Güney Kıbrıs’ın, Beyaz Rusya’ya ile birlikte Türkiye’ye de yaptırım uygulanmaması halinde Beyaz Rusya’ya yaptırımları veto etme tehdidi üzerine Rum yönetimi ile koordinasyon içerisinde olan Alman yetkililerin, Türkiye’ye veto uygulanmasının söz konusu olmadığı mesajı verdiği kaydedildi. Dahası, son dönemde Fransa’nın da söylem değiştirerek Almanya gibi; Türkiye ile yapısal diyalogdan söz etmekte olduğuna dikkat çekildi. 
Haftalık Kathimerini “Almanya-Kıbrıs, Kıbrıs Sorunu İçin Gizli Diplomaside… Berlin Lefkoşa’ya Yaptırımları Unut Müzakerelerin Yeniden Başlamasına Odaklan Diyor” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Alman yetkililerin, yaptırımların hiçbir sonucu olmayıp, Türkiye’yi uyum sağlamak yerine daha da agresifleştirecek çıkmaz bir strateji olduğuna dikkat çektiklerini yazdı.
Gazeteye göre yabancı diplomatik kaynaklar Almanya’nın, Türk-Yunan istikşafi temaslarını başlatan Berlin’deki görüşmeden sonra krizin düşürülmesi inisiyatifine, Rum yönetimiyle yapısal temaslar aracılığıyla devam ettiğini kaydederek “Berlin Türkiye ile ekonomik ilişkilerinin bozulmasını istemiyor ancak Kıbrıs’ın yaptırımlardaki ısrarı bu ilişkileri bozuyor” dedi. 
Yabancı bir diplomatik kaynak Kathimerini’ye şunları da söyledi: “Kıbrıs MEB’inin görüşülmesini karmaşıklaştıran şeyin Kıbrıs sorunu olduğu anlaşılıyor. Uluslararası hukuk da tek başına yeterli değil, siyasi çözümler gerekiyor. Türkiye ile Yunanistan arasındaki istikşafi görüşmelerin başlaması anlaşması, iklimi ve olguları değiştirdi. Önümüzdeki perşembeye ve konsey toplantısına kadar, şu veya bu yönde pek çok şey olabilir ancak hedefin krizin düşürülmesi olduğu nettir.”  
“ALENEN İFADE ETMEYEN BİRÇOK ÜLKE (GÜNEY KIBRIS’IN) GEÇEN PAZARTESİ GÜNKÜ TAVRINDAN RAHATSIZ OLDU”
Habere göre Almanya Rum yönetimine ayrıca “alenen ifade etmeyen birçok ülkenin, Güney Kıbrıs’ın geçen pazartesi günkü tavrından rahatsız olduğu, Rum yönetiminin artık KKTC’deki cumhurbaşkanı seçiminin ardından müzakerelerin yeniden başlamasına ağırlık vermesi gerektiği mesajını da verdi.
Gazete, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Dış Konular Konseyi öncesinde yaptığı telefon görüşmesinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e, Yavuz sondaj gemisinin bölgeden ayrılması için arabuluculuk önerdiğini, Anastasiadis’in, Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin de ayrılmasını talep ettiğini yazdı. “Kıbrıs’ın Beyaz Rusya’ya yaptırımlara onay vermesi için Yavuz’un (belki Barbaros’un da) gitmesi çözüm addediliyor olabilir” ifadesine yer verdi.
AB ZİRVESİNDE “VETODAN UZAKLAŞILIYOR”
Avrupa Zirvesi’nde “veto” meselesinin uzaklaşıyor göründüğüne işaret edilen haberde özetle şunlara yer verildi:
“Bunun sebebi (Josep Borrell’e göre) yalnız tek savunanı Lefkoşa kalması değil aynı zamanda geriye kalan ülkelerinden büyük baskı olacağındandır. Nitekim uluslararası basında, Beyaz Rusya’ya yaptırımların onaylanmasında başarısız olunursa AB’nin dış politikasının itibarının zedeleneceği ve Kıbrıs’ın ‘veto’sunu Lukaşenko rejimine sıcak bakan Rusya ile arasındaki iyi ilişkilerle bağdaştıran haber ve yorumlar yayınlandı.”
FRANSA SÖYLEM DEĞİŞLTİREREK ALMANYA’NIN DÜŞÜNCE EKOLÜNÜ KABUL ETTİ
Fransa Avrupa Konuları Bakanı Clement Baeune’un Rum yönetimini Beyaz Rusya’ya yaptırımları Türkiye’yle bağdaştırmaktan vazgeçmeye çağırmasının da kafalarda soru işaretleri yarattığına dikkat çeken gazete, “Son günlerde Paris söylem değiştirerek Türkiye ile yapısal diyalog istiyor görünüyor. Diplomatik kaynaklara göre Beaune’un açıklaması Berlin ile tam uzlaşı içerisindeydi ve Fransa Berlin’e, düşünce ekolünü kabul ettiğini açıkça söylemiş oldu. Berlin’in, Kıbrıs Cumhuriyeti ‘aklını başına getirmek için’  Fransa’dan resmî açıklama istedi. Lefkoşa’daki çevreler Dış Konular Konseyi’nde Fransa’dan gelebilecek desteğin abartıldığı ve yanlış yorumlandığına işaret edildi.
YUNANİSTAN DA FARKLILAŞTI
Dikkatler, Fransızlar haricinde Yunanistan’ın da Kıbrıs’ın tezlerinden farklılaşmasına odaklandı. Başkanlık, iki ülke arasında anlaşmazlık olmadığını söylüyor fakat iki ülke ilk kez bu düzeyde birbirinden farklılaşıyor. Yunanistan şu anda yaptırım uygulanmamasını destekliyor. Yunanistan, cezalandırıcı değil caydırıcı yaptırımlar oluşturulmasından yana. Yunan Başbakanlığında, herkesin kârlı çıkacağı bir hal çaresi daha tercih edilir bulunuyor.”
“GUTERRES KOLLARI SIVIYOR”
Alithia “Guterres Kolları Sıvıyor… İşgal Bölgelerindeki ‘Cumhurbaşkanı Seçiminden’ Hemen Sonra İşe Başlıyor” başlığıyla manşete çektiği haberinde, Rum yönetiminin, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in KKTC cumhurbaşkanı seçiminden hemen sonra, sandıktan kimin çıkacağına bakmaksızın, Kıbrıs müzakerelerinin, garantiler meselesinin açık kaldığı “Crans Montana’da kaldığı yerden” başlaması için yeni inisiyatifini ortaya koyacağı beklentisi içerisinde olduğunu yazdı.
Guterres’in Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastaiadis’le Çarşamba gecesi yaptığı telekonferansta bu yöndeki niyetini ortaya koyduğunu yazan gazeteye göre o görüşmede Anastasiadis Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetleri ile kapalı Maraş’ın yerleşime açılması planlarının müzakerelerin yeniden başlamasının önündeki ana engel olduğu iddiasını yineledi, bunlar son bulmadan müzakerelerin başlayamayacağını savundu. Gazete Guterres’in 2 Ekim’de de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile benzer bir irtibat kuracağını yazdı. 
“MÜZAKERELERİN BAŞLAMA YOL HARİTASI”
Haftalık Simerini “Guterres’in Yol Haritası… Kıbrıs Müzakerelerinin Yeniden Başlaması Planlamasını Açıklıyoruz” başlıklı manşet haberinde, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in açıklamak niyetinde olduğu Kıbrıs sorununun çözüm müzakereleri prosedürünün şu 4 adımda başlayacağını iddia etti:
1-BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un temasları: İlk aşamada prosedürel nitelikte bir görüşmeyi netleştirmek için bütün taraflarla temaslara başlayacak.
2-Crans Montana tipi ön hazırlık görüşmesi veya telekonferansı: Bu görüşmeye müzakerecileri ile birlikte iki lider, garantör güçler, Guterres ve Lute katılacak. Hedef referans şartları, 2014 Ortak Açıklaması, yakınlaşmalar ve Guterres maddeleri üzerinde anlaşma. 
3-Özlü Müzakereye Ön Hazırlık: Prosedürel görüşmede anlaşma sağlanırsa, özlü müzakereler için şartların da oluşturulması gerekecek. Antonio Guterres Kıbrıs Özel Danışmanını, yani Espen Barth Eide’nin yerine birini atayacak. 
4-Özlü Müzakere: Crans Montana tipi 5+1 görüşme olacak. Fark, garantör güçlerin başkanlar düzeyinde katılımı olacak. Peşinen Dışişleri Bakanlarının katılmasında uzlaşılması ihtimal dışı değil ancak bir ara, belirlenecek yöntemle, başbakanlar hazır bulunacak.
Katılım konusunda iki taraf ve Lute arasında AB’nin prosedürel görüşmeye katılımının şart olmadığı uzlaşısı var ancak Türk tarafının, AB’nin özlü müzakerelere katılımını kabul etmesi şartıyla.”