Alithia gazetesi: “ABD Türkiye’nin Faaliyetlerinden Endişeli – Anastasiadis: Çin ve Rusya’yla İlişkilerimiz Bozulmaz” başlıkları altında yer verdiği haberinde, ABD’nin Güney Kıbrıs’ı IMET programına dahil etme kararının ardından ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Matthew Palmer, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, siyasi parti başkanları ve diğer bazı yetkililerin konuya ilişkin yaptıkları açıklamalara geniş yer verdi.
Gazete, Palmer’in dün Yunan gazetecilere yönelik düzenlediği basın toplantısında, “Kıbrıs ve Ege açıklarında yaşanan gelişmeler konusunda ülkesinin endişeli olduğunu” dile getirerek, “Türkiye’nin, sondaj girişimleri ve Libya makamlarıyla ortak görüş memorandumu eylemlerinin bölge istikrarına katkı koymayan eylemler olduğunu düşündüklerini Ankara’ya net bir biçimde ilettiklerini” söylediğini aktardı.
Habere göre Palmer, “Doğu Akdeniz’deki istikrar ve güvenin sağlanmasına bağlı olduklarını, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin de bu çabayı destekleyen bir ortakları olduğunu” belirterek, “ABD’nin yeni Akdeniz politikasının, istikrar ve refahın sağlanması için Kıbrıs Cumhuriyeti gibi temel ortaklarla ilişkilerin güçlendirilmesini öngördüğünü” vurguladı.
Güney Kıbrıs’ın IMET’e dahil edilmesinin ABD’nin Kıbrıs sorunu politikasını değiştirmediğini ve IMET çerçevesindeki faaliyetlerin çözüm konularını etkilemeyeceğini iddia eden Palmer, “Adanın, Kıbrıs halkının daha barışçıl ve refah içerisinde bir geleceği sahip olması için en iyi fırsat olduğuna inandığımız iki toplumlu iki kesimli federasyon temelinde yeniden birleşmesi ilkesine bağlılığımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
Palmer, ABD’nin Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosunu kaldırması konusundaki bir soruya, “konu üzerinde çalışmayı sürdürdükleri ve şu anda açıklayabileceği yeni bir gelişme olmadığı” yanıtını verirken ülkesinin Doğu Akdeniz’deki işbirliklerine bağlı olmayı sürdürdüğünü ifade etti.
Palmer, Güney Kıbrıs ve “müttefiklerimi” şeklinde nitelendirdiği Türkiye, Yunanistan, İsrail ve bölgedeki diğer ülkelerle mevcut işbirliğini ilerletme ve güçlendirme niyetlerinin sürdüğünü de dile getirdi.
“KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜLMEMESİNİN SORUMLUSUNUN KİM OLDUĞU BENİ İLGİLENDİRMEZ”
Haravgi gazetesi ise Palmer’in açıklamalarına biraz daha ayrıntılı şekilde yer verdiği haberinde, Palmer’in IMET’in aralarında Türkiye ve Yunanistan’ın da bulunduğu ortaklarla gerçekleştirdiği işlerden gurur duyduğunu söylediğini yazdı.
Habere göre Palmer, IMET programının tüm dünyada ve aralarında Yunanistan ile Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkeyle başarıyla uygulanmakta olduğunu belirtirken, IMET’in, Rusya ve Çin’in “kötü niyetli etkilerinin önlenmesi olduğunu” doğruladı.
Gazete, Palmer’in, Yunan gazetecilerin Kıbrıs sorununa ilişkin sorularını da yanıtladığını ve Kıbrıs sorununun çözümünde ilerleme sağlanamamasından kimin sorumlu olduğu şeklindeki bir soruya, “bu aşamada birilerini işaret etmenin kendisini ilgilendirmediği” yanıtını verdiğini aktardı.
Palmer, BM Genel Sekreteri ve temsilcisinin boşlukları tespit etme ve beklenen bir diyalogun temeli için kullanılabilecek referans noktalarının yazılmasında ilerleme sağlama yönündeki çabalarını desteklediklerini ifade ederek BM’nin şu anda yaptığı şeyin, müzakerelerin yeniden başlaması için yeterli ortak nokta olup olmadığının tespiti olduğunu vurguladı.
ANASTASİADİS “MEMNUN”
Politis gazetesi ise konuya ilişkin haberini: “Kıbrıs ABD’nin Stratejisinin Bir Parçası – ABD’nin Doğu Akdeniz’deki Stratejik Denge Satrancı” başlıkları altında verdiği haberinde, ABD’nin Türkiye’ye bölgede başka ülkelerle stratejik ortaklık kurabileceği mesajını göndermek istediği yorumunda bulundu.
Gazete haberinde, ABD’nin Güney Kıbrıs’ı IMET’e dahil etme niyeti ve bu konuda Palmer’in yaptığı açıklamalara da geniş yer verirken, ABD’nin bu kararının iç siyasette AKEL ile Hükümet arasında yeni bir tartışma konusu yarattığının da altını çizdi.
Haberde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in dün akşam katıldığı bir törende yaptığı açıklamada, ABD’nin bu kararından duyduğu memnuniyeti dile getirdiği de belirtildi.
Gazete, Anastasiadis’in açıklamasında, Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti’yle mevcut “mükemmel ilişkilerinin” bozulmasının söz konusu olmayacağını iddia ederek, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun açıklamalarıyla da ters düştüğü yorumunda bulundu.
Anastasiadis ise açıklamasının devamında, Güney Kıbrıs’ın “BM Güvenlik Konseyi daimi üye ülkelerle mümkün olan en iyi düzeyde ilişkilere sahip olmayı arzuladığını” vurguladı.
Gazete, ABD’nin söz konusu kararına Türkiye ve KKTC’den tepki geldiğini, yurt içerisinde ise AKEL’in karara sert tepki gösterdiğini belirterek, AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun açıklamasını yansıttı.
Habere göre Kiprianu, Rum hükümetinin ABD’yle ilişkilerini güçlendirmesinin yolunun Rusya ve Çin’le ilişkilerini bozmaktan geçtiğini belirterek hükümetin halkına yalan söylediğini savundu.
Anastasiadis ve Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, Rusya ve Çin’le ilişkilerin bozulmayacağı söylemlerinin gerçekleri yansıtmadığını ifade eden Kiprianu, “bölgede bir çatışma durumunda Kıbrıs’ın evlatları ABD çıkarlarını korumak için mi savaşacak?” sorusunu dile getirdi.
Gazete, DİSİ Başkanı Averof Noefitu’nun ise, Kiprianu ve AKEL’in tepkisine anlam veremediğini söylediğini yazdı.
Habere göre Neofitu, “Türkiye’nin tepki göstermesini anlayabiliyorum ama AKEL’in neden tepki gösterdiğini anlayamadım” şeklinde konuştu.
Fileleftheros gazetesi ise konuya ilişkin haberlerini: “Kıbrıs’ı Da Hesaba Katıyorlar – ABD Kıbrıs Cumhuriyetini De Akdeniz’deki Yeni Stratejisine Dahil Ediyor – Hükümet Memnun – İşgal Bölgelerinde Şikayet Ediyorlar – Ankara Çözüm Çabalarına Engelden Söz Ediyor” başlıkları altında okuyucusuna yansıttı.