Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın, geçtiğimiz Haziran ayında, kapalı Maraş konusunda tedbirler açıklamasının ardından bunun Rum tarafınca ilk önce “imaj yaratma oyunu” şeklinde nitelendirildiğini, ancak TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ziyaretinin ardından ise hükümetin harekete geçtiği belirtildi.

Kathimerini gazetesi “Başkanlığın Elinde Patladı” başlıklı haberinde, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın geçen Haziran ayında kapalı Maraş ile ilgili açıklamaların Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis tarafından “imaj yaratma” olarak nitelendiğini anımsattı.

Maraş kökenli Rumların, bu olayı, aynı soğukkanlılıkla karşılamadığını ve Başkanlık Sarayı’na gittiklerini yazan gazete, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in hoşnutsuzluğuyla karşılaşan Maraş kökenli Rumların “niye sınır kapılarına değil de buraya geldiniz?” sorusuyla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti.

Gazete, hükümetin, Maraş ile ilgili gelişmeleri, Ankara’nın Özersay’a “başkanlık hediyesi” olarak görmeye ısrar ettiğini ve bunu sürdürdüğünü yazdı. Hükümetin, gelişmelerin yaşandığı Haziran ayından bugüne “tehlike”yi küçümsediği hissiyatını verdiğini ancak araya birçok olayın girdiğine dikkat çekti.

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın, Türk yetkililerine ve Kıbrıslı Türk gazetecilere Maraş’ı gezdirmesinin ardından birkaç gün önce Ada’ya gelen TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da Maraş ziyaretinde Ankara’nın Maraş’ı açacağını teyit ettiğine işaret eden gazete, hamlelerin birçok kişi tarafından  “oldubitti” şeklinde değerlendirildiğini yazdı. Rum Yönetimi Başkanı NikosAnastasiadis’in ise bugün kamuoyu önünde Güvenlik Konseyi’ne gitmekten söz ettiğine dikkat çekildi.

GÜVENLİK KONSEYİ’NE BAŞVURU KONUSU HÜKÜMETİ DÜŞÜNDÜRDÜ

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Maraş’ı gezmesinin Rum Başkanlığı nezdinde birden bire gelişen bir olay olmadığı, bu ihtimale ilişkin bilgilere sahip olduklarını savunan gazete, hükümetin ziyaretin ardından Türk faaliyetlerine karşı destek bulmak için AB ve Güvenlik Konseyi’ne koştuğunu yazdı.

Diplomatik çevrelerin açıklamasına dayanarak, amacın, Çavuşoğlu’nun açıklamalarının, BM Genel Sekreteri ve AB temsilcisi tarafından kınanması olduğuna işaret eden gazete, Güvenlik Konseyi kanadının ise ne yapılabileceği konusunu incelediğini savundu.

Güvenlik Konseyi’ne başvuru konusunun hükümeti düşündürdüğünü belirten gazete, öncekilerden daha ılımlı bir kararın ortaya çıkma tehlikesi bulunduğunu yazdı.

MAVROYANNİS OLAYA FARKLI YAKLAŞTI

Gazete, son gelişmelerin ayrıca Anastasiadis’in kendi grubu içerisinde de anlaşmazlığın var olduğunu ortaya koyduğunu yazdı. Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’in, Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in söylediklerinin aksine, tehlike çanlarını çaldığını ve Ankara’nın Maraş ile ilgili planlarını teyit ettiğini belirtti.

Habere göre, Mavroyannis, “Alfa” televizyonuna yaptığı açıklamada, Türkiye’nin politikasının, sadece kapalı Maraş bölgesi değil, “Apostolos Barnabas”( Saint Barnabas) ve Salamis’e kadar yayılan üçgen olduğunu savundu.Mavroyannis ayrıca niyetin, Türk iş insanları aracılığıyla Gazimağusa bölgesinin kalkındırılması olduğunu da ileri sürdü.

Gazete, Mavroyannis’in bu düşüncesinin, böyle bilgilerin olmadığını dile getiren Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis tarafından yalanlandığına da dikkat çekti. Habere göre Hristodulidis, konuyla ilgili açıklamalarında, Maraş’ın açılması ve envanter kaydına ilişkin demeçlerle Maraş’ın kaybedildiğine dair hissiyat yaratmaya çalışıldığını ifade etti.

Mavroyannis’in, hükümetin Crans Montana’dan bu yana izlediği siyaset ve açıklamalarıyla hem fikir olmadığını yazan gazete, Mavroyannis’in CransMontana’daki kritik yemekte Anastasiadis’in yanında olduğunu ve orada tam olarak ne olduğunu bildiğine işaret ederek, ikisinin arasındaki çatışmasının ise hem oradaki, hem de buradaki hırslarıyla alakalı olduğundan söz etti.

 “MAĞUSA BÖLGESİ İÇİN MASTER PLANI”

Öte yandan, Fileleftheros gazetesi, “Mağusa İçin Türkiye’nin Master Planı” başlıklı haberinde, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çevresinden iş insanlarının, Maraş bölgesinin de dahil olduğu tüm Gazimağusa bölgesi için kalkınma planı hazırladığını savundu.

Gazete, bu planın, kapalı Maraş sahilinden başlayarak, Mağusa Limanı,  “Apostolos Barnabas” (Saint Barnabas), Salamis’in de içerisinde yer aldığı Mağusa Boğazı’na kadar gittiğini ileri sürdü.

Bu planının, uzun soluklu nitelendirildiğini ve Maraş’ın Kıbrıs Rum Yönetimi altında iadesini öngören federal çerçevedeki Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili olmadığını savunan gazete Kıbrıslı Rum otel sahiplerinin de bu kalkınmaya katkı koymaları yönünde de ikna edilmeye çalışıldığını iddia etti.

Gazete, bu planla birlikte bölgenin Brezilya’nın Kopakabana sahiline dönüştürülmek istendiğini de savundu.