Ergün YAHAT
Yurt dışına gidip gelen ve karantina paralarını kendileri ödeyen vatandaslar paramız ile rezillik yaşıyoruz derken isyanını sosyal medya hesabından duyurdu .
İşte o paylaşım;
Ben sözlerime burası KKTC diyerek başlamaycam her zaman KKTC'li olmakla onur ve gurur duydum ve lütfen yorum yaparken kimse burası KKTC demesin..
Bu devletin değil şu an bulunduğum yerin yetkililerinin suçudur.. Sözlerime şu şekilde başlayacağım.. aynen aşağıdaki gibi. Mahkemem olduğu için 3 günlüğüne İstanbul'a gitmek zorunda kaldım. Bu zorunlulukta biliyordum ki adaya geri dönüşümde 10 günlük karantinaya tâbi tutulacağım ve bu ücretli olacak (3050 TL) bu 3050 TL maaşımın tamına yakın. İstanbul’da işlerimi halledip adaya dün dönüş yaptım, herkesi farklı farklı yerlere göndermelerini ve yaşadığım yere 2 saat uzaklıktaki karantina oteline yerleştirilmemi yaklaşık 1 saat odada ağladıktan sonra kabullendim, sustum, yuttum.. 10 gün çabuk geçer dedim. Akşam yemeği saati geldiğinde kapı tıklatıldı ve kapıyı açtığımda geçirdiğim şok tarif edilemezdi. Yere bırakılmış yemek kutusu, 4 adet pet bardak içerisinde çay şeker nescafe ve karıştırma çubuğu da yerde halı üzerindeydi. Aldım. O an fotoğraf çekmek aklıma gelmemişti. Sabah ve şuan öğle yemeği saatinde de aynı şey yaşanınca sinirlerim yeniden bozuldu.
Ücretini ödeyerek yaşadığımız karantinada şunları sormak isterim;
1- Be biz köpek miyik be?2- Parasını ödemişiz bu muamele nedir?
3- Adam mı öldürdük da düştük bunun içine?
4- Çok mu zor birer masa alıp kapıya koymak ve o masanın üzerinden verip - almak yemekler ile çöpleri?
5- Hani be insanin insana saygısı?
6- Ve bu geriye kalan 8 gün nasıl geçecek? bana biri bunların cevabını versin!!
Nedir be bu utanmazlık?