Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Kurultaydan sonra önce kabinede yaşanan kafa karışıklığı sonra da, Başbakan Sucuoğlu’nun kendi kabinesini kabul ettirememesiyle yaşanan gelişmelere her geçen gün bir yenisi ekleniyor…

Yeni kabinenin iş başı yapmasından sonra kabine duşu kalan Ünal Üstel ile iki kez görüştük!

İlkinde şaşkınlığı her halinden belli oluyordu, çok bir şey söylemek istemedi…

İkinci de aynen şunu sordu bize;

Benim günahım deydi de kabine dışı bırakıldım!

Hatta aile bile kendine ısrarla sormuşlar;

Bilmediğimiz bir şey mi yaptın da böyle cezalandırıldın diye…

Kim olsa kendinden bile şüphelenir!

Öyle değil mi ya?

Hadi birkaç bakan aynı anda değiştirilse kimse itiraz etmez, kaderine razı olur belki ama, tekbir kişinin değişmesi haliyle kafalarda çeşitli işaretleri yaratır, doğal olarak…

Üstel çok da haklı olarak muhatabı biz olmasak da bize soruyor;

Rüşvet mi yedim, hırsızlık mı yaptım ya da bakanlık döneminde başarısızlık mı yaptım diye…

Bu arada kıt kaynaklarla pandemi döneminde birçok şeyi yoktan var ettiğini de söylemeyi ihmal etmiyor!

Üstel’in bakanlık listesine girememesi konusunda gün geçtikçe sır perdesi de aralanıyor…

Belli ki birileri Faz beyin kanına girmiş!

İddialara göre kurultaya sayılı günler kala Girne’de nezih bir restoranda bir yemekte Ünal Üstel’in biletini kesmişler…

Ya o ya biz diye!

Bir bakan ile bir iş adamının adı geçiyor bu konuda…

Tabi ki bizde adları var ama bunu açıklamak bizim işimiz değil!

Ünal bey işi gücü bırakacak o gece neler konuşulduğunu araştıracak…

Biletinin neden, kimler tarafından, hangi gerekçe ile kesildiğini öğrenecek!

Bulursa ve kamuoyuna açıklarsa ne ala…

Bizde seve seve yayınlar, gerekirse de yorumumuzu yaparız!

Çünkü o gece hakkında öyle iddialar ve bir takım maddi konular konuşuluyor ki, insanın dudağı uçuklar…

Dahası da var aslında!

Gecenin konusu sadece kurultay sonrasında oluşacak olan kabine listesi değil, genel seçimlerden sonra Ünal beyi bitirme operasyonunda düğmeye basma kararı bile almışlar…

Sanki de intikam duygusu ile geçmişte bir hesaplaşmanın yansıması gibi bir şey!

O gecenin şifreleri ise bir garson arkadaşta sonsuza kadar sır olarak kalır mı işte onun garantisini kimse veremez…

Şu anda Üstel’in yerinde olmayı kimse istemez…

Hele de ruh halini!

Söylemek isteyip de söyleyemediklerini…

Bir de kendine seçimlerden sonraki yeni kabinede isminin verilmesi mutlaka kafasını daha fazla karıştırmış, soru işaretlerini yoğunlaştırmıştır!

İnanmak ile inanmamak arasında ince bir çizgi var ya…

Kesin olansa şu;

Demek ki kendine yeniden bakanlık sözü verildi ki bu sözler çok fazla sayıda milletvekiline de verildi, belli ki bir şekilde hakkı yenilmiştir…

Lefkoşa’da bir ekip oluşturup bir de ofis kurması belli ki bu işin peşini pek de bırakmayacağının göstergesi!

Ama bizim asıl beklentimiz de kimin ya da kimlerin bakan olup olmadığı değil, tamamen memleketin çorap söküğüne dönen meseleleridir…

Siyasiler de siyasi partiler de gelip geçicidir ama bu ülkenin insanı ve tabi ki beraberindeki sorunları kalıcıdır!

Hani hep derler ya…

Önce ülkem sonra partim diye!

Çok inandırıcı gelmese de içimizde ufacık bir umut parçası olsun istiyoruz…