RUM YÖNETİMİ YÜKSEK MAHKEMESİNİN KARARI: “MEB HUKUKİ AÇIDAN LEFKOŞA DEMEK”

 Saipem şirketiyle Rum mahkemeleri arasındaki yetki tartışasında Rum Yönetimi Yüksek Mahkemesi’nin, “Deniz Mahkemesi olarak faaliyet göstererek”, hidrokarbonlarla ilgili denizaşırı faaliyetlerinin gelişimine ilişkin gelecekteki benzer durumların temelini de belirleyen “önemli bir karar” verdiği ve bu kararında “Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin (MEB) yasal düzeyde Lefkoşa anlamına geldiğine” işaret ettiği belirtildi.

Yukarıdaki başlıkla yayımladığı haberinde, mahkemenin kararının “Saipem 10000” isimli sondaj gemisinin sahibi olan “Saipem S.p.A” şirketinin yaptığı itiraz başvurusunun ardından verildiğini yazan Fileleftheros gazetesi, geminin 2014 yılında Rum MEB’indeki sondajı sırasında meydana gelen bir kazada, gemideki bir mühendisin yaralandığını ifade etti.

Devamla, geminin mühendisinin mahkemede açtığı davayla, kazanın sonucunda uğradığı zarar, ziyan ve bedensel yaralanmalara ilişkin olarak genel ve özel tazminatlar istediğini kaydeden gazete, Saipem’in ise, Rum mahkemelerinin davayı incelemeleri konusundaki yetkisine itiraz ettiğini belirtti.

Gazete, Saipem şirketinin, Rum mahkemelerinin bu konuda yetkisiz oldukları, özellikle de uygun hukuki çerçeveyi teşkil etmediklerine dair argümanı ileriye götürdüğünü belirtti.

Haberde, Deniz Mahkemesi olarak faaliyet gösteren Rum Yüksek Mahkemesi’nin ise, şirketin temsilcilerini dinlemesinin ardından, kazanın MEB içerisinde, aynı zamanda Münhasır Ekonomik Bölge ve Kıta Sahanlığı yasası ile Birleşmiş Milletlerin (BM) Deniz Hukuku Sözleşmesinin hükümleri dahilinde gerçekleştiğine işaret ettiği ifade edildi.

Gazete Saipem’in ise, iddia edilen kazanın MEB içerisinde gerçekleşmesinin, devletin mahkemelerine otomatik olarak MEB’le ilgili yargı yetkisi vermediğini, öte yandan bunun ancak, kazanın kıyı devletinin doğal kaynaklarının araştırılması ve kullanılmasıyla ilgili olması durumunda mümkün olabileceğini ortaya koyduğunu iletti.

Şirketin bir dizi başka unsura daha atıfta bulunduğunu yazan gazete, mühendisin tarafının ise, mahkemenin Deniz Mahkemesi olarak davaya bakma hakkına sahip olduğunu, çünkü geminin “Kıbrıs Cumhuriyeti” kıta sahanlığı altındaki yer altında, bir diğer ifadeyle kıyı ülkesinin topraklarının uzantısı olan yerde bulunan doğal kaynaklarla ilgili araştırma yaptığını belirttiğini aktardı.

Dolayısıyla bunun “Kıbrıs Cumhuriyeti” topraklarında yapılan bir çalışmadan ibaret olduğunu kaydeden gazete, mahkemenin “Münhasır Ekonomik Bölgenin hukuki açıdan Lefkoşa demek olduğu yönünde bir hüküm vererek, şirketin itiraz başvurusunu reddettiğini” belirtti.

Gazete Rum Yüksek Mahkemesinin kararı’nın “hukuki veya cezai yargı yetkisi amaçları bakımından, MEB’in Lefkoşa Kazasında bulunduğunun addedildiği” yönünde olduğunu ekledi.