KIBRIS MANŞET -ÖZEL

KKTC 3’üncü Cumhurbaşkanı ve UBP Onursal Başkanı Dr. Derviş Eroğlu KIBRIS MANŞET’e Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve iç konularda önemli açıklamalarda bulundu

“Parti Meclisi Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunu ele alıp bağlamalı ve birtakım söylemlere, açıklamalara son verilmelidir. Tabii şunu da belirtmeliyim; Beni diğer Cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyleyen, açıklayan arkadaşlara da saygım var. Onlar da çok değerli kişilerdir, onların da UBP içinde aktif siyasete atılmaların da etkim olmuştur. Ama ben bugüne kadarki teamülleri, yaşananları ortaya koymak ve bir büyükleri olarak partililerime yol göstermek, tabanda ortaya çıkan eğilimi ifade etmek durumundayım…”

“Kimse, oraya buraya çekmesin, ben artık belirli bir yaşa gelmiş, UBP’nin halkımın, milletimin Devletimin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen biriyim. Tezgah, oyun, komplo falan bilmem. Ben, hayatım boyunca ne söylersem onu yaparım. Şimdi de açık bir şekilde ifade ediyorum: UBP Parti Meclisi’nin destekleme kararı alıp aday göstereceği isim kimse, onun kazanması için canla, başla gayret göstereceğiz…”

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 6 ay kala adaylık konusunda UBP tabanında ibre kimden yanadır? Tatar’ın adaylık konusundaki çekinceleri nelerdir?

Dr. Derviş Eroğlu: Ulusal Birlik Partisi çok köklü bir partidir ve gelenekleri, teamülleri, tecrübeleri vardır. UBP tarihi boyunca iki kişiyi aday gösterdi; Biri ben , diğeri de rahmetlik kurucu Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Denktaş…İkimiz de parti Genel Başkanlığı, Kurucu Genel Başkanlık, Onursal Başkanlık gibi sıfatlar taşırken UBP’nin adayı veya desteklediği aday olduk. Bu ifade ettiklerim partinin Cumhurbaşkanı adayının doğal olarak Genel Başkan olduğunu ortaya koyar sanırım. Ama tabii ki son takdir ve belirleme yetkisi Ulusal Birlik Partisi Tüzüğü uyarınca Parti Meclisi’nindir. Ersin bey daha parti Genel Başkanlığı’na seçileli bir yıl, Başbakanlık görevine başlayalı 6 ay kadar bir zaman olduğu için Başbakanlığı layıkıyla yapma düşüncesi ile “ ben Cumhurbaşkanlığı adaylığı hedefi ile yola çıkmadım” dese dahi Parti Meclisi görevi kendisine verirse buna bence, “ hayır” diyemeyecektir. Kendisi, İngiltere’de dünyanın en önemli üniversitelerinden birinde eğitim görmüş, başarılı bir ekonomist ve maliyecidir. Benim teşvikimle politikaya girmiş ve yaklaşık 15 yıldır aktif politikanın içindedir. Bakanlık yapmıştır. Kıbrıs konusunda net bir duruşu vardır. Dolayısı ile bence artık Parti Meclisi konuyu ele alıp bağlamalı ve bir takım söylemlere, açıklamalara son verilmelidir. Tabii şunu da belirtmeliyim; Beni diğer Cumhurbaşkanı adayı olduğunu söyleyen, açıklayan arkadaşlara da saygım var. Onlar da çok değerli kişilerdir, onların da UBP içinde aktif siyasete atılmaların da etkim olmuştur. Ama ben bugüne kadarki teamülleri, yaşananları ortaya koymak ve bir büyükleri olarak partililerime yol göstermek, tabanda ortaya çıkan eğilimi ifade etmek durumundayım. Kimse, oraya buraya çekmesin, ben artık belirli bir yaşa gelmiş, UBP’nin halkımın, milletimin Devletimin çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen biriyim. Tezgah, oyun, komplo falan bilmem. Ben, hayatım boyunca ne söylersem onu yaparım. Şimdi de açık bir şekilde ifade ediyorum: UBP Parti Meclisi’nin destekleme kararı alıp aday göstereceği isim kimse, onun kazanması için canla, başla gayret göstereceğiz.

UBP’nin adayını belirleme konusunda yaşadığı sıkıntılar nelerden kaynaklanmaktadır?

Dr. Derviş Eroğlu: UBP aday belirleme konusunda bir sıkıntı yaşamamaktadır. UBP aday belirleme tarihini kendisi biliyor, belirlemiştir ve ona göre çalışıyor. UBP Parti Meclisi partimizin adayını belirleyecek ve biz hep birlikte adayımızın kazanması için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Zaman birleşme zamanıdır. Zaman, şu veya bu nedenle ortaya çıkan ufak tefek kırgınlıkları, her zaman her partide olabilecek tartışmaları ileri sürme zamanı değildir. Türkiye ve KKTC açısından çok hayati bir seçime gidiyoruz. Bir tarafta KKTC yaşasın, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi devam etisin, Güzelyurt ve diğer topraklarımızı vermeyelim, Rumların bizi güya siyasi eşitlik veriyor aldatmacası ile azınlık durumuna düşürmesine karşı çıkalım diyenler, yani bizler varız, diğer tarafta ise Rumlara bir çok taviz veren, Rum tarafının bizi 1974 öncesine götürebilecek, Türkiye’nin garantörlüğünü sıfırlayacak formüllere yeşil ışık yakanlar var. Halk karar vermelidir. Bir anlamda bir referandum söz konusu olacaktır. Dolayısı ile UBP’nin hata yapmaması gerekir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sağda tek aday formülü konusunda ne düşünüyorsunuz?

Dr. Derviş Eroğlu: En güçlü aday etrafında birleşilse iyi olur. Buna ben de, herkes de memnun kalır. O zaman olay birinci turda da biter. Ama görülüyor ki bunun olması oldukça zor. O zaman, KKTC’yi yaşatıp yüceltmeyi birinci görev sayan partiler şimdiden birinci turda kendi adayları ile yarışsalar da ikinci tura kalan aday etrafında birleşecekleri konusunda aralarında anlaşmalıdırlar. Bu sorumluluğu göstermezlerse bunun vebali olacağını bilmelidirler.

Hem UBP hem HP Genel Başkanları Cumhurbaşkanı adayı olursa hükümet bozulur mu?

Dr. Derviş Eroğlu: Bozulmaz. Bozulmaması lazımdır. Niye bozulsun? Başbakan ve Başbakan Yardımcısı seçime girebilir. Biz 2000 yılında Sayın Akıncı ile hükümet ortağıydık seçime girdik. Hatta anımsanacağı üzere Sayın Akıncı ikinci turda partisini serbest bırakmasına rağmen ben sorun etmemiş, hükümeti sürdürmüştüm. Hükümet protokolünde bu konuda herhangi bir hüküm yer almadığına göre iki parti aday gösterme konusunda kendilerini serbest hissedebilir. Ancak bana göre 2 ortağın aralarındaki diyaloğu asla koparmamaları lazımdır. Halkımız sık sık hükümet değişmesinden rahatsızdır. Bu da göz önünde tutulmalıdır.

UBP-HP Hükümetinin 4.5 aylık iktidar dönemini nasıl değerlendiriyorsunuz. Bu hükümetin başarılı olması için önerileriniz nelerdir?

Dr. Derviş Eroğlu: Bu hükümet çok zor koşullarda iktidara geldi. Maalesef CTP her iktidardan gidişinde arkasında ciddi bir kamu borcu ve ekonomik kriz bırakmaktadır. Bana göre bu hükümet başarılı olabilir ancak biraz daha fazla çabaya ve proje yapmaya, uygulanmasını takip etmeye ihtiyaçları vardır. Hükümetin başarılı olması için en başta gelen önerim, herkesin kadrosuna dikkat etmesi, uygun, düzgün kişilerle çalışmasıdır. Bunu yaparlar, uzmanların görüşlerine değer verirlerse, sektörlerle işbirliği yaparlarsa, Türkiye ile kardeşçe ilişkilerini sürdürürlerse başarı mutlaka gelecektir.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Barış Pınarı Harekatı için yaptığı açıklama ve sonrasında yaşanan gerginliği nasıl yorumluyorsunuz?

Dr. Derviş Eroğlu: Sayın Akıncı’nın Türkiye için çok hayati olan Suriye harekatının başlamasından hemen sonra açıklama yaparak Kıbrıs Türk halkı ve şahsı adına, kaderde, kederde ve sevinçte bir olduğumuz Türkiye’ye başarı dilemesi gerekirken 4 gün sonra sosyal medyaya bir şeyler yazması çok yanlış olmuştur. Sayın Akıncı’nın yazdıkları haklı olarak bizi de Türkiye yetkililerini de Türkiye insanını da rencide etmiş üzmüştür. Türkiye canı ile uğraşır, şehitler verirken sizin KKTC Cumhurbaşkanı olarak, Türkiye’ye “ sen barış harekatı yapmıyorsun, zaten 1974’te Kıbrıs’ta yaptığın da barış harekatı değildi” demesi yanlış olmuştur. Sayın Akıncı’nın Türkiye hükümetinin Suriye rejimi ile bağının olmadığını bile bile diplomatik temas önermesi de bana göre hatalı idi. Türkiye ve Türkiye’deki insanların bizler için düşündükleri çok önemlidir. Unutmayalım ki, Mehmetçik 20 Temmuz 1974’te bizlerin özgürlüğü için canını hiç sayarak adaya çıkmıştır. Bizim en büyük desteğimiz ve gücümüz 80 milyon Türk insanıdır. Bunlarla aramıza ayrı, gayri koymak, ilişkilerimizi zedelemek tarihi bir hatadır. Ve en üzücü olan Sayın Akıncı hala yarattığı bölünmeyi, kırgınlığı kabullenip gidermek için bir şey yapmıyor. Ancak halkımız Türkiye’de yaşanan infiali, bu açıklamaya en fazla Rumların sevindiğini görüyor, duyuyor ve ben inanıyorum ki günü geldiğinde halkımız gereken değerlendirmeyi yapıp Sayın Akıncı’ya mutlaka yanıtı verecektir.

UBP Parti Meclisi’nin almış olduğu 9 maddelik kararı değerlendiriniz.

Dr. Derviş Eroğlu: Alınması gereken bir karar idi ve alındı. Bence değerli bir karardır. Keşke Meclis’te de Türkiye’ye destek beyan edilen bir karar alınsaydı. UBP Parti Meclisi’nin benim de katıldığım toplantısında Sayın Akıncı’nın görev süresinin dolmasına çok az bir süre kala, Rumların da bir anlaşma arzusu içinde olmadıkları bilinirken, yıpranmışlığını da dikkate alarak BM ve Rum yetkililerle görüşmemesi çağrısında bulunuldu. Partinin iki devletten yana olduğunun altı bir kez daha çizildi. Ayrıca, bana göre Sayın Akıncı’nın açıklaması tamamen seçime yöneliktir.

Akıncı’nın müzakere masasına oturmaması çağrısını doğru buluyor musunuz? Görüşmecilik görevi elinden alınabilir mi? Bunun hukuki boyutları nedir?

Dr. Derviş Eroğlu: UBP Parti Meclisi kararı çok doğru ve yerindedir. Görüşmecilik görevinin elinden alınması diye bir şey olamaz, ama Meclis kendisine çeşitli konularda bir karar alabilir.