Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

TDP’nin baraja takılmasına üzülmüştük…

Bu ülke siyaseti ve demokrasisi için ihtiyaç duyulan siyasi partiydi!

Eğer Cemal hoca hala parti genel başkanı olarak kalmakta ısrar etmeseydi TDP şu anda mecliste temsil edilen partiler arasında olacaktı…

Sonra o gitti Mine Atlı geldi…

İyi de bir başlangıç yaptı!

Hukukçu olmasını da önemsiyorduk…

Ama belli ki farklı bir siyasetçi olduğunu göstermek için dozajı çok ayarlayamadı!

Şu anda Cumhurbaşkanlığı makamında oturan Tatar’ı, vatan hainliğiyle, namussuz ve şerefsizlikte suçladı…

Kendi sosyal medya hesabında şunları paylaştı:

KKTC Anayasa'sının 100. maddesi Cumhurbaşkanının and içmesini düzenler. And şu şekildedir:

"Devletin varlığını ve bağımsızlığını, yurdun ve halkın bölünmez bütünlüğünü, halkın kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ve Atatürk ilkelerine bağlı kalacağıma; halkımın refah ve mutluluğu için çalışacağıma; her yurttaşın insan haklarından ve temel hak ve özgürlüklerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa ve yasalara bağlılıktan ayrılmayacağıma; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma; namusum ve şerefim üzerine andiçerim."

Demek ki Ersin Tatar namusuz ve şerefsizdir…”

Cumhurbaşkanlığı bu ifadeler nedeniyle kendisini polise şikayet etmiş…

Şimdi hem kendisi hem de sol kesim Tatar’ı faşistlikle suçluyor!

Gerçekten de anlamak mümkün değildir…

Niye bu kadar köpürüyorlar onu hiç anlayamayız!

Mine Hanım eğer Tatar’a hakaret derecesine varan sözlerle eleştiriyorsa ve bunun adı da ‘ifade özgürlüğü’ oluyorsa, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın kendi hakkını savunmak için polise başvurması gibi bir özgürlüğü yok mudur?

Ne yazık ki toplum olarak hepimize bir haller oldu…

Tabi ki bunda son aylarda yaşanan absürt olayların da etkisi vardır ama, inanın ki hiç bu kadar abartılacağını aklımızın ucundan bile geçirmiyorduk!

Hem sağ hem de sol şu anda çıldırmış durumdadır…

Kutuplaşma ve ötekileştirme yoğun bir şekilde devam etmektedir!

Bunun da faturasını yine bu halk ödeyecektir…

Kendi gibi düşünmeyeni yerden yere vurma siyaseti Kıbrıs Türküne sadece zarar verir!

Umarız Mine hanım hatasını çabuk anlar, o paylaşımını siler ve küçük de olsa hakaret ettiği makamdan özür diler…

Oldu da bitti maşallah…

Oysa daha Çarşamba günü Ünal Üstel’e yetki verilecekti…

Hemen ertesi günü yani dün Üstel yeni kabineyi açıklayıp Meclis’e sundu!

Hayırlı olsun demek geçiyor içimizden zaten öyle olması da ülke yararına olacaktır ama o kadar acele edildi ki şimdilik ‘oldu da bitti maşallah’ diyoruz…

Çok sıkı günler Başbakan Ünal Üstel ve ekibini bekliyor!

Başbakan olmasında en büyük pay Cumhurbaşkanı Tatar’ın…

Kabinenin belirlenmesi için de Tatar büyük gayret sarf etti ve Ankara ile bağlantılı olarak çalıştı!

Üstel şimdi acil olarak Ankara gitmek zorunda…

Çünkü ülkedeki gidişat gidişat değildir!

Oradan müjdeli haberlerle gelmek gibi de bir zorunluluğu var…

Burada insanlar birbirini yemeden, gitsin, alsın ve gelsin!

Ağabeylik görevini başarırsa ne ala…

MESAJ KUTUSU

Sayın Mine ATLI, inanır ya da inanmazsanız bir devletin seçilmiş Cumhurbaşkanını namussuz ve şerefsiz olarak suçlamanız ne demokrasi ile ne de düşünce özgürlüğü ile bağdaşır. Çok değerli ve köklü bir partinin genel başkanı olarak daha başlangıçta bile hata yapmaya başladınız…

Sayın Hasan TAÇOY, yeni kabinede görev alsanız da almasanız da parti içinde erken kurultay süreci başlatmak için nasıl yokladığınız konuşuluyor. Bakalım yeteri kadar destek bulabilecek misiniz, zira siyasette insanlar genelde güçten yana tavır koyup, bireysel menfaatlerinin derdine düşerler…

Sayın İzlem Gürçağ ALTUĞRA, dün öğlen saatlerinde yeni kabine listesinde yotunuz sonra ilahlar devreye girdi ve sizin için nihalet özlem de bitmiş oldu. Büyük bir sorumluluk altına girdiniz hayırlı ve uğurlu olsun…

Sayın Olgun AMCAOĞLU, kabinede olup olmayacağınız tartışmaları yapılırken dün yüksek yerlerden gelen bilgiye göre yeniden listeye gireceğinize kesin gücüyle bakılıyordu zaten de listede yer alarak en azından kabine dışında kalmadınız.Bu arada bazı makamlar kabinede kalmanız için büyük uğraş verdiler…

Sayın Ali TUNÇTAŞLI, partili eski dostlarınızla bulaşmanız sosyal medyada bir hayli yorumlara neden oldu. Bu arada yeni bir oluşum için girişim başlattığınız yönünde söylentiler de yayılmaya başladı. Eğer doğruysa zaman ve zemin henüz tamam değil, biraz sabır göstermenizde yarar görüyoruz…

Sayın Gülşah Sanver MANAVOĞLU, erkeklerin yönetim beceriksizliğinden dem vurup artık kadın yöneticilerin önünün açılması konusundaki açıklamanız partiniz içinde de hayli manidar karşılandı, hatta bazı değişimlerin başlangıcı olarak yorumlara neden oldu. Artık bir şekilde ses çıkarmak gerek değil mi?

Sayın Fikri ATAOĞLU, hükümet kurma çalışmalarında yetki almaz için dün parti meclisi üyeleriyle whatsApp üzerinden toplanıp onay aldığını duyduk. Özellikle Lefkoşa dışında oturanlar bu sisteme epey sevinmişler, teknoloji varken millet uzun yollara niye düşsün ki…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, kabinede bazı isimlere şerh koydunuz ancak sanki de listeyi öğrendiğinizde hayal kırıklığı yaşadığınız konuşuluyor. Sizi başbakanlıktan eden Sunat bey de artık döndü ya şimdi tamamen kabuğa çekilme zamanıdır…

Sayın Ersan SANER, yaşanan son gelişmelerden sonra keyfinizin bir hayli gıcır olduğu gözleniyormuş. Hatta çok yakında helva bile döktüreceğinizi söyleyenler de yok değil. Bu arada dededen kalma zeytin bahçesinde yakında bal üretmeye başlıyormuşsunuz, ne varsa üretimde var değil mi?

Sayın Ali PİLLİ, sizin bakanlığın elden gideceği zaten çoktan belli olmuştu. Bu arada giderayak bir bakanın hastane temizlik işlerinde fiyat artırma isteği kabul görürse devletin cebinden her ay 400 bin TL fazladan çıkacak. Umarız yeni bakana durumu anlatırsınız…

Sayın Sunat ATUN, Maliye Bakanlığına bir kez daha dönerek parti içinde ne kadar güçlü olduğunuzu bir kez daha göstermiş oldunuz. Ama bu kez umarız da yeni zamlarla değil de indirimli tarifelerle vatandaşa nefes aldırırsınız.

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, kabinede sürpriz isim olarak tarihe geçtiniz. Milli Eğitim kesin gibiydi ama Nazım beyin bakanlıktan alınması son dakika kararı ile geri alınınca bu çok önemli ve değerli makam artık sizindir, hayırlı olsun…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, yıllardır büyük özlemle beklediğiniz İçişleri Bakanlığı yine olmadı ama son dakika bakanlar kurulu listesinde kalarak en azından liste dışı kalmadınız, bu bile iyiye işarettir değil mi?