“YÖDAK Başkanı kamu görevlisi değil mi?”

Özadam: Yılın 188 günü mazeretsiz olarak işe gitmeyen YÖDAK Başkanı Prof. Dr. Akile Büke’nin durumu niçin sorgulanmıyor!

“Prof Dr.Akile Büke YÖDAK’ın başında bir kamu görevlisi statüsündedir!

Yani kurallar her hangi bir kamu görevlisi için neyse onun için de odur…

Ama ne gariptir ki, kamuyu yönetenler yapılan tüm yayın ve eleştirilere rağmen sessizliğini koruyarak soru işaretlerinin çoğalmasına neden olmaktadırlar!”

“Örneğin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı…Kendi atadığı bir isimdir ama yapılan iddialar karşısında derin sessizliğini bozmamaktadır!

O atadığın kişi işine özen göstermiyorsa ve kamu hizmetlerinin kurallarına uymuyorsa bunun tek sorumlusu kendisi olmaz, atayan makam da sorumluluk altında kalır…”

“Uzun süredir gündemde olan bir tartışma…

Genelde YÖDAK Başkanı Prof.Dr. Akile Büke üzerinden yapılıyor!

Önce verilen bazı üniversite izinleri ile gündem oldu…

Şimdi işe gelmediği günler gazete manşetlerinde yayınlanmaya başladı!

Aslında işin başında iken üniversiteler ülkesi olarak hepimiz umutluyduk Bayın Büke’den…

Öncelikle bir Kıbrıslı Türküydü çünkü!

Sonra Türkiye’de tıp alanında önemli başarılara imzasını atmıştı…

Cumhurbaşkanı Akıncı da bu atama ile doğru bir karar vermişti!

Hani hep deriz ya Kıbrıs Türkleri de kendi kendilerini yönetebilir diye…

YÖDAK’ı yönetmeye başladı, işin başında da gayet iyi yönetti ama!

Sonunda cevap veremediği sorunlar da yaşanmaya başladı…

Hatırlarsanız Başbakan Erhürman zaman zaman Personel Dairesi’nin denetim sonuçlarını açıklar…

Hangi dairede kaç kişinin devamsızlık yaptığını, onlara ne gibi yaptırımlar uygulandığını filan!

Hoş bunları bir Başbakan’ın açıklaması ne kadar doğru bunu pek ala ki başka makamlarda yapabilir ama yine icraat olarak doğru yapılan ama pek de gerisi gelmeyen bir konu oldu…

Şimdi de Büke’nin izinsiz işe gitmediği günler tartışılıyor!

Kıbrıs Manşet Gazetesi hemen her gün Büke’yi manşetinde işliyor…

Bu konuda bazı rakamlar da yayınlandı;

2017 Yılında 188 gün izin almadan YÖDAK’taki görevinin başına gitmemiş!

Ne ilginçtir ki bir tesadüf olsa gerek 2018 yılında da izin almadan, mazeret göstermeden 188 günü yurt dışında geçirmiş…

Bu rakamlara göre yılın yarısından fazlasında işinin başında olmamış!

Haliyle kafalar karışıyor…

YÖDAK gibi çok önemli bir kurumun başında olan birisinin yılın yarısından fazlasında dışarıda ne işi olur ki!

Dikkat çeken başka bir husus…

Prof Dr.Akile Büke YÖDAK’ın başında bir kamu görevlisi statüsündedir!

Yani kurallar her hangi bir kamu görevlisi için neyse onun için de odur…

Ama ne gariptir ki, kamuyu yönetenler yapılan tüm yayın ve eleştirilere rağmen sessizliğini koruyarak soru işaretlerinin çoğalmasına neden olmaktadırlar!

Örneğin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı…

Kendi atadığı bir isimdir ama yapılan iddialar karşısında derin sessizliğini bozmamaktadır!

O atadığın kişi işine özen göstermiyorsa ve kamu hizmetlerinin kurallarına uymuyorsa bunun tek sorumlusu kendisi olmaz, atayan makam da sorumluluk altında kalır…

Ya da Başbakan Tufan Erhürman;

Kamuda disiplinden bahsederken ayrıca Personel Dairesi’nin verilerini kamuoyuna açıklarken YÖDAK onun için çok önemli değil midir de başkanın devamsızlığı kendisini ilgilendirmemektedir?

Aksine YÖDAK gibi sorumluluğu büyük bir kurumun başındaki birinin devamsızlığından Başbakanlık makamı da sorumludur…

Neden Başbakanlık Denetleme Kurulu’na bir talimat verip de YÖDAK’ı ve yöneticilerini masaya yatırmazlar, sorgulamazlar ve denetlemezler anlamak mümkün değildir!

Yapılan tartışmalar sadece YÖDAK’ın yıpranmasına neden olur…

Hani yeri gelince 102 bin üniversite öğrencimiz var diye böbürleniyoruz ya!

O zaman işi sıkı tutacaksınız…

YÖDAK’ın bir görevi de üniversiteleri denetlemektir ama sen de onun iyi yönetilip yönetilmediğini denetleyeceksin ki üzerlerinde tek bir şaibe bile kalmasın!

Sonra Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı…

Uzaktan görüldüğü kadarıyla en ilişkili iki kurum olması gerekirken bakanlık ile YÖDAK arasında sanki de bir iletişim sorunu yaşanmaktadır!

Bazı kararlarda ters düşmekte oldukları görülmekte, yine bazı kararlarda birbirlerine topu atarak çok da ciddi bir görünüm ortaya koymamaktadırlar…

Aksine iki kurum eskisinden daha içli dışlı bir iletişim halinde olmalı ve alınan kararlarda görüş birliği sağlanmalıdır!

Şaibeli kararlar sonunda tartışma yaratmasın diye…

Bu arada YÖDAK Başkanı Prof Dr. Akile Büke ile şimdiye kadar hiçbir temasımız olmamıştır…

Ne biz onu tanıyoruz ne de o bizi!

Ama bilmelidir ki hakkında soru işaretleri her geçen gün biraz daha artmakta ve yıpranma süreci hızlanmaktadır…

Hakkında yapılan iddiaları çıkıp da anında yanıtlamazsa, sadece anlamsız tartışmaların büyümesine neden olur!

Yok, eğer hakkında yayın yapan, kalem sallayan gazetecileri sadece mahkeme verme yolunu seçerse mesleğinin en büyük hatasını yapar…

YÖDAK, kimsenin babasının malı değil hepimizindir ve o kurumun yıpranması demek ülke menfaatleri ve üniversite sektörünün de zarar görmesi demektir!..

http://www.kibristime.com/yodak-baskani-kamu-gorevlisi-degil-mi-makale,5913.html