‘’İlk seçimde meclise girmedi mi?’’

‘’Son iki hükümetin ortağı olmadı mı?’’

‘’Daha nasıl ispatlasın kendisini?’’ gibi cevaplar verilebilir.

Hep birlikte geçmişi bir hatırlayalım:

Sayın Özersay, Toparlanıyoruz Hareketi ile ciddi bir ivme yakalamış, halkı da gerçek anlamda arkasına almıştı.

Tabiri caizse tüm siyasilere ayar çekiyor, tüm siyasilerden hesap soruyordu.

Bunları yaparken de kimseye eyvallahı yoktu.

Partileşmeme söylemleri altında partileşti.

Arkasına aldığı HALK’ı, partisinin İSİMİ yaptı.

Dört işlemin EŞİTTİR’ini, sanki siyasilere ve siyasete ders verecekmişçesine, partisinin AMBLEMİ yaptı.

Seçimden tek parti olarak iktidar çıkmazsa, hiçbir koalisyonda yer almayacaktı.

‘’İstemem yan cebime koy.’’ nev’inden, dörtlü koalisyonun ortağı oluverdi.

İnişli çıkışlı dört partili hükümetin, ‘’mazeretli’’ bozucusu oldu.

Kahve içmeme inadından vazgeçince, UBP’li hükümetin küçük ortağı oldu.

Bir hareketle yola çıkılan, tek başına iktidar olma hevesi ile vücut bulan süreçte, neredeyse flört etmediği parti kalmadı.

Dolayısıyla, kuruluşundan bu yana sergilediği aristokrat ve avangart tarzı ile nereye kadar gittiği de bir türlü netlik kazanmadı.

Süreç içerisinde, tecrübeli partilere, geniş tabanlı partilere çeki düzen vermeye çalışan rollere büründü.

Siyasetin üzerine bulaştırdığı lekeleri görmezden gelirken, en iyi leke çıkarıcı olma ütopyasından hiç vaz geçmedi.

Birtakım siyasilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmaları veya görevden alınma pazarlıkları vitrininde, kendi sorumluluk ve görev ihmallerinin hesabını da vermeme ustalığını sergilemeyi siyasetin yeni üslubu olarak benimsedi.

Yapılan çoğu olumlu icraatların fikir babası olduğunu iddia ederken, yapılamayanların mağduru olma ve sorumluluğunu başkasına atma becerisinde eline su döktürmedi.

En nihayetinde, imar planı konusunda büyük ortağına halkın önünde süre verme gücünü de kendisinde buldu.

Halkın Partisi’sinin önümüzdeki süreçte tek bir seçeneği kaldı.

Yola tek başına devam etme cesaretini göstermek.

Birlikte olduğu partilerin üzerinden değil, partisinin üzerinden siyaset yapmak.

Bağımsız olduğunu iddia ediyorsa, diğer partilerin yoluna çıkmak yerine diğer partilerin yanında kendi gidebileceği bir yol çizmek.

Halkın Partisi, başta lideri olmak üzere, tüm organları ile kendisine güveniyorsa, siyaset tarihinden silinmeyeceğine inanıyorsa, liderinin halkın üzerindeki tesir gücüne inancı tamsa, artık tek başına ilerlemelidir.

Siyasetten nemalanma gibi görünen koalisyon ilişkilerini bir kenara bırakıp, tek başına iktidar olacağına inandığı ölçüde, kendi notunu HALKIN vermesine müsaade etmelidir.

Gerisi buram buram çıkar siyasetidir.

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899