Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Cumhurbaşkanı Tatar’ın zayıf noktasını nihayet buldular…

Çok konuşuyor ama çabuk de sinirleniyor!

Şimdi belli ki başta CTP olmak üzere tüm muhalifler bunu bir kampanyaya çevirerek istifa söylemini fazlasıyla gündeme getirecekler…

Tabi ki istifa söz konusu değil de!

Maksat kendisini sinir sara etmek…

Çünkü Tatar eleştirildikçe daha fazla konuşuyor daha fazla karşı atağa geçiyor!

Ama görünen tablo hoş değil…

Öncelikle bu ülkenin en yüksek makamında oturuyor, şimdiki halinden çok daha fazla olgun olmak zorunda!

Ama o tam aksini yapıyor…

Aslında yaptığı nedir bilir misiniz?

Muhaliflere malzemeyi kendi elleri ile veriyor…

Kızıyor, öfkeleniyor, sesini yükseltip bağırarak bir adım önde olacağını zannediyor!

Böyle yaptıkça da kendine daha fazla muhalif kazandırıyor…

Aslında bu Tatar’ın genlerine işlemiş!

Çünkü fazlasıyla doğal birisi…

İçindeki neyse bunu dışarıya vurmaktan hiç çekinmiyor!

Sonra da olanlar oluyor…

Tezgah şudur;

Önümüzdeki süreçte Tatar’ın üstüne çok daha fazla gidecekler…

Kendilerine saldırsın diye!

Bunda kısmen de başarılı oluyorlar…

Tek amaç kendisini çıldırtmak!

Çünkü kendisini çıldırtmaya çalışıyorlar…

Bu oyuna gelirse vay haline!

Seçildiği gün ne demişti;

Partiler üstü olup herkesin Cumhurbaşkanı olacağı sözünü vermişti…

Bir de artık daha sakin olmayı öğrenmeli!

İktidar ve yanlıları da CTP ve diğer muhalifleri krize oynamakla suçluyorlar, bunu yapanlardan birisi de Cumhurbaşkanı Tatar’dır…

Doğruluk payı olsa da bir de şunu da kabul etmek gerekir;

Hadi onlar kriz ve kaosa oynuyor…

Peki hükümet edenlere ne demeli!

Asıl kriz çarşıda ve mutfaktadır…

Bunu niye görmemezlikten geliyorsunuz ki!

Yapılan zamlar artık insaf sınırının çok üstüne çıktı…

Zamdan başka tek bir icraat yok!

Ülkede alım gücü diye bir şey kalmadı…

Çıkıp da dünyayı ve petrol ve dövizi örnek göstermenin de manası yok!

Ne diyorlar bu devleti kurduk ve yaşatacağız…

Peki vatandaş korkunç zamlar altında ezim ezim ezilirken bu koskocaman devlet nerede!

Bu kadar duyarsızlıkla devleti nasıl yaşatacaksın?

İnsanlar çaresiz bırakıldıktan sonra devletlerine niye güvensinler ki?

Şartlar ne olursa olsun…

Sorun istediği kadar dış kaynaklı olsun!

Devlet devlet olduğunu göstermek zorundadır…

Bu ağır yükün altında ezilen açlık sınırında yaşamak zorunda bırakılan insanlar bu devlete nasıl sahip çıksın ki!

Öyle bol keseden milliyetçi nutuklarla devlete filan sahip çıkılmaz…

Önce devlet devlet olduğunu gösterecek sonra bu devletin bireyleri devletine sahip çıkacak!

Ne kadar ekmek o kadar köfte meselesi…

CTP’nin son sloganı;

Tatar bizi temsil etmiyor!

Burada biraz durmak gerekiyor…

Ayrıca tehlikeli bir söylem!

Bu bir kere makama da saygısızlıktır iradeye de…

Bu ülke seçmeninin yarısından fazlasının oyunu almıştır ve böyle bir slogan seçmeni de doğrudan suçlamaktır!

Tamam müdahale oldu ve Tatar şu anki koltuğuna oturdu ama kendisine oy veren her seçmen oy verirken bir müdahale sonucu karar üretmedi ki…

Tabi ki sizi temsil etmiyor ama temsil ettiği kitle de öyle az buz bir kitle değil!

Bu arada;

CTP ve diğer muhalifler Cumhurbaşkanı Tatar’ın peşini bırakmalıdır…

Şu anki muhatapları Cumhurbaşkanlığı makamı değil hükümet ortakları olmalıdır!

Hele de içinde bulunduğumuz ortam da gerginlik ve huzursuzluğu değil ortak paydalarda buluşmayı gerektirmektedir…

Sağda ya da ya da solda kim olursa olsun siyaseti bur yana bırakıp vatandaşın kangren haline dönüşen sorunlarına kavga ve düğüşle çözüm üretilemeyeceğini herkesin kafasına sokması gerekir!

MESAJ KUTUSU

Sayın Kudret ÖZERSAY, parti içinde perde gerisinde tezgahlanan senaryo sizi tamamen parti başkanlığından dışlayıp yeni bir başkan ve yeni bir yönetim yaratmayı planlıyor. Başarılı olur mu bilemeyiz ama bu hafta başından itibaren her türlü operasyona hazırlıklı olmanız gerekiyor…

Sayın Asil NADİR, İngiltere’ye dönme planları yaptığınız ve eski güçlü günlerinize dönmek için bir takım girişimlerde bulunduğunuz konuşulmaya başlandı. Hayırlara vesile olsun, başarılı yatırımlarınızın ülkeye de katkı sağlayacağınızdan hiç kuşkumuz yoktur…

Sayın Reşat AKAR, Medya grubunuza büyük bir gazeteyi dahil etmek için yoğun bir çalışma yaptığınızı duyduk. Özellikle bazı basın çalışanlarından bu konuda meraklı sorular gelmeye başladı, haberiniz olsun istedik…

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, AKSA yeni protokole göre 15 yıl daha başımıza çorap örmeye devam edecek ve sizden hala bu konuda tek satırlık bir açıklama yok. Emirler yüksek yerden gelince sendikal haklar filan sümen altı mı ediliyor yoksa!

Sayın Osman KIRMIZI, tarihi olayların perde gerisini ortaya çıkaracak olan kitabınızı pek yakında yayına hazırlayacağınızı duyduk, birilerinin bundan çok rahatsız olacağından kuşkumuz yoktur. Gerçekler biraz da acıdır değil mi, dört gözle bekleyeceğiz…

Sayın Ongun TALAT, kişisel bir takım bilgilerin bundan böyle Ankara’nın da elinde olacağı doğrudur ama bir de sınır kapılarının açılışında Kıbrıslı Türk kimlik bilgilerinin Güney’e nasıl ve kimler tarafından hangi amaçla verildiğini de sorgulamak gerekir değil mi?

Sayın Uğur DEREKÖYLÜ, Akçay muhtarı olarak bisiklet eylemiyle kendinizi duyurmaya çalıştınız ama en azından spor açısından da akaryakıt zammında bardağın dolu tarafını da görmekte yarar var. Sağlık için spor her zaman şarttır!

Sayın Abdullah İŞKEY, sağlam bir UBP’li olarak artık sizin de hükümete ve partinize ağır eleştiriler yaptığınız dikkatlerden kaçmıyor. Belli ki artık bıçak kemiği deldi geçti, Allah dar gelirlilere sabırlar ve kolaylıklar versin…

Sayın Ersin TATAR, hem kendinizi hem de destekçilerinizi fazlasıyla üzmeye başladınız. Bu arada muhaliflere de kurşunu kendi elinizle veriyorsunuz. Bir de susmayı ve deneyin bakalım belki de size de çevrenizi de iyi gelecektir…

Sayın Ayşegül BAYBARS, partiden değil ihraç olmayı parti liderini ihraç etmek için kulis yaptığınız konuşuluyor. Birlikte yola çıktığınız arkadaşları yolda mı bırakacaksınız yani. Hadi bakalım gazanız mübarek olsun!