ÇAVUŞOĞLU: “HİDROKARBON KONUSUNDA  HAKÇA PAYLAŞIM OLMADAN ATILACAK HER BİR ADIMA KARŞI KKTC VE TC  DE GEREKLİ ADIMI ATACAK; BUNA YÖNELİK KARARLILIĞIMIZI GEÇMİŞTE DE GÖSTERDİK”
“HAKÇA PAYLAŞIM KONUSUNDA KKTC’NİN 3 ÖNERİSİ MASADA”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar,  Cenevre’de ortaya koydukları gibi, resmi müzakere sürecine başlamadan önce Kıbrıs için özel temsilci atanmasının anlamlı olmayacağı, hatta sıkıntı bile yaratabileceği görüşünde olduklarını kaydetti.
Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için atadığı geçici özel Danışmanı Jane Holl Lute’un zaten resmi müzakerelerin başlaması için ortak zemin  olup olmadığını yoklamak  yönünde çalışmalar yaptığını kaydederek, bunun için mevkisi daha yüksek bir özel temsilci atanmasının doğru olmadığını düşündüklerini söyledi.
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da,  KKTC ve Kıbrıs Türk halkının haklarını sonuna kadar koruyacaklarını tekrarladı ve hidrokarbon konusunda  hakça paylaşım olmadan atılacak her bir adıma karşı KKTC ve TC’nin de gerekli adımı atacağını, buna yönelik kararlılıklarını geçmişte de gösterdiklerini kaydetti.
Bu konuda yapılması gerekenin hakça paylaşım olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, KKTC’nin bu konudaki 3 önerisinin masada olduğunu, AB ile BM’nin bu hakça paylaşım konusunda gerekli adımları atması gerektiğini, aksi takdirde kendilerinin bunu yapacaklarını vurguladı; kimsenin bu noktada bir endişesi olmaması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, çalışma ziyareti kapsamında dün akşam KKTC’ye gelen Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu  kabul etti.
Cumhurbaşkanlığı’nda saat 13.30’da başlayan görüşmenin ardından saat 14.00’te heyetler arası toplantı yapıldı; toplantı sonrasında saat 15:30 sıralarında ise Tatar ve Çavuşoğlu basın açıklaması yaparak; gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ardından Başbakan Ersan Saner’in de katılımıyla fotoğraf çekildi.
“EGEMEN EŞİTLİĞİMİZİN KABULÜYLE RESMİ MÜZAKERE SÜRECİNE GEÇİLEBİLİR”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, basın toplantısında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra federasyona dayalı müzakerelerin başarılı olmadığını, olmayacağını söylediğini, bunu Cenevre’de de ifade ettiğini ve Kıbrıs Türk tarafının  egemen eşitliğinin kabulüyle resmi müzakere sürecine geçilebileceğini  kaydettiğini hatırlattı;  ancak böyle bir durumda bir anlaşma şansının olabileceğini vurguladı.
Annan Planı referandumunun neticesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, o günden bugüne AB’nin tüm mekanizmalarının istismar edildiğini  ve “Kıbrıs’ta esas olarak bir Kıbrıs Cumhuriyeti var; Kıbrıslı Türkler de bir anlaşma yapabileceklerse, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne bir anayasal değişiklikle yama olacaklardır” anlayışıyla karşılarına çıkıldığını kaydetti.
Kıbrıs Türk halkından da aldıkları destekle şu anki siyasetlerinin Kıbrıs Türk halkının var olan egemenliğinin kabul görmesi olduğunu dile getiren Tatar, AB’de Yunanistan varken Türkiye’nin olmamasının Kıbrıs Türk halkının aleyhine  ve tehlikeli olacağını söyledi.
Türkiye ile uyum içerisinde Kıbrıs Türk halkının var olan egemenliğinin ve adada iki devletliliğin  kabul görmesi için mücadele verdiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’de bir uluslararası denge olduğunu; bu denge çok önemli olduğu için Türkiye’nin desteğinin çok önemsediklerini söyledi.
20 Temmuz’da TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ekibini KKTC’de ağırlayacaklarını ifade eden Tatar, buna yönelik hazırlıklarını yapmaya başladıklarını söyledi.
Tatar, yapacakları hazırlık, toplantı ve değerlendirmelerle Kıbrıs Türk halkının adada var olduğunu, var olacağını, Kıbrıs’ın eski Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in de eski Doğu Akdeniz olmadığını, TC ile KKTC arasındaki ilişkilerin mavi vatan bağlamında daha da önemli hale geldiğini göstereceklerini kaydetti.
Halka daha fazla refah,  müreffeh bir yaşam ve güvenli bir gelecek sunabilme yönündeki çalışmalarında Türkiye Cumhuriyeti’ne verdiği destek için teşekkür eden Tatar, “Önemli olan dünyaya bu haklılığımızı, egemenliğimizi ve verdiğimiz mücadelenin ne kadar kutsal ve değerli olduğunu var gücümüzle anlatabilmektir, bunu yapıyoruz, ben her platformda gidip görüşüyorum,  konuşuyorum, haklarımızı savunuyorum” diye konuştu.
İngiltere’nin adadan ayrılırken egemenliği 2 halka Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar’a devrettiğini söyleyen Tatar, “Ne oldu da biz bu pozisyona düştük? Bir takım yanlışlılar yapılmıştır,  insanlık dışı haksızlıklarla  önümüze engeller, izolasyonlar konuyor, ancak inanıyorum ki çağdaş dünya verdiğimiz mücadele sonrasında doğruyu bulacaktır, Kıbrıs’ta eşitlik temelinde anlaşma için verdiğimiz mücadeleye saygı duyacaklardır” dedi.
“BM’NİN KIBRIS İÇİN ÖZEL TEMSİLCİ ATAMASINI DOĞRU BULMUYORUZ”
Tatar ve Çavuşoğlu basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için özel temsilci atamasına şu an nasıl baktıklarının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre’de ortaya koydukları gibi, resmi müzakere sürecine başlamadan önce Kıbrıs için özel temsilci atanmasının anlamlı olmayacağı, hatta sıkıntı bile yaratabileceği görüşünde olduklarını kaydetti.
Tatar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs için atadığı geçici özel Danışmanı Jane Holl Lute’un zaten resmi müzakerelerin başlaması için ortak zemin  olup olmadığını yoklamak  yönünde çalışmalar yaptığını kaydetti. Tatar, bunun için mevkisi daha yüksek bir özel temsilci atanmasının doğru olmadığını düşündüklerini söyledi.
Çavuşoğlu da Tatar’a katıldığını belirtti. Cenevre’de Genel Sekreter’in böyle bir önerisi olduğunu ve kendisine, sarf edecekleri çabanın ortak bir zemin olup olmadığını görmek olduğunu ilettiklerini kaydeden Çavuşoğlu,  şu ana kadar yaptıkları çalışmalarda henüz ortak bir zemin olmadığını gördüklerini söyledi.  Çavuşoğlu, yeni bir müzakere sürecine başlanma kararı aldandığı takdirde bir özel temsilci atanmasının anlamlı olabileceğini anlattı.
RUM YÖNETİMİN HİDROKARBON ÇALIŞMALARI
Rum Yönetimi Enerji Bakanı Natasa Pilides’ın pandemi nedeniyle 2 yıldır yapamadıkları sondaj çalışmalarına Kasım –Aralık aylarında başlayacakları şeklindeki açıklamasını değerlendirmelerinin istenmesi ve Türk tarafının tepkisel anlamdaki adımlarının ne olacağının sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Tatar, “Zaten Kıbrıs meselesinin özü bu, sen ne kadar egemensen, ben de o kadar, senin devletin ne kadar meşruysa benim devletim de o kadar meşrudur” diye konuştu.
Rum Yönetiminin hala bütün Kıbrıs adına karar verme yetkisine sahipmiş gibi değerlendirmeler yaptığını kaydeden Tatar, kendilerinin de Kıbrıs’ın iki sahibi olduğunu, dolayısıyla Rum Yönetimi’nin tek başına hidrokarbon çalışması yapma hakkına sahip olmadığını  söylediklerini belirtti.
Tatar, öyle bir adım artmaları halinde kendilerinin de hak arayışlarında  Türkiye’nin desteğiyle karşı adımlar atacaklarını kaydetti ve Rum Yönetimi’ni sağduyulu davranmaya davet etti.
ÇAVUŞOĞLU: “HAKÇA PAYLAŞIM OLMADAN ATILACAK HER BİR ADIMA KARŞI GEREKLİ ADIMI ATACAĞIZ”
TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, KKTC ve Kıbrıs Türk halkının haklarını sonuna kadar koruyacaklarını tekrarladı ve hakça paylaşım olmadan atılacak her bir adıma karşı KKTC ve TC’nin de gerekli adımı atacağını, buna yönelik kararlılıklarını geçmişte de gösterdiklerini kaydetti.
Bu konuda yapılması gerekenin hakça paylaşım olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, KKTC’nin bu konudaki 3 önerisinin masada olduğunu;  AB ile BM’nin bu hakça paylaşım konusunda gerekli adımları atması gerektiğini aksi takdirde kendilerinin bunu yapacaklarını, kimsenin bu noktada bir endişesi olmaması gerektiğini vurguladı.