Alithia gazetesi yukarıdaki başlıkla geniş yer verdiği haberinde, dün yaşanan bu gelişmenin ardından, Türk tarafının buna vereceği tepkinin merakla beklendiğini yazdı.
5’inci parselle ilgili “Araştırma ve Orantılı Üretim Paylaşımı Sözleşmesi” ve “Hidrokarbon Arama Ruhsatının” dün Rum Başkanlık Sarayında düzenlenen törende imzalandığını kaydeden gazete, bunun sözde Rum MEB’i içerisinde bulunan toplam 13 parselden, ruhsat verilen 10’uncu parsel olduğunu belirtti.
ExxonMobil-Katar Enerji ortaklığının hali hazırda 5’inci parselin yanında bulunan 10 numaralı parselin de lisansına sahip olduğunu anımsatan gazete, şirketler grubunun 2019 yılında 10’uncu parselde “Glafkos” yatağının keşfini yaptığını anımsattı.
Sözleşmeyi Güney Kıbrıs adına Enerji Bakanı Nataşa Pilidu, şirketler grubu adına ise “ExxonMobil’in Kıbrıs CEO’su” Varnavas Theodosiu ve Katar Enerji’nin Uluslararası Üretim ve Araştırma Faaliyetlerinden Sorumlu Müdürü Ali Al Mana’nın imzaladığını belirten gazete, Enerji Bakanı Nataşa Pilidu’nun, ABD ve Katar Büyükelçileri ile diğer yetkililerin de hazır bulunduğu imza töreninde yaptığı konuşmada, gerek Rum hükümetinin gerek de şirketler grubunun, 5’inci parselle ilgili jeolojik perspektiflerin ve potansiyel üretim sinerjilerinin farkında olduklarını ve beş aylık müzakerenin ardından sözleşmenin şartlarında anlaşmaya vardıklarını dile getirdi.
Pilidu, şirketler grubunun 5’inci parselden sismik verilerin toplanmasına ilişkin çalışmalarına 2022 yılı içerisinde başlamayı üstlendiğini dile getirirken, “ExxonMobil Kıbrıs CEO’su” Theodisiu ise açıklamasında, bu gelişmenin şirketler grubunun 10’uncu parseldeki araştırma faaliyetleriyle birlikte, “Kıbrıs’taki varlıklarını daha fazla genişletmelerine izin verdiğini ve Kıbrıs’ın deniz aşırı araştırma faaliyetleri konusunda umut verici bir bölge olduğunu düşündüklerini” söyledi.
Öte yandan Rum Enerji Bakanı Pilidu, tören esnasında gazetecilerin “Türkiye’nin 5’inci parselin bir kısmının Türkiye MEB’ine ait olduğuna dair iddiasının Rum hükümetini düşündürüp düşündürmediği konusundaki” soruya karşılık ise, şirketlerin, gerek sözleşmeden kaynaklanan yükümlükleri, gerek de bu noktaya ulaşılması için harcanan zaman konusunda, çok önemli bir yatırımda bulunduklarını dile getirdi.
“Böyle olsaydı bu sonucu alacaklarını düşünmediğini” de ifade eden Pilidu, kendilerinin daima uluslararası hukuk ve deniz hukuku temelinde hareket ettiklerini, MEB konularında her zaman bu ilke temelinde hareket ettiklerini ve bunu yapmaya davam edeceklerini söyledi.
5’inci parselle ilgili beklentiler konusundaki bir soruya yanıtında ise, bununla ilgili sayısallaştırma yapmak için henüz çok erken olduğunu dile getiren Pilidu, jeolojik verilerin, 5’inci parselin komşusu olan 10’uncu parselle bağlantısı olduğunu göstermesi ve bu parselin de kendi başına umut verici mesajlara sahip olmasına rağmen, henüz 5’inci parselle ilgili detaylı sismik veriler bulunmadığını ifade etti.
Dolayısıyla şirketler grubunun ve yapılacak ilk çalışmaların gayesinin, sismik verilerin toplanmasıyla alakalı olacağını ifade eden Pilidu, sismik araştırmaların 2022 yılının ilk yarısında başlamasını umduğunu kaydetti.
10’uncu parseldeki teyit sondajının ise yılsonundan önce başlamasının beklendiğini dile getiren Pilidu, her şeyin yolunda olduğunu ve hazırlıkların son aşamasında olduklarını sözlerine ekledi.
Konuyla ilgili haberler Haravgi’de “5’inci Parsel Resmen ExxonMobil-Katar Enerji’de… 5 Aylık Müzakerelerin Ardından Dün Sözleşmeler İmzalandı”, Politis’te “Covid Döneminde İlk Ruhsat Verilmesi- Umut Verici ve Mesajlarla Birlikte Ruhsat Verilmesi”, Fileleftheros’ta ise “5’inci Parselle İlgili Öngörülerde Bulunmak İçin Erken- Bazı Tahminlerde Bulunulmasına İzin Verecek Oaln İlk Sismik Araştırmalar Aksi Bir şey Olmaması Halinde 2022’de Başlayacak- Glafkos Yatağındaki Araştırma Sondajı An Meselesi” başlıklarıyla yer aldı.