KKTC’nin 15 Kasım 1983 yılındaki ilanında oy kullanan milletvekilleri, bugün ülkede yaşananlardan üzüntü duyduklarını söyleyerek, yıllar içindeki gelişmelerin olumlu bir yanı olmadığını belirtti. 


Milletvekilleri, 29 yıl içinde toplumun ambargoların yanı sıra, iç siyasetteki başarısızlıklar nedeniyle günden güne daha geriye gittiğini, ülkede olumlu olarak nitelendirilebilecek gelişmelerin, olumsuzlar karşısında sönük kaldığını vurguladı. 


Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Mağusa milletvekili Hüseyin Angolemli, Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Parti Meclisi Üyesi Alpay Durduran, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) eski milletvekili Mehmet Civa ve eski milletvekillerinden Enver Emin, 15 Kasım 1983 yılında ilan edilen KKTC’de gelinen son noktayı değerlendirdi.
   
Angolemli: İç çekişmeler ve yanlış siyaset yıkıcı oldu

“Kıbrıs Türk Federe Devleti’nden KKTC’ye geçişte ne yazık ki çarpıcı bir gelişme görmedim” diyen Hüseyin Angolemli ülkeye uygulanan ambargolara dikkat çekti.

Büyük bir coşkuyla ilan edilen KKTC’nin kurulmasından 29 yıl sonra halkın birçok sorunla mücadele ettiğini ifade eden Angolemli, “İç politikadaki çekişmeler ve yanlış siyaset bugün KKTC halkının yaşam şartlarını zorlaştırdı. İnsanlar 15 Kasımı buruk karşıladı” dedi.

TDP Mağusa milletvekili Hüseyin Angolemli, KKTC’nin ilanından sonra Kıbrıslı Türklerin ‘Artık bizim de bir devletimiz var’ sevincini yaşadığını anlatarak şunları hatırladı:

“O dönemde devletin ilanıyla ilgili birçok argüman vardı. Ancak yeterli hazırlıklar yapılmamıştı. KKTC’nin altyapısı hazır değildi. O yılda Türkiye’de askeri idare vardı. Hükümet sivillere geçiyordu. Sivil hükümet KKTC’nin ilanına asla izin vermezdi. Bu, dünya kamuoyunda iyi bir izlenim bırakmazdı ama Türkiye’nin askeri kanadı o dönemde ağırlıkta ve hükümetteydi. Bunlar, Rauf Raif Denktaş’ın bir kere daha seçimleri kazanamayacağını biliyorlardı. Kıbrıs Türk Federe Devleti anayasası başkanlığa sadece iki dönem izin veriyordu ve Denktaş’ın da ikinci dönemiydi. Denktaş’ın tekrar seçilebilmesi için anayasanın değişmesi gerekiyordu. Denktaş bunu öne çıkarmadı ama asıl etkili argüman buydu. Nitekim o dönemin Dışişleri Bakanı İlter Türkmen bunu birçok kez dile getirdi. Türkmen, 15 Kasım kutlamalarında kendisiyle her röportaj yapıldığında ‘Denktaş yeniden seçilebilsin diye KKTC ilan edilmişti’ derdi. ”

Hüseyin Angolemli, “Türkiye hükümetleri Rauf Raif Denktaş’tan başka birini lider olarak görmek istemiyordu” diyerek, KKTC’nin ilan edildiği günü şu sözlerle anlattı:

“Bizi saraya çağırdılar, yedirip içirdiler. Denktaş Bey, ‘telefon geldi’ diyerek sarayın diğer odasına geçti. 5 dakika sonra geldiğinde ‘yarın KKTC’yi ilan edeceğiz’ dedi. ‘Herhalde buna hayır diyenlerin bu mecliste yeri olmaz’ diye de ekledi. Ertesi gün meclise gidildiğinde 40 milletvekilinden KKTC’nin ilan edilmesini kabul edeceklerine dair ayrı ayrı imza alındı. Sonra genel kurula girildi. Sayın Denktaş, KKTC’yi ilan etti ve oylama yapıldı.  Zaten dışta değil, içte büyük bir hazırlık yapılmıştı. Meclis avlusuna 10 binlerce insanla dolmuştu. Denktaş, yüksek bir yere çıkarak halka hitap etti, büyük bir coşku yaşandı.”

KKTC’nin ilanından sonra Güvenlik Konseyi’nin toplanarak 541 sayılı kararı aldığını anlatan TDP Mağusa milletvekili Angolemli şunları anlattı:
“O kararda hiçbir ülke KKTC ile temas kurmayacaktı. Bu da ambargoların temeliydi. 541 numaralı karar kısa sürede etkisini gösterdi. Gerçekten Türkiye’nin dışında kimse bu ülke ile temas kurmadı ama bu arada biz de herhangi bir ülkeye ‘gel bizi tanı’ diye başvuruda bulunmadık. Kendiliğinden bizi tanınmak isteyen Bangladeş ve Pakistan’ı da reddettik.”
Annan Planı dönemine de değinen Angolemli şunları da ekledi:
“Kıbrıslı Türklerin yüzde 75’i Annan Planına evet diyerek dünya kamuoyuna Kıbrıslı Türklerin barış istediğini gösterdi ama bunun da devamı gelmedi…”
   
Durduran: Çıkmaza sürüklendik

YKP parti meclisi üyesi Alpay Durduran ise KKTC’nin ilan edilmesinin Kıbrıslı Türkleri çıkmaza sürüklediğini vurguladı.
“KKTC ilan edildikten sonra kısıtlamalar ve ambargolar arttı” diyen Durduran, Avrupa ülkeleriyle ticaret olanağının ortadan kalktığına dikkat çekti.
Durduran, ülkenin uyuşturucu, kumar ve fuhuş enstitüsüne esir olduğunu ifade ederek, “KKTC, mafyanın eline teslim edildi” dedi.
Alpay Durduran, “KKTC’nin ilanından 29 yıl sonra tam bir çöküşle karşı karşıyayız” diyerek, şunları söyledi:

“KKTC adı altında ayrı bir devlet kurulacağı uzun süreden beri bazı yetkililer arasında konuşuluyordu. Biz ise Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin tüm organları ile bir devlet olarak çalışmakta olduğunu, bu devletin tek eksiğinin tanınmamışlık olduğunu söylüyor ve yeni bir devletin ilanına itiraz ediyorduk. Dünya ülkelerinden de ‘böyle bir şey yapmayın, sizi kimse tanımayacak’ diye uyarılar alıyorduk. Biz bunları da ileri sürerek, tek yanlı bir bağımsızlık ilanı yapılırsa, kimsenin bizi tanımayacağını, aksine birçok sorun yaşanacağını söylüyorduk. Buna rağmen bu devletin ilanını yapmak için bizim muhalefetimizi kırmaya yönelik girişimler oldu. Sayın Denktaş basılıp dağıtılan anılarında Toplumcu Kurtuluş Partisi’nden benim, Cumhuriyetçi Türk Partisi’nden Özker Özgür’ün ilana karşı çıktığını yazmıştı. ‘TKP’de hücrelerimizi kurduk ve onları harekete geçirdik’ demişti. Yani, bağımsızlık ilanına karşı çıkan benim etkimi kırmak ve ‘evet’ denilmesini sağlamak için partimizde gizli çalışmalar yaptırdığını açıklamıştı. Bunu parti içinde biz de fark ediyorduk.”


“Devlet ilanından önce çeşitli tehditler yapıldı. Muhalefet susturulmaya çalışıldı” diyen Alpay Durduran şunları da anlattı:
“Meclis, kışkırtılmış kalabalıklarla kuşatıldı ve devlet ilan edildi. Mecliste oylama yapılmadı. Meclis başkanı usullere aykırı olarak ‘alkışlar içinde devletin ilanı oybirliği ile kabul edilmiştir’ dedi. Herkes ayağa kalktı. ‘Kabul etmeyen ya da çekimser olan var mı?’ diye sorulmadı. Böylece ilan kabul oldu. Şunu söylemek isterim ki kendi muhalefetini ezerek yürüyen demokrasi sonunda yozlaşacak. Çünkü bu ülkede seçimlerle hesap sorma olanağı yoktur. İktidar denetlenemiyor. Parti içi seçimlere bile Türkiye’nin müdahalesi vardır. Hesap soracak muhalefet de yoktur. KKTC’nin ilanında olumlu bir şey söylemek gerekirse ki bize göre bu olumsuzudur. Zamanla dünya bu sorundan bıkacak ve KKTC’yi tanıyacak. Ya da biz Türkiye’ye bağlanacağız…”

Civa: Halk halen uyutuluyor

Cumhuriyetçi Türk Partisi eski milletvekili Mehmet Civa, KKTC’nin kuruluşuna parti olarak karşı duruşları olduğunu ancak çeşitli sebeplerle mecliste onay verdiklerini söyledi. 

Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin Kıbrıs’ta o dönemde sürdürülmekte olan görüşmelere ve nihai çözüme açık bir yanı olduğunu belirten Civa, bu devletle yola devam edilmesi gerektiğine inandıklarını ifade etti. 
Civa, “Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs Türk Federe Devleti aleyhinde kararı yoktu. Kabul görür statüdeydi. Biz KKTC’nin ilanının, Kıbrıs Türk toplumunun siyasi, sosyal, ekonomik olarak önünü tıkayacağını söylüyorduk. Bugün geldiğimiz noktada o dönem söylediklerimizden de daha kötü durumda olduğumuzu üzülerek ve kahrolarak görüyoruz” dedi. 
Bugün halkın halen uyutulduğunu söyleyen Civa, siyasi, sportif, kültürel her alanda dünyadan izole edilmiş bir durumda olunduğunu kaydetti. Mehmet Civa, Türkiye’nin KKTC’yi tanıdığını iddia ettiğini ancak pratikte ambargo uyguladıklarını söyledi.  
“Eğer bir ülkeye 40 bin asker gelir ve orada kalırsa, bu şekilde bir ulusal devlet kuramazsınız” diyen Civa, 1983’te KKTC’nin ilanının ulusal bir bağımsızlık hareketi olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti. 
KKTC’de yaşayan halkın sıkıntı içinde olduğunu söyleyen Civa, “Biz o dönemde neler iddia ettiysek beş beteri oldu. KKTC devletinde yaşayanların mutsuz ve huzursuz olduğunu gördükçe kahroluyorum. Bizi bir mandıra içinde yaşayan kabile haline getirdiler. Tüm bunların nedeni uluslararası kimliksizliğimizdir” dedi. 
   
Emin: Devleti bunları yaşamak için kurmadık

Eski politikacılardan Enver Emin, KKTC’yi kurarken olması düşünülenlerle bugün gelinen noktanın çeliştiğini söyledi. 
Enver Emin, Kıbrıs Türk halkının, büyük acılar çektiğini, azınlık olmaktan kurtulmak, özgür, saygın ve demokratik bir şekilde yaşamak için KKTC’yi kurduğunu söyledi. Emin, “Bugün geldiğimiz noktaya baktığımızda, biz devleti bunları yaşamak için kurmadık” dedi.

 
Rumların, Kıbrıs Türk halkına yıllar boyu yaptığı zulümden ve acılardan kurtulmak istediği için cumhuriyeti kurduğunu belirten Emin, “KKTC’nin kurulmasıyla daha saygın bir toplum olduk. ‘Artık azınlık değiliz’ diye düşünen bir halk var ama yaşananlara baktığımızda bugün politikacılarımızdan geriye dönüp muhasebe yapmalarını istiyorum” diye konuştu.


Gözde SÜREÇ SARI-Rahme ÇİFTÇİOĞLU-KIBRIS GAZETESİ