Sağlık, eğitim, güvenlik ve adalet…

Toplumun temel ihtiyaç kalemleri.

Herkesi aynı anda mutlu etmenin zor olduğu, dolayısıyla hizmet sunanlar ile hizmet alanlar arasındaki barış dengesinin kurulmasının da zor olduğu sistemler.

Bu yazımda, ister hasta konumunda, isterse sağlık personeli konumunda olsun, bireyleri sağlık barışından soğutanlara seslenmek istiyorum:

Bak güzel kardeşim;

Sağlık hizmeti almak herkesin hakkıdır, ancak sen homini gırtlak yersen, egzersiz yapmazsan, sağlıklı yaşamın temel kurallarına uymamakta ısrar edersen, karşına çıkan ilk doktordan, tez zamanda seni sağlığına kavuşturmasını istemeye hakkın yok!

İlaca ulaşmak herkesin hakkıdır ancak, kafana göre tanı koyup da aklındaki ilacı doktora yazdırmak için ısrar etmeye, onu tehdit etmeye hakkın yok!

Bir ilacın etki ve yan etkileri konusunda bilgilendirilmek her hastanın hakkıdır ancak, ilacın prospektüsünü okuduktan sonra kullanmadığın halde kullanmış gibi yapıp da neden iyileşmediğini doktora sorma hakkın yok!

Hastalık durumunda istirahat etmeye herkesin hakkıdır ancak, keyfinin kahyasını tatmin etmek için, bakkala gider gibi doktora gidip de üç-beş gün rapor istemeye hakkın yok!

Hastalık durumunda yurtdışı dahil, tüm sevkler herkesin hakkıdır ancak, yurtdışında gözünü kestirdiğin hastaneye veya doktora, araya tanıdık doktor sokarak sevk çıkarmaya hakkın yok!

Hastasını özel odalarda tedavi ettirmek herkesin hakkıdır ancak, hastanelerin alt yapısı gereği bir odada birkaç kişiyi tedavi etmeye çalışan sağlık personelinin üzerine yürümeye hakkın yok!

Hastalık veya sağlık koşullarının durumuna göre bir doktora 7/24 ulaşmak herkesin hakkıdır ancak, sağlığınla ilgili acil olmayan bir sorunun cevabını almak için olur olmadık saatlerde aramaya, ikide bir mesajlarla aklına gelen soruları sormaya hakkın yok!

Bebeğini emzirmek herkesin hakkıdır ancak, bir sağlık personelinin nöbetlere hapsedildiği mesai trafiğine sokulup da bebeğinin sütten kesilmesine neden olmaya hakkın yok!

Bir sağlık personelinin hastalarla ilgili mesleki ihmali söz konusu ise gerekli yasal süreçleri başlatmak herkesin hakkıdır ancak, kendi kendine infaz edercesine fiziksel şiddet uygulamaya hakkın yok!

Hastalarına randevu vererek bakmak her doktorun hakkıdır ancak, hasta varmış gibi randevu saatini kapatıp da oralara buralara kaçmaya hakkın yok!

Hastalarının tetkiklerini, izni dahilinde elinde tutmak her doktorun hakkıdır ancak, hastamı başkalarına kaptırmayım diye hastanın tüm tetkiklerine el koymaya hakkın yok!

Acil olmayan bir tetkik için başvuran sayısı fazla ise, ileri tarihlere randevu vermek her sağlık personelinin hakkıdır ancak, tetkikler sırf dışarıda yaptırılabilsin diye yalancıktan ileri tarihli randevu vermeye hakkın yok!

Doktorunu seçmek herkesin hakkıdır ancak, devletin içerisine konuşlanıp hem içeriden hem dışarıdan nemalanacağım diye, sağlıktaki yasalarla kedinin fare ile oynadığı gibi oynamaya, doktor da olsan, hakkın yok!

Dilediği ilacı hastasına yazabilmek her doktorun hakkıdır ancak, firmaları mutlu ederken kendini de mutlu etmek için, hastalara lüzumsuz ilaç yüklemeye hakkın yok!

Sağlıkta işler yolunda gitmediğinde, sorunların düzeltilmesi adına eylem/grev yapmak her sağlık personelinin hakkıdır ancak, münferit bir olayı protesto etmek için hasta bakmayıp da, bölgenin tüm hastalarını mağdur etmeye hakkın yok!

Başhekimlik makamı her doktorun hakkıdır ancak, hekimlik mesleğini küçük düşürmeye, hastanenin işler hale gelmesini kendi koltuğunun sağlamlığına bağlamaya hakkın yok!

Sağlık Bakanı olmak herkesin hakkıdır ancak, o koltuğa oturunca hakkını vermeden günü kurtarmaya hakkın yok!

Ve…

Sağlıkta barış, sistemin tepesinden başlar, hastada biter.

İster sağlık personeli olsun, isterse hasta,

Birbirlerini anlamamakta ısrar edilmesi durumunda, sistemin adı sağlık da olsa,

Kimseye hayrı dokunamaz…

Kalalım sağlıcakla…

H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899