Hangi taşı kaldırsak altından Kıbrıs konusu çıkıyor



Kıbrıs konusu sosyal sigortalardan daha fazla insanı emekli etti ama hala daha bitmedi.

Her günümüzde, haberlerde, gazetelerde, tartışmalarda Kıbrıs konusu var.

Geride kalan elli yılın listelerinde değişmeyen tek şarkıdır o.

Kıbrıs konusundan adanın her iki kesiminde yaşayanlar da olumsuz etkilendi, ancak en büyük zararı Kıbrıslı Türkler görmektedir.

En basit insani konularda bile biz Kıbrıslı Türklerin ne zorluklarla karşı karşıya kaldığımızı uluslararası camianın anlaması çok zor.

İşte alın size bugünlerin popüler konusu Hellim.

Güney Kıbrıs Hellim ve Halloumi’nin Avrupa Birliğinde Coğrafi İşaret Tescili için başvuruda bulundu.

Bu çerçevede Kıbrıslı Türkleri mağdur etmeyecek bir formül bulunamazsa tescil sonrası bizler artık yurt dışına Hellim ihraç edemeyeceğiz.

***

En insani ve politikadan uzak konularda dahil Kıbrıs konusunun yaratmış olduğu anomaliler ve olumsuzluklarla mücadele etmek, bunları göğüslemek durumunda kalıyoruz.

Dünyanın diğer takımları ile bir futbol maçı yapamıyoruz.

Anavatan dediğimiz ülke dahi bizim Güney Kıbrıs dediğimiz ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ ile maçlar yapıyor.

Eğitimde kültür, sanat ve yaşamın her alanında gelip kapımıza Kıbrıs konusundan kaynaklanan izolasyonlar ve zorluklar dayanıyor.

Ekonomik yaşam ambargolar ve izolasyonlar nedeni ile allak bullak.

Bir türlü sürdürülebilir ekonomik koşullar yaratılamıyor.

Kaldı ki yatırım olmadan ve reel sektörü geliştirmeden ne sürdürülebilir ekonomik yapıdan ne de istihdam olanaklarının artırılmasından söz etmek zor.

***

Zaman bizi daha ileriye götürecek derken aslında öyle olmuyor ve daha da gerisin geriye gidiyoruz.

Bir zamanlar İngiltere’ye KKTC pasaportları ile elimizi kolumuzu sallaya sallaya giderdik.

Şimdi gidemiyoruz.

Hatta bazı büyükelçilikler TC Lefkoşa Büyükelçiliğinin vermiş olduğu pasaportları kabul etmiyor.

Kısacası yaşadığımız mevcut durumun devamı bile değil daha da kötüye gidiştir.

Bundan on sene önce Annan Planına evet diyen taraf olarak elbette yaşadıklarımızı bir kader olarak kabullenmek durumunda değiliz.

Mevcudun ötesine geçecek arayışlarımızı artan bir kararlılıkla sürdürmemiz gerekir.

***

Bir süre önce Kapalı Maraş Kıbrıs konusunun popüler tartışmasıydı.

Kıbrıslı Rumlar kapsamlı çözümden önce Kapalı Maraş’ın çözümünde oldukça ısrarlı oldu.

Genel olarak bizler Kapalı Maraş’ı ‘Bütünlüklü Çözümün’ bir parçası olarak niteliyor ve bir çözümle birlikte Kapalı Maraş’ın da çözüleceğini söylüyorduk.

Sonra Doğal Gaz konusunda aynı şeyi bizler yaşadık.

Doğal Gazda hakkımız var ve bu hakların yönetimi dahil olmak üzere sürecin içerisinde yer almamız gerektiğini iddia ettik.

Bu sefer de Rumlar ‘Bütünlüklü Çözüm’ sonrasını işaret etti.

***

Hellimle başladık, Kıbrıs’ın etrafında bulunan doğal zenginliklere kadar hangi taşın altını kaldırsak Kıbrıs konusu ve Kıbrıs konusunun yarattığı güçlükler çıkmaktadır.

Kıbrıs konusunda bugünlerde yaşanan durağanlığın uzun bir süre daha aynı şekilde devam edeceğini sanmıyorum.

Çok kısa bir süre sonra yeniden hareketli günler yaşanabilir.

Kıbrıs konusunda en başta taraflar olmak üzere uluslararası toplum öğretilmiş çaresizlik yaşamaktan ve ezberlenmiş cümleleri sarf etmekten vaz geçmek zorunda.

Belirsizlik kadar insan ömrünü törpüleyen bir şey yoktur.

Artık adanın geneline zarar veren bu belirsizliğin ortadan kalkmasının zamanı gelmiştir.

Yeter ki niyet olsun.