Kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu ve kazananı kim olursa olsun önümüzdeki yirmi (20) yılı düşünerek hareket etmeli.

Yeni bir dönemin başladığını ve dünyanın artık eski dünya olmadığının da ayırdına vararak.

Eski politikalar ve ezberler üzerine yeni bir siyaset inşa edilemeyeceğinin zaman ve insan kaybı olmaktan başka bir sonucunun olamayacağını bilmeliyiz ikinci tura giderken.

Ve ikinci tura giderken sonrasında toplumsal vicdan ve ortak akıl temelinde “herkesin Cumhurbaşkanı” olmak zorunda olduğunu bilmeli adaylar.

İkinci tur sonunda kazanacak olan kim olursa olsun vereceği ilk söz de “herkesin adayı olacağı ve partiler üstü bir duruş ile Kıbrıs Türk’ünün tüm kesimlerinin hassasiyetlerini koruyarak ortak akıl ile toplumsal vicdanı” terk etmeyeceği olmalı.

Çünkü Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika, Kuzey Irak, Suriye, Ortadoğu ve Kafkasya’da yaşananlar önümüzdeki yirmi (20) yılın yeni bir dönemi doğuracağının da işareti

Ve böylesi yeni bir dönem içerisinde anavatan Türkiye’nin var olma mücadelesini ideolojik körlük ve eski politikaların esareti altında yorumlamak en basit ifadesi ile “dünyalı” olamamaktan başka bir şey değil.

Dünya artık “Sarayönü”ndeki dikilitaşın etrafında dönmüyor.

Tarih önünde var olmak ve geçmişe ihanet etmeden yeni bir gelecek kurmak için kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ikinci tura giderken seçimlerden sonra Kıbrıs Türk’ünü nelerin beklediğini tüm yönleri ile partiler üstü bir duruş ile düşünmek ve değerlendirmek zorundayız.

Ve ikinci tura giderken tüm görüş ayrılıkları ve/veya yöntem farklılıklarını demokrasinin doğal bir sonucu olarak kabul edip özelde Doğu Akdeniz’de genelde ise diğer uluslar arası anlaşmazlık noktalarında anavatan Türkiye ile birlikte yürüyebilme cesaretini de iradesini de ortaya koymalıyız.

Ekonomik sorunlar ile birlikte icraat kısırı Hükümetlerin istikrarsız yönetimlerine ve siyaset kurumuna duyulan haklı güvensizliği de bir ülkenin ve toplumun kaderini doğrudan etkileme gücünde olan kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rafa kaldırarak sandığa gitmeli Kıbrıslı Türk seçmen.

Ve Kıbrıslı Türk seçmen ikinci tura giderken seçimlerin ilk turunda oy kullanmayan kesimlerinde oy kullanan kesimlerin tercihlerinin ve öznel politik doğrularının gölgesinde kalmaya mecbur olduğu bilincinde hareket etmek zorunda.

Yeni bir dönemin başladığını ve dünyanın artık eski dünya olmadığının da ayırdına vararak kritik Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sonucu ve kazananı kim olursa olsun önümüzdeki yirmi (20) yılda dünya’da ve Kıbrıs’ta artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilerek hareket etmeli.

Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon zenginlikleri üzerinden inşa edilmeye çalışılan uluslar arası dengelerin Kıbrıs Türk’ünün kaderini doğrudan etkileyeceğini görmeme ve düşünmeme lüksümüz olmamalı.

Kavramlara takılmadan ve ideolojik körlüğün esiri olmadan Doğu Akdeniz’i ve yakın coğrafyayı doğru okumak geleceğe karşı bir görev.

Diğer bir görev ise kim ne derse desin “buzdolabında” duran anavatan Türkiye ile ilişkileri diyalog yolu ile olması gereken temelde yeniden kurmak ise hem geçmişe hem de geleceğe karşı bir sorumluluk.

Ve ikinci tura giderken Kıbrıslı Türk çatışma kültürü yerine uzlaşı kültürü ile Ankara’ya bakmalı.

Ve giderken ikinci tura Kıbrıslı Türk, anavatan Türkiye ile birlikte yürüyeceği ve yürümek zorunda olduğu yeni bir geleceği de talep etmeli.

Yeni bir dönemin başladığını ve dünyanın artık eski dünya olmadığının da ayırdına vararak Kıbrıs Türk’ü ikinci tura gitmekte.

Peki ya ikinci turda yarışacak adaylar önümüzdeki yirmi (20) yıla dair neler düşünmekte?

Hep birlikte izleyip göreceğiz.