Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Erkut Uluçam, hükümetin açıkladığı ekonomik pakette sektörlerin kredi faiz oranlarının farklı olduğunu, sanayiye yüzde 9,5, tarıma yüzde 13 faiz uygulanacağını kaydederek,  “Tarım bu ülke için daha az öncelikli mi?” diye sordu.

Yazılı açıklamasında,  tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik açıklanan krediyi eleştiren Uluçam, değerlendirmesinde şunlara yer verdi:

“Tarım sektörü için alınacak olan kredi nerede kullanılabilecek? Sadece şebekeden bağımsız güneş enerjisi yatırımları için. Hal böyle iken şebekeden bağımsız kurulan güneş enerji sistemi hiçbir üretici için avantaj sağlamayacak. Düşünün ki kredi aldınız ve mevcut su kuyunuza elektrik şebekesinden bağımsız güneş enerji sistemi kurdunuz. Şebekeden bağımsız çalışabilmesi için şebekeyi iptal etmeniz gerekir. Peki nasıl olacak bu…?”

Uluçam, "güneş enerji sistemi kurulum izinlerinin hep üretim sektörü dışındaki şirketlere paylaştırıldığını, öğrenci yurtlarına, inşaat şirketlerine, ithalatçıların soğuk hava depolarına, GSM şirketlerine, bankalara ve zenginlerin lüks havuzlu evlerine gereksiz izinler verildiğini, sulama birliklerine, çiftçilikle ve hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili işletmelere de kota doldu dendiğini" söyledi.

Erkut Uluçam, Avrupa Birliği’nin yüzde 75 hibe desteğine hak kazanan kooperatifler, sulama birlikleri, çiftçiler ve hayvan yetiştiricilerinin bu haklarından mahrum edildiğini, vatandaşa, üreticiye yüzde 75 hibe verildiğini, bu hibenin geri çevrildiğini savundu.

Üreticinin mağdur edildiğini, üretimin yok sayıldığını ifade eden ZMO Başkanı Erkut Uluçam, kıyıda köşede kalan güneş enerjisi kurulum izinlerinin hala daha zenginlere verilmeye çalışıldığını da öne sürerek, şu ifadeleri kullandı:

“Bu kredi paketi kapsamında turizm adı altında kumarhaneler için şebekeye bağlı güneş enerjisi kurulumu kredi kapsamında fakat üreticiye gelince şebekeden bağımsız… Bunun vebalini kim ödeyecek? Bu krediyi sadece sera üretimi yapan üreticilere verseler en azından daha ucuza domates tüketebilirdik. Domates neden pahalı oldu soracak olursanız cevabım şu; Tatlısu’ya, buradaki seraların haline bakın. Bu seraların yeni sahipleri denize nazır havuzlu villalarda oturan 3’üncü dünya ülkesi vatandaşlardır... Hem de birinci sınıf tarım toprağında ve eşsiz mikro klima ortamında, kendi toprağımızda…”