Türkiye’nin, tek yanlı olarak ilan edilen Rum “Münhasır Ekonomik Bölgesi” (MEB) içerisinde sürdürdüğü ileri sürülen yasadışılıkları ve meydan okumalarına ilişkin olarak, Türkiye aleyhinde alınacak önlemlerle ilgili olarak “topun” AB liderlerinin bugün ve yarın gerçekleştirecekleri toplantısında bulunduğu ileri sürüldü.

Alithia gazetesi, “Gözler Brüksel’de… Bugünkü ve Yarınki Zirve Toplantısında Türkiye Aleyhinde Önlemler Yoluna Koyuluyor” başlıklı haberinde, Türkiye’nin, tek yanlı olarak ilan edilen Rum “Münhasır Ekonomik Bölgesi” (MEB) içerisinde devam ettiği ileri sürülen yasadışılıkları ve meydan okumalarına ilişkin olarak Türkiye aleyhinde alınacak önlemlerle ilgili olarak “topun” AB liderlerinin bugün ve yarın gerçekleştirecekleri toplantısında bulunduğunu, çünkü genişlemeyle ilgili kararlar çerçevesinde geçtiğimiz salı günü AB Dışişleri Komitesinde oybirliğiyle alınan siyasi kararın değişemeyeceğini ve şu an geriye kalan tek şeyin bunun hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi olduğunu kaydetti.

Fileleftheros gazetesi ise “Avrupa Konseyi’nden Onay Bekliyor- Dışişleri Bakanı: Lefkoşa İstediği Sonuçları Aldı” başlıklı haberinde, Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, AB Genel İşler Konseyi’nin sonuçlarının Rum kesiminin istediği gibi olduğunu ve hiçbir ülkenin Türkiye aleyhinde pratik önlemler benimsenmesi konusunda olumsuz olmadığını öne sürdü.

Genişlemeyle ilgili kararların Avrupa Konseyi tarafından onaylanacağını da dile getiren Hristodulidis, bunun akabinde Avrupa Komisyonu ile Avrupa Birliği Dış İlişkiler Servisi’nin (EEAS), tercihlerini yapmaları için üye devletlere bir dizi önlem sunacağını belirtti.

Hristodulidis, bu önlemlerin, Türkiye aldığı katılım öncesi fonlar veya Brüksel ile Ankara arasındaki üst düzey diyalogla alakası bulunabileceğine işaret etti.

Buna paralel olarak, Komisyon’un yetkili biriminin AB’nin dış eylemleriyle ilgili bir dizi önlem önereceğini ve bunların arasında “yasadışı Türk faaliyetlerine karışmakta olanlar aleyhinde hedeflenmekte olan yaptırımlar bulunduğunu” da ifade eden Hristodulidis, bu önlemlerin, AB üye devletlerine giriş yasağı veya bu şahıs veya şirketlerin Avrupa topraklarında sahip oldukları mal varlıklarının dondurulması olabileceğini iddia etti.

Gazete Hristodulidis’in, Rum kesiminin, Ankara aleyhinde sert bir tepki benimsenmemesi durumunda, Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile olan katılım müzakerelerinde “veto” kullanmasına dair bilgileri yorumladığını da yazdı.

Hristodulidis, genişleme sonuçlarının ele alınması sırasında, Rum kesiminin, metnin Güney Kıbrıs’ın Türkiye aleyhinde elle tutulur önlemler alınmasına dair beklentilerine yanıt vermediğini, dolayısıyla bunu desteklemeyeceğini açıklığa kavuşturduğunu da kaydetti.

Hristodulidis, bundan ötürü, genişleme sonuçları paketinin tamamının ileriye gidemeyeceğini, çünkü tek bir belge olduğunu ifade etti.

Görüşlerini ortaya koymaları ve üye devletlerden aldıkları desteğin ardından, Türkiye aleyhinde önlemler ileriye götürülmesinin oy birliğiyle kabul edildiğini söyleyen Hristodulidis, “Active”e yaptığı açıklamada ise “AB’deki ortaklarının, sözlü destek açıklamalarından somut önlemlere geçilmesi gerektiğini anlamalarının önemli olduğuna” vurgu yaptı.

Hristodulidis, dün gerçekleştirilen AB Genel İşler Konseyi toplantısı sırasında, Türkiye aleyhinde mesajlar gönderilmesi için, AB’nin dış faaliyetleriyle alakalı konularda EEAS tarafından, AB-Türkiye ilişkileriyle ilgili konularda da Avrupa Komisyonu tarafından üye devletlere belirli seçenekler sunulması amacıyla siyasi bir karar alınmasının önemli olduğuna işaret etti.

Sıcak bir olay yaşanmasının öncesinde mi bulunulduğuna dair bir soru üzerine ise Hristodulidis, Rum Yönetimi ve Yunan Hükümeti tarafından hiçbir eylemin, böyle bir faaliyeti tercih etmeyeceğini ifade etti.

Soğukkanlı bir şekilde ve bu tarz yaklaşımlardan uzak bir şekilde zor bir durumu idare etmekte olduklarını ifade eden Hristodulidis, dünkü gelişmelerin de gösterdiği üzere, Türkiye karşısında avantaja sahip oldukları AB’den de faydalanarak, bu durumu ele almak için politik, ekonomik, diplomatik ve hukuki önlemler ileriye götürmekte olduklarını izah etti.

Bu kararın Türkiye’yi rahatsız edip etmeyeceğinin kendisine sorulması üzerine ise Rum bakan, özellikle mevcut konjonktürde, bazı kararların kaygı duyulmadan geçemeyeceğini, fakat aynı zamanda hangi ülkeyle ilgilendiklerini göz önüne almaları gerektiğini belirterek, “kendi vatandaşlarının insanlık haklarını ihlal eden bir ülke ile komşu devletlerinin hepsiyle sorunlar yaşayan bir ülkeden” söz etti.

Türkiye’nin alarma geçmesi için ekonomik önlemlerin gerekli olup olmadığı konusundaki bir soruya karşılık ise Hristodulidis, AB Komiseri Johannes Hahn’ın dün bahsettiği konulardan birinin Türkiye’yi ilgilendiren katılım öncesi fonları olduğunu, öte yandan dünkü karar metnine bakılacak olursa, gümrük birliği konusunun donmuş durumda olduğunu görüleceğini sözlerine ekledi.

PARTİLER MEMNUN

Rum siyasi partilerinin ise AB Genel İşler Konseyinin kararlarından memnun olduklarının görüldüğünü yazan gazete, bununla birlikte siyasi partilerin bugünkü Avrupa Konseyi toplantısı ile “Kıbrıs Cumhuriyeti aleyhindeki tahrikleri konusunda Türkiye gidişatında atılacak bir sonraki adımları beklediklerine” işaret etti.

Politis ise Rum siyasi partilerin Türkiye aleyhinde pratik önlemler alınmasını istediklerini yazdı.

Alithia gazetesinde yer alan haberde ise, haberde ismi belirtilmeyen ve Brüksel’deki zirve toplantısıyla ilgili olarak basını bilgilendirmekle yetkili bir AB yetkilisi de yaptığı açıklamada, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Avrupa Konseyindeki muhataplarının dayanışmasından destek alabileceğini söyledi.

Gazete Avrupa Parlamentosu’ndaki Avrupa Halk Partisi grubu ile Avrupa Sosyalist Partisi’nin de Türkiye’nin faaliyetlerini kınadığını ekledi.

Politis gazetesi ise “Brüksel’de Kritik Toplantı- Sonuçları Kilitliyorlar- Önlemler İçin Onay Veriyorlar” başlıklı haberinde, bugünkü günün hem Avrupa ailesi hem de Güney Kıbrıs açısından önemli bir gün olduğunu, çünkü Zirve toplantısının bugün başlayacağını ve toplantıda, AB Genel İşler Konseyi’nin Türkiye aleyhinde önlemler alınması gerektiği konusunda vardığı sonuçlarının onaylanmasının beklendiğini yazdı.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in ise hali hazırda Brüksel’de bulunduğunu yazan gazete, Anastasiadis’in Türkiye’nin sözde MEB’deki faaliyetleri konusunda AB’deki muhataplarını bilgilendireceğini aynı zamanda ortaklarının tam desteğini almasının beklendiğini ekledi.

Haravgi ise habere “Avrupa Konseyinde Çekincelerle Oy Birliği” başlığıyla yer verdi.

“LONDRA MEB’DEKİ KRİZ İÇİN DİYALOG ÖNERİYOR”

Fileleftheros gazetesinde yer alan bir haberde ise, bir İngiliz milletvekilinin, İngiltere’nin Avrupa Konularından Sorumlu Bakanı Sir Alan Duncan’a “Kıbrıs MEB’indeki Türk meydan okumaları konusunda” yazılı bir soru yönelttiğini, Duncan’ın ise buna yanıt verdiğini haber verdi.

Gazete Duncan’ın mektubunda özetle “Londra’nın Kıbrıs MEB’i içerisindeki kriz konusunda diyalog önerdiğini ve bölgedeki Türk sondajlarını da uygun görmediğinin belirtildiğini” aktardı.

FRANSIZLARLA DA “MEB” KONUSU ELE ALINDI

Bu arada gazete başka bir haberinde ise, Güney Kıbrıs-Fransa Dostluk Grubu mensubu Rum milletvekillerinin Fransa’da gerçekleştirdikleri temaslar sırasında, tek yanlı olarak ilan edilen Rum MEB’indeki ileri sürülen Türk meydan okumaları, Avrupalı ortakların tepkileri aynı zamanda Kıbrıs sorununun ele alındığını haber verdi.

ÇAVUŞOĞLU’NUN AÇIKLAMALARI RUM BASININDA

Bu arada gazeteler, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun doğal gaz konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı açıklamaya yer verdiler.

Haber Fileleleftheros’ta “Yarım-Yarım ve Çözüm Geliyor… Çavuşoğlu Alaycı Bir Şekilde Doğal Gazın Paylaşılmasında Israr Ediyor”,  Haravgi’de “Doğal Gazın Paylaşılmasıyla Çözüm Gelecek”, Politis’te ise “Çavuşoğlu Doğal Gaz Paylaşılmasının Kıbrıs Sorununda da Çözüm Getireceğini Söylüyor” başlıklarıyla yer aldı.

TOTAL İLE ENİ ŞİRKETLERİNİN ARAŞTIRMA LİSANSLARI 2020 YILINDA BİTİYOR

Bu arada Politis gazetesi, 2020 yılının Ocak ayında, tek yanlı olarak ilan edilen Rum “Münhasır Ekonomik Bölgesi” (MEB) içerisinde bulunan 2, 3, 9 ve 11 numaralı parsellerdeki araştırma izinlerinin sona ereceğini ve Rum hükümetinin ise Meclis’ten bu izinleri uzatmak için esneklik istediğini yazdı.

Rum hükümetinin “Türkiye’nin MEB’de sebep olduğu kriz içerisinde istediği son şeyin” 4 parsel için de ruhsat verilmesi için ihaleye çıkmaya mecbur kalması olduğunu kaydeden gazete, Rum hükümetinin hidrokarbonlarla ilgili tüzüklerde değişiklik yapmayı ve bahse konu parsellerde (mevzuatın bugün izin verdiği 7 yıldan fazla bir zaman için) araştırmalar yapılmasını uzatmayı tercih ettiğini belirtti.

Gazete, Rum Bakanlar Kurulu’nun bu nedenle geçtiğimiz salı günü değişiklik yasaları onayladığını ve bir an önce onaylanmaları için, bunları meclise gönderdiğini ekledi.