıldığı konuşuluyor. Fazlasıyla sürpriz bir gelişme değil mi?

...

Sayın Fuat NAMSOY, Binboğa Yem Fabrikası’nın yönetim kurulu başkanlığına geçmek istemenizin nedenini bilmiyoruz ama parti içinde birileri bu atamaya şiddetle karşı çıktıklarını kulislerde konuşmaya başladılar! Maaşı bile olmayan bir makam için niye bu kadar heveslisiniz ki!

...

Sayın Nidai GÜNGÖRDÜ, belediyeniz sınırları içinde bulunan Ciklos bölgesinde bazı kamyonların çöp boşalttıklarını biliyor muydunuz? Çevreye resmen zarar verenlere umarız boyun eğmezsiniz zira kendileri epey güçlü bir kurum haberiniz olsun istedik!

...

Sayın Derviş EROĞLU, Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken sizin de ziyaretçi sayısında gözle görülür şekilde artış yaşanmaya başlamış. Partinin akil insanı olunca mesai saatlerini yoğunlaştıracaksınız artık değil mi?

...

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin hemen başında TC kökenlilerin ruhunu okşayan açıklamalarınız gözlerden kaçmıyor. Zaten gizli oyların büyük bölümü de o kesimler gelecek...

...

Sayın Olgun ÇİÇEK, YÖDAK’taki üyeliğinizden 6 ay süreyle ücretsiz izne ayrıldığınızı duyduk. Hayırdır yorgunluk durumları mı yoksa başkan ile aranıza kara kediler mi girdi acaba!

...

Sayın Mustafa KALFAOĞLU, uzun bir tartışma döneminden sonra G.Mağusa Hastanesi Başhekimlik göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Hastane şu anda en sorunsuz hastane olarak görülüyor umarız devamının sağlanması için emeklerinizi esirgemezsiniz...

...

Sayın Kemal DÜRÜST, sizin bölgede son günlerde aktif siyasete geri dönmek için bir takım girişimlerde bulunduğunuz konuşuluyor. Bu işler bir kere kana karıştı mı bir daha geri çıkmıyor değil mi? Bu arada sizin dönemi aramayan da yok yani...

...

Sayın Erdal ONURHAN, şu iptal edilen sınav ve gerekçeleri konusunda resmi bir açıklama yapmakta yarar var zira dışarıda hala şaibe iddiaları konuşulmaya devam ediyor. Hatırlatma ihtiyacı hissettik...

...