Balda gündeme gelen taklit ve tağşiş (benzer başka ürün katma) haberlerinden sonra benzer bir tartışma zeytinyağı piyasasının da gündemde. Sektör kaynakları 117 şirketin konu ile ilgili Tarım ve Gıda Bakanlığı’na şikâyet edildiğini açıkladı. Ancak yüzbinlerce tüketicinin, zeytinyağında yapılan hileleri fark edebilmeleri için uygulanabilir bir takım basit yöntemler bulunuyor.

Konu ile ilgili hurriyet.com.tr’ye açıklamalarda bulunan Zeytindostu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Metin Ölken, “Zeytinyağında tağşiş olup olmadığını anlamanın tek ve en garantili yolu kimyasal ve duyusal analizdir” ifadesini vurguladıktan sonra bir takım tavsiyelerde bulundu.

Markalı ve etiketli ürün alınması konusunda tavsiyede bulunan Ölken, “Bir yağa duyusal açıdan kaliteli demek istiyorsak 3 özelliği içerisinde barındırmalıdır” dedi ve söz konusu üç kriteri şu şekilde sıraladı:

*Zeytin meyvesine yakın, meyvemsi dediğimiz koku yoğun olarak hissdilmeli.

*Yakıcılık hissi bırakmalı. Yakma hissi genizde kalmalı, genzin altına inmemelidir.

* Acılık özelliği barındırmalı ama bu özellik asla yoğun bir acı biber acısı değildir. Çağla badem acısı gibi olmalıdır.Zeytinyağında bilinen ağır ve kötü kokuya posa kusuru denildiğini söyleyen Ölken “Eğer yağda boya kokusuna benzer bir koku varsa buna oksitlenme kusuru diyoruz. En sık rastlanan bu iki kusuru içeren yağlar tüketilmemelidir. Duyusal değerlendirme kalite sınıflandırmasında çok önemlidir. Natürel sızma zeytinyağı duyusal bakımdan yukarıda saydığımız olumlu özellikleri içerip, kusur dediğimiz negatif özellikleri barındırmamalıdır ve de kimyasal özellikler bakımından da kodeksin belirlediği standartlarda olmalıdır” şeklinde sözlerini sürdürdü.

TATİLCİLERE UYARI

Tatil sürecinde damak tatlarına uygun bölgelerden zeytinyağı tüketmeyi tercih eden tatilcilere yönelik de üç uyarıda bulunan Ölken, “Birincisi zeytinyağı mutlaka gıda üretim izin belgesi olan işletmelerden temin etsinler, ikincisi mutlaka markalı ve ambalajlı ürünleri tercih etsinler. Bu marka olayında illaki bilinen markalar olması şart değildir. Üçüncüsü ise, ucuzluğuna aldanıp özellikleri, kökeni belli olmayan ürünlere itibar etmesinler. Çünkü tağşişin en yüksek olduğu yer beyaz teneke dediğimiz markasız ve pet şişelerde yapılan satışlarıdır” dedi.

 

Sektör kaynaklarının konu ile ilgili yaptıkları açıklamalarda ise zeytinyağı ile ilgili öne çıkan öneriler şunlar:

*Tüketiciler arasında yaygın bir inanış olan soğukta zeytinyağının donması, aslında bir kalite göstergesi olarak sayılmıyor. Kalitesiz, hileli zeytinyağlar da soğukta katılaşabiliyor.

*Zeytinyağının renginin koyu yeşil ya da açık sarı olması, o ürünün daha kaliteli ya da kalitesiz olduğunu göstermiyor.

*Derin dondurucuya 15 dakika bırakılan zeytinyağının bir kısmı donup, bir kısmı donmadığı taktirde bu yağda tağşiş olduğu kolayca anlaşılabiliyor.

*Bir litre sızma zeytinyağının üretim maliyeti 7 lirayı geçti. 7,5 liranın altında zeytinyağı satılıyorsa o üründen şüphelenilmesi gerekir.


TAĞŞİŞ NEDİR

Genelde sızma zeytinyağlarına belli ölçüde (genellikle yüzde 10) kanola, mısır veya ayçiçek yağı gibi daha ucuz yağlar karıştırılarak elde edilen yağ. Tağşiş, yüksek teknolojik analizlerle tespit edilse de tüketici de donma derecelerindeki farklılıklara bakarak yağın taklit ve tağşiş olduğunu anlayabilir.

Derin dondurucuya 15 dakika bırakılan numune zeytinyağının bir kısmı donar, bir kısmı donmazsa tağşiş söz konusudur. Ayrıca son yıllarda yapılan ‘kolon sızması’ da yeni bir zeytinyağı sahtekarlığı. Bu yöntemde asidi yüksek, kötü koku ve görüntüye sahip yağlar, ısıl işlemden geçirilerek sızma zeytinyağı olarak satılıyor.