Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Kıbrıs Türkü şimdiye kadar hiç yaşamadığı bir süreçten geçiyor…

Tabi ki önce sağlık;

Vakalar bini geçince her ne kadar içimiz şöyle bir ürperse de aslında bir çoğumuz bize de bulaşsa da kurtulsak moduna girdik!

Sağlıkta sistem çöktüğü için artık vakalar da sağlıklı bir şekilde takip edilemiyor…

Andından da normal şartlarda daha sıkı tedbirler alınacağından aksine gevşeme kararları birbirini izliyor!

Belli ki artık biz de sürü bağışıklığı modeline geçtik…

Vakaların ağır olmaması umut verici!

Ama içimizi karartan aşısızlar…

Artık aşısızların büyük tehlike içinde olduğu hatta başkalarını da tehlikeye soktuğu kesinleşti!

Dünyanın bir çok yerinde aşısızlar için ciddi tedbirler alınırken bizde bu konuda tek bir karar üretilmedi!

Sadece çağrı yapıyorlar…

Gidin aşı olun diye!

Sonra kenara çekilip sadece şikayet ediyorlar…

Çünkü devletin tepesinde oturanlar devlet otoritesini sağlayamıyorlar!

Ama genel seçim çalışmaları hızla devam ediyor…

Biz de ilgiyle takip ediyoruz!

Ama verilen sözlere şaşmamak mümkün değil…

Öyle açıklamalar var ki, insan 23 Ocak sonrasını güllük gülistanlık olacak sanıyor!

Tabi ki verilen sözler eğer tutulursa…

Bir siyasi diyor ki;

Biz geldikten sonra zam yapmayacağız…

Allah’ına kurban senin!

Zamları devlet karşılayacakmış…

Yahu böyle uyduruk şeylere kendiniz inanıyor musunuz Allah aşkına!

Devlet nereden bulacak onu söyleyin bari…

Bir başkası hükümet olduktan sonra ihracatı üçe katlayacağını iddia ediyor…

Güler misin ağlar mısın yani!

Boyuna basına bakmadan nasıl böyle yüksekten atıyorlar insan şaşıp kalıyor…

Nasıl üreteceksin, nasıl pazarlayacaksın da ihracat resmen patlayıp üçe katlanacak, insaf da dinin yarısı yani!

Slogandan başka bir şey yok…

Hepsi altı boş söylemler!

Hadi vatandaş inandı diyelim, siz gerçekten buna inanıyor musunuz?

Yoksa maksat seçim yatırımı olsun mu?

Ey ahali duydunuz mu?

Birisi de hükümet olduktan 3 ay sonra tüm okullarda tam gün eğitime geçileceği sözünü veriyor…

Bizim de gözlerimiz yaşarıyor doğrusu!

Belli ki başlarını yastığa koyunca rüyalarında hep bunları görüyorlar, sabah kalkınca da açıklamayı patlatıyorlar…

Efendi, efendi, bu konuda kaynak hazır mı?

Tam gün eğitimin devlete maliyetini filan hesapladın mı sen!

Öğretmen beleşe mi gidecek eğitim verecek…

Yemek fabrikası filan mı kuruyorsun yoksa binlerce öğrenci öğlenleri beslensin diye?

Ya da toplu taşıma sorunu halen devam ediyor tam gün olunca taşımacıları hangi kaynaktan ödeyeceksin, hesap kitap yaptın mı?

Yaptınsa bize de anlat ki inanalım…

Kimi de fena halde külliyeye takmış durumda bu günlerde…

Diyor ki muhterem siyasetçi;

Bu konuda Ankara’ya gidip masaya oturacakmış…

Sanırız şöyle işaret parmağını bir aşağı bir yukarı sallayıp Ankara’daki yetkilere ayar çekip azarlayacak!

Sakın ha diye tehdit edecek…

Külliyenin bize uygun olmadığını ifade edip hatta belki de oraya harcanacak paranın KKTC bütçesine dahil edilmesini isteyecek!

Der mi der…

İki hafta sonra seçimler var ya, seçmenden böyle oy toplamayı düşünenler bile yok değil!

Randevu alamayacaklarını bile tahmin edemiyorlar!

Onlarca seçim geçirmiş birisiyiz…

İnanın ki çok atıp tutan gördük de bu kadarını ilk kez görüyoruz!

At da korkma…

Salla bir şeyler de seçim gününe kadar idare et işleri!

Dostlar alışverişte görsün…

Nasrettin Hoca da gölü mayalayınca ya tutarsa dememiş miydi?

Çal göle mayayı tutar mı tutar ama değil mi?

Burada tek birinden değil hepsinden bahsediyoruz…

Sadece atıyorlar kendileri bile inanmadan atıyorlar!

Çok şey söylüyorlar ama bir tanesi de ortaya çıkıp bunlar için kaynağı da şuradan bulacağız demiyorlar, diyemiyorlar…

Çünkü yok öyle bir şey!

Onun için hepsine birden sesleniyoruz…

Atın, atın da biraz ufak atın!

Civcivlerde yesin diye…