Krizlerden beslenen bir siyaset.

Kavgadan, puslu havadan, entrikadan.

Siyasetin ortak yanı krizden medet ummak.

Bütün siyasetçilerin de ortak yanı.

Kriz yaratacaksın.

Cepheler açacaksın.

Ve bu cepheden siyasi nema kazanacaksın.

Hangi yolla?

Entrika yolu ile elbette.

Mesela Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı.

Krizlerden çıkarım mantığı.

Kriz kiminle.

Elbette ki Türkiye ile.

*****

Barış Pınarı ile başlattı krizi.

Fuat Oktay diplomatik bir üslupla kınamıştı.

Zaten Akıncı da bu üslupla tıkanmıştı.

Çünkü kamuoyunda istediği tepki oluşmamıştı.

Hele ki önceden Afrin’i desteklemişken.

İzah edemedi.

Edemeyince istediği çıkarım oluşmadı.

Velakin ardısıra gelen Çakar ve Bahçeli iyiydi.

Bir göz isterken iki göz geldi.

Ve kriz tırmandırıldı.

Ancak şimdilerde unutuldu.

O kahramanca çıkışlar mazi oldu.

Erhürman da susa durdurulamadı.

Bir de üstüne Talat meydana çıktı.

*****

İşte bu sebeple Hade diyorum.

Kime diyorum?

Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı’ya diyorum.

Hade Sayın Akıncı bir kriz daha bekliyoruz.

Şöyle üsturuplu bir kriz.

Bakın 15 Kasım da kapıya geldi dayandı.

Şöyle bir KKTC’yi reddetseniz.

Kuruluşunda “TKP zaten kerken Evet demişti” deseniz.

Ne bileyim 15 Kasım resepsiyonunu iptal etseniz.

Yada Türkiye’den gelecek konuğu beğenmeseniz.

Bence bir kriz daha işe yarayabilir.

Yaptınız yaptınız.

Yapmazsanız tren kaçar.

Artık Nisan 2020’ye dek milli gün yok.

*****

O zaman?

O zaman hade diyorum.

Bir gayret daha.

Bir hissa daha.

Kriz çıkmalı ama hemen.

Yoksa gitti gider o canım Cumhurbaşkanlığı.