Gelecek hafta sonu, ülkemizin önde gelen, halkımızın değer verdiği ve önemsediği sivil toplum örgütlerinden biri olan Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) ’nin genel kurulu yapılacak. Sayıları yaklaşık bin iki yüzü bulan hekimleri temsil edecek başkan ve yönetim kurulu seçilecek.

Yaşadığımız pandemi sorunu nedeniyle KTTB’nin bu sene önemi daha da ön plana çıktı.

Bilim kurulları enflasyonunda, Dr. Özlem Gürkut Başkanlığı’nda, Koronavirüs ile ilgili halkımızı bilgilendirme adına geceli gündüzlü çalışıldı.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri heyecanı zirvede iken, biraz politize olma sorunu yaşamış, Sağlık Bakanlığı ile bazı polemiklere girmiş olsa da, bu kadar kusur kadı kızında da bulunur diyerek, Dr. Özlem Gürkut ve ekibinin hakkını da kendilerine teslim etmek gerekir.

Bu sene 7 Kasım’da yapılacak genel kurul ve başkanlık seçiminde, ben de başkanlığa adaylığımı açıklamıştım. Amacım, her dönem Tıp-İş’in güdümü ile şekillenen KTTB başkan ve yönetim kurulunun bu sene bağımsız ve özgürce şekillenmesini sağlamaktı.

Adaylığını ikinci açıklayan haliyle Dr. Özlem Gürkut oldu. Halkımızın da beslediği sempati rüzgarını da arkasına alarak KTTB başkanlığına bir dönem daha devam etme niyetindeydi.

Ne olduysa bundan sonra oldu ve ikimizin adaylığının üzerine, kamudaki hekimlerin örgütlü sendikası Tıp-İş, biraz da zorlama ile üçüncü başkan adayını, Dr. Hasan Sav’ı çıkardı.

İlk iki adayın doğallığından uzak görünen bu adaylığın ardında yatan temel neden, Tıp-İş’in kendi güdümünde bir adayın KTTB başkanı olmasını istemesi idi.

Adaylar netleşip de kimse geri adım atmayınca, Tıp-İş tarafından kamu hekimlerine baskılar da başladı.

Baskının adı Tıp-İş olsa da, ucu Cumhuriyet Meclisi’ndeki Tıp-İş eski başkanına kadar uzanıyordu. Verilen talimatlara boyun eğen şimdiki Tıp-İş başkanı, yıllardır saygı duyduklarının da uyarılarına kulaklarını tıkayarak, sağlığın statiko dediğimiz kemikleşmiş unsurunun etkisi altında kalıyordu.

Neticede tüm kamu hekimleri, Tıp-İş’in belirlediği aday etrafında toplanmaya zorlanıyordu.

Diğer iki adayın bu zorlamanın karşısında durması üzerine, Tıp-İş son bir hamle daha yaparak,geçtiğimiz gün kamu hekimlerini, kendi adayı Dr. Hasan Sav ile şimdiki KTTB başkanı Dr. Özlem Gürkut arasında bir ‘’ön seçim’’ yapmaya zorladı.

Tıp-İş’in planına göre, kamu hekimleri arasında yapılan bu ön seçimi kazanan başkan adayı, bağımsız adayın karşısına çıkarılacak ve zafer bir kez daha Tıp-İş’in olacaktı.

Ön seçimi Dr. Özlem Gürkut’u kazandı.

Tıp-İş bu sefer, istese de istemese de tüm kamu hekimlerini Sayın Gürkut’a oy verme yönünde telkinlerde bulunmaya başladı. Yanına kendi belirleyecekleri yönetim kurulu üyelerini eklemeyi de ihmal etmedi.

Gelinen son noktada, ülkemizdeki bin iki yüz hekimin oy kullanma hakkının bulunduğu bir seçime, sadece 100 kadar kamu hekiminin ön seçimi ile belirlenen tek bir başkan adayı girecekti.

Peki Tıp-İş neden bu kadar baskıcı ve KTTB başkanını ve yönetim kurulunu belirleme konusunda neden bu kadar ısrarcı oluyor?

Tıp-İş neden kamu hekimleri üzerinde alenen baskı oluşturuyor?

Çünkü önümüzdeki süreçte sağlık çok konuşulacak.

Sağlıkta yasalar yeniden ele alındığında, kamu hekimlerinin özellikle statiko kanadının haksız kazanımları bir bir kırpılacak.

Eski çamlar bardak olurken, yeni tesis edilecek sağlık sisteminde kazananlar hem halkımız hem de mesleğini canla başla yapmaya çalışan sessiz çoğunluk olacak.

Ülkemizde yeni sağlık sisteminin doğuşu, tahminimizden de öte çok sancılı olacak.

Bu doğuş bir gün gerçekleştiğinde ise, pandemiye rağmen kendi kazanımlarına odaklanmış ve Tıp-İş ile vücut bulmuş sağlıktaki statiko, halkımıza gerçek yüzünü de göstermiş olacak…

İletişim: 0542-8529899