Ülke gündemine bomba gibi düşen ve KKTC üniversiteleri arasında infial yaratan 14 Ocak 2019 tarihinde “KKTC Üniv. Hak” başlığı ile yayınlanan YÖK Genelgesinin , TC ve KKTC meclislerinde onaylanarak yürürlüğe giren yükseköğretim’de denetleme ve kalitenin sağlanmasını hedefleyen milletlerarası anlaşmaya aykırı olduğu iddia edildi.
GENELGE ÖNCESİ YÖDAK BAŞKANININ TEK BAŞINA ANKARA’DA OLMASI TESADÜF MÜ?
Üniversiteler arasında tepkilere neden olan YÖK Genelgesi öncesinde hiçbir YÖDAK üyesinin gelmesine izin vermeyerek YÖDAK Başkanının tek başına Ankara’da olduğu ve toplantılarda yer aldığı ise olayın skandal’a dönüşmesine neden oldu.
BU NE YAMAN ÇELİŞKİ AKİLE BÜKE!
Prof. Dr. Akile Büke, ülke ekonomisi ve tanınmasında büyük payı olan üniversitelerimizi YÖK’e şikayet ederek öğrenci sayılarının azalması yanında üniversitelerimizin YÖK nezdinde itibarsızlaştırılmasına neden olurken adam kaçırıp senet imzalatanlara, mekan basıp korumalarını adam öldürmeye azmettirenlere üniversite izinlerini ikişer ikişer vermesi de yükseköğretim camiasında tepkilerin büyümesine neden oluyor.
YÖDAK BAŞKANI PROF.DR. AKİLE BÜKE’NİN GELDİĞİ GÜNDEN BERİ ÜNİVERSİTELERİMİZİ YÖK’E ŞİKAYET ETMESİ TEPKİ ÇEKİYOR!
İddialara göre Prof. Dr. Akile Büke, YÖDAK Başkanı olarak kendi kurumunda yapması gereken işi ve yükseköğretimde yaşanan aksaklıkları YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç ile yaptığı toplantılar da şikayet ediyor.
İddia edildiği gibi YÖDAK’ın YÖK kararının alınmasında etkili olması hem ülke üniversitelerini hiçe sayılmasına hem de Prof. Dr. Yekta Saraç ve YÖK’ün yanıltılması sonucu ile birlikte YÖK’ün aldığı bu kararın milletler arası anlaşmaya uygun olmadığı iddiası doğruysa YÖK ve YÖK Başkanının uğrayacağı itibar kaybının sonuçlarının telafisi zor olacak.
YÖDAK ANLAYIŞI İLE ÜNİVERSİTELERİMİZ YOK OLACAK
YÖK Genelgesinin mimarlarından YÖDAK anlayışı ile üniversitelerimizin yok olacağı kaygısı yükseköğretim camiasında yer almaya başlarken konuyla ilgilide üniversite yetkilileri yorumlar yapmaya başladı.
YÖDAK anlayışı ile özellikle YÖK’ü karşılarına almak istemeyen üniversiteler sessizliklerini korurken “Milletlerarası Anlaşma” hükümlerinin Kuzey Kıbrıs üniversitelerini olması gerektiği gibi hali hazırda denetlemeye imkan tanıdığının ve buna itirazlarının olmadığı fikrinde birleşen yükseköğretim kurumları bazı olumsuzluk ve aksaklıkların olduğunu kabul ederek devletin cezalandırıcı olmaması gerektiğini belirterek yapıcı bir irade ile sorunların giderilmesi gerektiği noktasında birleştiler.
GENELGEDE ÖNE ÇIKAN MADDELER EKONOMİ VE SİYASET DÜNYASINDA ENDİŞELERİ ARTIRDI
KKTC üniversitelerine gerek Türkiye’den gerekse diğer ülkelerden gelen öğrenci sayılarında ciddi azalmalara neden olacak olan YÖK genelgesi üniversiteler yanında ülkenin ekonomi ve siyaset dünyasında da endişeleri artırdı. Genelgenin mimarlarının kimler olduğu ekonomi ve siyaset dünyasında da merak uyandırırken üniversiteler, iş ve siyaset dünyası başta Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Başbakan Tufan Erhürman’ı göreve çağırdılar.
Rum tarafının veremediği zararı verecek kadar ciddi kısıtlamalar içeren YÖK genelgesinde öne çıkan bazı maddeler şunlar?
Madde 4. “Mezun Diplomalarının tanınma ve denklik işlemlerinde öğrencilerin KKTC ye giriş çıkışlarının kontrol edilmesine,”
Madde 5, “KKTC’deki üniversitelerin YKS Kılavuzunda yer alan programlarından 2018 YKS sonucunda kaydolan öğrenci sayısı üçten az olan programların 2019 YKS kılavuzunda yer almamasına”
Madde 5 ‘te yer alan hükümleri yorumlayan akademisyenler söz konusu bölümlere Türkiye’den öğrenci gelmeyecek olması yanında diğer ülke vatandaşları için güven unsuru olan YÖK kılavuzunda yer aldığı için birçok 3. Dünya ülkesi ve KKTC vatandaşlarının öğrenim gördüğü bu bölümlere diğer ülkelerden de öğrenci gelemeyeceğini ifade ettiler.
Ayrıca görülerine başvurduğumuz akademisyenler öğrenci azlığından dolayı yüzlerce öğretim elemanının ve çalışanın işsiz kalması ve öğrenci sayısına göre yatırım yapan iş dünyasının da zarara uğramasını doğuracak uygulamanın diğer sonuçlarının şunlar olacağının altını çizdiler:
- Daralmakta olan üniversite sektörünün bu bölümlerin kapatılması ile daha da daralması demek.
- Yeni açılan ve bölüm açma çabasında olan üniversitelerin genişleme şansının olmaması demek.
- İlgili bölümlerde olan master, doktora programlarının da ortadan kalkması demek.
- Fakülte düzeyinde bile yok olma tehlikesi yaratabilecek bir durum. İktisadi ve İdari bilimler Fakülteleri tüm bölümleri ile, mühendislik fakültelerinden birçok bölüm, sağlık fakültelerinin kimi bölümler başta olmak üzere kapanacak.
Madde 7, “KKTC yüksek öğretim kurumlarından mezun olan TC ve KKTC uyruklular ile diğer ülke vatandaşlarının diploma denklik talepleri olduğu takdirde başvurunun denklik mevzuatına uygun olarak değerlendirilmesine”
Ayrıca YÖK tarafından doğrudan tanınan KKTC üniversitelerinin diplomalarının tanınmaması ve inceleme sonrası tanınacak olmasının yaratacağı güvensizlik yine öğrenci sayılarının azalmasına ve ambargolar altında ezile ülke ekonomisinin can damarlarının kesilmesine neden olacak olmasına da akademik çevreler tarafından dikkat çekildi.