Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Bu hükümetin en büyük sorunu nedir biliyor musunuz?

Ciddi bir şekilde iletişim sıkıntısı yaşamak…

Neredeyse tek bir resmi açıklama bile yok…

Sosyal medya birçoğumuz değil hükümet ve siyasileri de hızla tembelleştiriyor!

Her kafadan bir ses çıkıyor…

Böyle olunca da büyük bir karmaşa yaşanıyor!

Geçmişte siyaset daha ciddi şekilde yapılırdı bizde…

İster hükümet olsun ister muhalefet, yapılan açıklamalar resmi kanallardan yapılırdı!

Şimdi kalmadı…

Her kafadan bir ses çıkıyor!

Kafa karışıklığı artıyor…

Sonra da söylenti ya da dedikodu diyorlar bunun adına!

Hatırlarsanız CTP Milletvekili Devrim Barçın geçen hafta içinde hayat pahalılığı ödeneğinin dondurulacağını açıklamıştı…

Hükümetten tek kelimelik bir açıklama yapılmadı!

Ama sosyal medya kalktı oturdu…

İşte buna dedikodu bile diyemediler!

Çünkü bu konuda ciddi bir çalışma yapılmış ve karar aşamasına gelinmişti…

Son bakanlar kurulu toplantısında da masaya konuldu!

Nasıl böyle insafsız bir karar alınmak istenir o bambaşka bir mesele ama Başbakan Sucuoğlu belki de hükümete geldikten sonra en doğru karar ve icraatını gerçekleştirerek ‘böyle bir kara kesinlikle alınamaz’ diyerek noktayı koydu…

Eğer bu karara şerhini koymasaydı kim bilir belki de hayat pahalılığı ödeneği ya 6 ay dondurulacak ya da tamamen ortadan kaldırılacaktı!

Bunu da Sucuoğlu’nun artı hanesine yazmak gerekir…

Sahi kim böyle kötü ve insafsız bir kararı masaya getirebilir ki…

Bu ödenek çalışanların da emekli insanların da hayatta kalma sigortasıdır!

Bunu kaldırmak düşüncesi bile zaten kıt kanaat geçinen insanlara resmi yoldan, aç kalın, ölün, sürünün demekten başka bir şey değildir…

Elbette bütçe açığının rekor düzeyde olduğu böyle bir dönemde hükümet edenlerin bir takım tasarruf tedbirlerini uygulamaya koymasını anlarız ama adı üstünde eğer bir devlet alacağı kararlarla insanları açlık tehlikesiyle baş başa koymak için böyle absürt kararlar alırsa da bu insafsızlık boyutunun çok üzerinde olur!

Devletin görevi insanların ensesinden günü kurtarmak değil aksine sorunlara çözüm üretmektir…

İnsanların tepesine binip canını çıkarmakla ekonomiyi yönetmeyi sokaktaki çocuklar bile başarır!

Ama böyle zihniyetler dost değil düşman başınadır…

Şu anda bizi bekleyen en büyük sorun işsizliktir…

Özel sektörde hele de son elektrik ve akaryakıt zamlarından sonra tek çare çalışanları durdurmaktır!

Hükümet edenler bilir mi ki özel sektörde bugün oldu hala maaşını alamayan binlerce çalışan vardır…

Bize ulaşanlar maaşların birkaç gün içinde ödeneceğini ama ay sonu gelince de bir çoğu için işten durdurma kararı alınacağını göz yaşları içinde söyleyerek içlerini döküp, peki ya bundan sonra biz ne yapacağız diyerek endişe ve korkularını ifade etmişlerdir!

Sahi bu insanlar işsiz kalınca ne yapacaklardır…

Bırakın borçları banka taksitlerini ne yiyip ne içeceklerdir!

İşte asıl beklenen sosyal patlama da bundan sonra gelecektir…

Siz hala hayat pahalılığının dondurulması için hain planlar üzerinde çalışmaya devam edin…

Ülke insanına yapılacak en büyük kötülük gelir ve gider dengesini bozarak, vatandaşı karanlık kuyulara atmaktır!

Dünya petrol fiyatları arttı bedelini yine biz ödüyoruz…

Son iki gündür yine resmi bir açıklama yok ama söylenti hayli bol!

Fiyatlar düşünce akaryakıt fiyatlarında indirime gidileceği haberleri uçuşmaya başladı…

Düşürüldü de!

Ama öyle bir süreç yaşıyoruz ki 6 TL zam yapılan akaryakıta birkaç lira indirim yapılınca neredeyse coşkulu kutlamalar yapar hale geldik…

Bir zilleri takıp göbek atmadığımız kaldı!

Nasıl bir ruh halidir anlamak mümkün değil…

Okkalı bir zam yapılınca şikayetçi olmaktan öte bir şey yapamıyor, tepkimizi ortaya koyamıyor ama küçük indirimler karşısında derin bir nefes alıyoruz!

Gerçekten de birçoğumuzun ruh halleri felaket ötesidir…

Bunun patlaması da mutlaka bir gün yaşanacak ve belki de işte o zaman iş işten geçecektir!

MESAJ KUTUSU

Sayın Faiz SUCUOĞLU, hayat pahalılığı ödeneğinin dondurulması için yapılan çalışmaya şiddetle karşı çıkmanız en doğru karar ve icraatınız oldu. Eğer aksini yapsaydınız bunun altından ne başbakan ne de hükümet olarak kalkamayacak ve ülke kaosa sürüklenecekti…

Sayın Gürcan ERDOĞAN, elektrik kesintileri yeniden başladığına göre vatandaşın kesintilerin ne zaman yapılacağına dair bilgisi olması da en doğal hakkıdır. Bu konuda niye bu kadar inat edip insanların zor anlar yaşamasına neden oluyorsunuz anlamak gerçekten çok güç!

Sayın Ziya ÖZTÜRKLER, ilk meclis konuşmanızın başında biraz heyecan yapsanız da bu gibi durumlar normaldir. Bu arada bir vekil ilk kez digital bağımlılıktan yana konuşma yaptı ya umarız devamı da ardından gelir. Tabi ki siyasiler de ne yazık ki bizim çocuklardan daha çok bu konuda bağımlı hale geldiler değil mi?

Sayın Sibel TATAR, Antalya’da bir huzurevini ziyaret etmeniz nedeniyle de bizim ülkemizde de ada genelinde huzurevi ve yaşam evlerine ciddi bir ziyaret trafiği gerçekleştirmeniz gerektiği yönünde yoğun mesajlarınız geliyor. Sorunlar gözüktüğünden çok daha büyük ve ilginize muhtaç durumdalar…

Sayın Sonay SUCUOĞLU, Başbakanlıkta gönüllü danışmanlık göreviniz hayırlı ve uğurlu olsun. Özellikle medya ile ilişkilerde etkili olacağınız ve programlara bir süre kısıtlama getireceğiniz söyleniyor, babanızın biraz dinlenmesi bu konuda iyi olacaktır…

Sayın Kemal ALTUNCUOĞLU, esnafın neredeyse geneli banka kuyruklarında bekletilirken birlik olarak düşük faizli kredi imkanıyla bir çoğuna hayat öpücüğü dokunduruyorsunuz. Kredi miktarların da yükseltilmesi bir çoğunu iflastan kurtaracak gibi gözüküyor, başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz…

Sayın Ali PİLLİ, sizi her defasında meclise sokan bölge halkınız yeni hastane konusunda ilk olarak bölgenizdeki yarım kalmış hastane binasının bitirilmesi gerektiği yönünde yoğunlar mesajlar göndermeye başladı. En kısa zamanda girişimde bulunmanızı istiyorlar…

Sayın Mine ATLI, eğer yapılırsa haziran ayında yapılacak olan genel seçimler sizin için ilk ve en büyük sınavınız olacak gibi gözüküyor. Bu arada ilk günlerden başlayarak kamuoyu ve medya ile iletişimde geçmişte yaşanan olumsuzlukları umarız düzeltir ve kendinizi de böylelikle anlatabilirsiniz…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, geleneksel Pazar günü ciğer partiler iyine başlamış ama tüp bitince ve kimse elini cebine sokmayınca zor anlar yaşamışsınız. Artık bu partileri ücretli hale getirmek gerek, daha ne kadar cepten ödeyeceksiniz ki?

Sayın Berber MAHMUT, son zamlar sizi de fazlasıyla etkilemiş ve mekanda klima kullanımına son vererek ciddi tasarruf tedbirlerine başlamışsınız. Yakında çay ve kahve hizmetleri de ücretli olursa hiç şaşırmayacağız doğrusu…

Sayın Akın MANGA, sendika üyelerine indirimli diyetisyen projesi en fazla da kadın üyelerinizin hoşuna gitti diye duyduk. Bu arada erkekler göbekleri hafifletmek için çok da çaba sarf etmiyorlarmış değil mi?