Alithia gazetesine DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos, Avrupa Konseyi’nin kararına atıfta bulunarak, bunun; doğru strateji ve kararlılıkla hedeflerin sağlanmasının mümkün olduğunu ortaya koyduğunu belirtirken, bu strateji ve politikanın, tereddütler olmadan devam etmesinin yeterli olduğuna da dikkati çekti.

Papadopulos, AB üyesi ülkelerin münhasır ekonomik bölgeleri veya kıta sahanlığına ilişkin şüpheler konusunda AB tarafından ilk kez bu tür tedbir ve yaptırımların benimsendiğini ifade etti.

EDEK yaptığı açıklamada, ileri sürülen Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki faaliyetlerine ilişkin  AB zirvesi sonuç bildirgesindeki net şekilde yer alan ifadeleri memnuniyetle karşılarken; bunun, Güney Kıbrıs’a diplomatik destek sağlayan ve de değerlendirilmesi gereken önemli bir adım olduğunu da belirtti.

EDEK, Güney Kıbrıs’ın, Türkiye’nin bu faaliyetlerine yönelik bir sonraki adımının Lahey’deki Uluslararası Mahkemeye başvurmak olması gerektiğini söyledi.

Rum Vatandaşlık İttifakı açıklamasında, AB’nin, genel ifade türlerinden kısmi olarak  kaçtığını ve durumları isimleriyle birlikte söylediğini belirtti.

Vatandaşlık İttifakı, bunun ayrıca Türkiye’ye yönelik net bir yanıt olmasıyla birlikte,  Türkiye’nin bu faaliyetleri sonlandırmasına da neden olmayacağını, bu nedenden dolayı hükümetin, zafer naralarının haklı gösterilemeyeceğini ifade etti.

Öte yandan Fileleftheros gazetesi, “Dikkatler Bir Sonraki Adımlarda” başlıklı haberinde, Rum siyasi partilerin açıklamalarına yer verdiği haberinde, “Lefkoşa’”nın, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki faaliyetlerine ilişkin ifadenin, ilk kez, değiştirilmesinden memnun olmasına karşın “alçak tonlar “ tercih ettiğini yazdı.

Dikkatlerin şu anda, Güney Kıbrıs’ın tek yanlı ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde faaliyet göstermekte olan şirketler ve şahıslar aleyhine uygulanacak yaptırımların hayata geçirilmesine ilişkin ileriki adımlara çevrildiğini yazan gazete, bir hükümet kaynağının yaptığı açıklamaya dayanarak ifadenin, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in talebi üzerine değiştirildiğini teyit ettiğini belirtti.