Başbakan Tatar, “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeniliklerle bu işten başarı ile çıkacağımıza inanıyorum. Gençlerimize de fırsatların verilmesi lazım. Gençleri her alanda eğitmek lazım. Güzel gelecek bizimle, bizim çabalarımızla gelecek” dedi.

“Kendilerinin 3 ay için bir duruş, bir program ortaya koyduklarını, Haziran’dan sonra normalleşmenin başlayacağını hesapladıklarını, bununla ilgili bir sıkıntılarının bulunmadığını, o noktaya kadar önlerini görebildiklerini” anlatan Başbakan Tatar, sonrası ve kaynak bulunması ile ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bizim kaynaklarımız kendi ölçeğimize göre tatmin edici düzeyde vardır.  Mayıs ayı itibariyle önümüzü görebiliyoruz. Sonra Türkiye ile konuşarak, iç dinamiklerle yapacağımız görüşmelere kaynak yaratacağız. Biz süreci iyi yönettik. Bu süreçten süratle çıkabiliriz”

Başbakan Ersin Tatar, “Spesifik bir plan var mı? Nereden kaynak bulacağız? Türkiye verecek mi” şeklindeki bir soruyu yanıtlarken ise şunları söyledi:

“Bizim Türkiye ile imzaladığımız protokollerimiz var. 2020 yılı için de anlaşma olabileceğini düşünüyoruz. Açıklarımızı biz kendi imkanlarımızla bir kısmını karşılayabiliriz. Yüksek maaşlarda yüzde 60 kesintiler yaptık. Siyasi irademizi de ortaya koyduk. Ancak bu önümüzdeki aylarda bu nereye gider tahmin etmek mümkün değildir”

“Yapılan düzenlemelerle bu ay 60 bin özel sektör çalışanına 1500 TL’lik destek sağlanmasını, yanı toplamda Devletin kaynaklarından 90 milyon TL ödenmesini sağlamakta olduklarını” da ifade eden Başbakan Ersin Tatar, “Bizim ülkemizde turizm, eğitim ve konut sektörü, bunları tamamlayan alt sektörlerin, önümüzdeki 2-3 ay için toparlayabileceklerini düşünemeyiz. Benim için önemli olan bu virüsün def edilmesi, iç dinamiklerin açılabilmesi ve dünyada işlerin iyi gitmesiyle kara ve diğer kapıların açılmasıyla rahatlama olacak. Yaz ortalarında toparlanma olacağını düşünüyorum. İnşallah böyle devam edecek. Burada tahribat yok. Virüsün bırakacağı çok derin izler de olmayacak.” Şeklinde konuştu.

Başbakan Tatar bir soru üzerine de internet konusunda vatandaşa yansıyacak bir zam yapılması çalışması olmadığını açıkladı.

“AY SONUNA KADAR BÖYLE DEVAM ETMESİ SÖZKONUSU OLDU”

Tatar, bazı işyerlerinin açılmasının ertelenmesinin son vakalarla alakalı olup olmadığı ve Nisan sonu izlenecek politikaya ilişkin de şu yanıtı verdi:

“O kadar büyük sorumluluk var ki, işi sıkı tutmak, rehavete kapılmamak yönünde irade hasıl oldu. İşletmelerin açılması gündeme gelebilirdi ama ay sonuna kadar böyle devam etmesi söz konusu oldu. Bilim kurullarından da kesin bilgi almadan, bir şey yapmak istemedik.

Solunum cihazı meselesi sıkıntılı. Dünya genelinde ihaleye çıkıyorsunuz ama firma getiremiyor. Bizde şu anda yoğun bakımda en fazla 4-5 kişi öldü. Hamdolsun öyle vakalar az oldu. Çoğu insan da taburcu edildi. Şu anda hastanelerdeki tedavi altındaki sayı 30’un altında. Ama temkinli davranıyoruz. Önümüzdeki birkaç hafta içinde iyi noktaya geleceğine inanıyorum. Tabi karşımızda muhalefet var, bu işi hazmedemeyen bir takım kişiler var. Bir takım şeyler söyleyecekler ama bu çalışan insanları bunaltıyorlar. Aşırı kötümser değerlendirmeler var. Bence iş iyi yönetildi, iyiye doğru da gidecek.

Bizim ülkemizde turizm, eğitim ve konut sektörü, bunları tamamlayan alt sektörler, önümüzdeki 2-3 ay için toparlayabileceklerini düşünemeyiz. Benim için önemli olan bu virüsün def edilmesi, iç dinamiklerin açılabilmesi ve dünyada işlerin iyi gitmesiyle kara ve diğer kapılan açılmasıyla rahatlama olacak. yaz ortalarında toparlanma olacağını düşünüyorum. İnşallah böyle devam edecek.

“YENİ BİR SİYASET İZLEMEMİZ LAZIM. DIŞA BAĞIMLILIK AZALMALI”

Burada tahribat yok. Virüsün bırakacağı derin izler de olmayacak. Toparlanması da kolay olacak. sabırlar diliyorum. KKTC bunu atlatacak ama hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Yerli üretim, istihdam içe yönelik olması lazım. Dışa bağımlılık azalmalı.

Yeni bir siyaset izlememiz lazım. Burada üretilenin burada tüketilmesi, daha az ithalat, daha çok ihracat olmalı. Ben iyimserim. Dünyaya bu işlerin üzerinden gelebilecek bir halk olduğumuzu göstereceğiz.”

Eldeki mevcut kaynaklar ve Türkiye’den gelebilecek kaynak konusunda da değerlendirmelerde bulunan Tatar, “Her yıl bizim protokolümüz var. 2020 yılı için de anlaşma olabileceğini düşünüyoruz. Açıklarımızı biz kendi imkanlarımızla bir kısmını karşılayabiliriz. Yüksek maaşlarda yüzde 60 kesintiler yaptık. Siyasi irademizi de ortaya koydu. Kesinlikle önümüzdeki aylarda bu nereye gider tahmin etmek mümkün değil.” Dedi.

“Ben yaz aylarının ortasında toparlanma olacak diye düşünüyorum. Avantajlı duruma da gelebiliriz. Bunu fırsata dönüştürebileceğimizi ve bu algıyla sektörleri toparlayabiliriz diye düşünüyorum” diyen Tatar, “Şu an öngörmek çok zor. Kendi finansman yaratma kapasitemizle üstesinden gelebileceğimizi düşünmekteyim. Reel olarak değerlendirdiğimizde imkanlarımız da belli. Çok büyük ülkelerin yaşadığı sıkıntıları yaşadığımızı da düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

“SÜRECİ HIZLI TOPARLAYACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM”

Tatar, geçen hafta Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları telefon görüşmesinde de konuyu ele aldıklarını, ve çalışmaların devam ettiğini söyledi.  Başbakan Tatar, “Ben inanıyorum ki birkaç hafta içerisinde işletmeler açılmaya başlanacak. Yaz aylarından sonra uçuşların başlamasıyla iyi olacaktır. Süreci hızlı toparlayacağımızı düşünüyorum” dedi.

Tatar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sayın Erdoğan ile içinde bulunduğumuz durumları, sektörlerde yaşanan sıkıntıları konuştuk. O da Türkiye’nin Kıbrıs Türkünün yanında olduğunu, hükümetin aldığı tedbirlerin yerinde olduğunu söyledi, bizi tebrik etti. Fuat Oktay’ın heyeti bizim heyetle çalışmalar yaptığını söyledi. Kendisi açıkladı bu görüşmeyi. Türkiye’nin Kıbrıs Türklerinin yanında olduğunu, olacağını söyledi. Bu ilişki de önemli. Türkiye’den gelen su hattında arıza yaşandı: Büyük maliyet var. Tamir edilecek, su akacak. İhalesi için 500 milyon TL civarında bir para harcanması için Türkiye’de hükümetçe karar alındı, ihalesi tamamlandı. Haziran , Temmuz gibi su tekrar akacak. Bu sıkıntılar içinde bu de netice aldı. Çok önemlidir. Ben de Sayın Erdoğan’a teşekkür ettim.”

“Dünya bu sıkıntıyı yaşıyor. Bizde büyük hasar yok, büyük ölçüde en iyi şekilde atlatıyoruz. İnşallah böyle devam eder. Bazı muhalifler başarıyı teslim etmiyor ama bu iş iyi yönetiliyor” diyen Başbakan Tatar, “Güney Kıbrıs bizden daha sonra kararlar aldılar. Kıyaslayın, başarıyı görün. Bu halkın da başarısı. Hep birlikte alınan kararlar. Kurallara uyma noktasında gösterdiği hassasiyetle bu noktaya geldik. Tünelin ucunda ışık olduğunu, süreci en iyi yönettiğimizi görüyorum, söylüyorum, başarılı çıkacağımızı düşünüyorum.  Bizdeki rakamlar zaten yüksek değildi. Özellikle Türkiye’den insanlar buraya gelmeye çalışıyor. Londra’dakiler buraya gelmek ister, bıktık derler. Biz bu işi daha iyi yönetebildik. Buraya gelmek istiyorlar, kendi insanımızı burada görmek isteriz. Bu  insanların çoğu gelmek istiyor. Korona illetini fırsata dönüştüreceğiz.” ifadelerini kullanadı.

Türkiye’de cezaevinden tahliyelerin hatılatılması ve burada da böyle bir sürecin planlanıp planlanmadığı sorusuna Tatar, “Tabi ki bu sıkıntıların bilinci içindeyim. Ancak hukuk var hukuk savcılık ve ona göre bir takım sıkıntılar var. Ben de isterim ki biraz daha insan çıksın ama kurul böyle değerlendirdi. Böyle olunca fazla insan çıkamadı. Mahkemelerin verdiği kararlara siyasilerin müdahalesi olmuyor. Yeni cezaevi var, zaman alacak, mevcut yerin elden geldiği kadar temiz olması lazım. İçişleri Bakanlığı, savcılıkla görüştüm, görüşmeye devam ediyorum.” Yanıtını Verdi.

Elektrükte mevcut yüzde 15’ten daha fazla indirim yapılamayacağını söyleyen Tatar, “81 bin kişi yüzde 30 a yakın indirim alıyor. Daha fazla indirim düşünülemez. Onun da maliyetleri var. Dolar da 7 yi buldu. Daha fazla indirim mümkün değil. Cumhurbaşkanının komitesi bilgileri almadan indirim açıklaması yapmasının anlamı yoktur.” Dedi.

“BENİM CUMHURBAŞKANI İLE BİR DERDİM YOK”

Güney Kıbrıs’tan gelen ilaçlarla ilgili Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında yaşanan tartışmayla ilgili soruya ise Tatar, şu yanıtı verdi:

“Kriz yok. benim Cumhurbaşkanı ile bir derdim de yok. ilişkimiz makam gereği iyi. Burada bir hükümet, başbakan var. Yetki paylaşımı var. O komitede temenni olabilir, ama hükümet var. Güneyden malzeme gelecekse gümrüğe tabi olmalı, ilaçsa ilaç ve eczacılık dairesinin onayı lazım. Bunu aşarak LTB aracıyla getirmek doğru değil, biz de açıklama yaptık, hükümet var dedik. Bizim bilgimiz olmalı dedik. KKTC’ye bu mallar geldi, hükümetin en yetkili kişilerinin  bundan haberi yok. içinde ne var diye? Başka şey de olabilir. Burası bir devlet. O hassasiyeti ifade ettim. eğer ihtiyaç olursa kullanılabilir. Sağlık Bakanı’nın bu haplardan bizde var bilgisi var. Hükümetin bilgisi yok. Benim de yok. Toplumun ilgi alanı bu değil, biz önce sağlığımıza bakıyoruz. Neden hükümetin, başbakanın, gümrüğün haberi yok, LTB arabası gidiyor, bunu kabul etmemiz mümkün değil, çünkü burası bir devlet. İlişkilerin iyi olduğu anda buna gerek yoktu. Beni arasa gerekli talimat verilir, işlemler gerçekleştirildi.

Ben izah ettim. bu ilaca acil ihtiyaç yok. sağlık bakanlığı raporu var.  Benim itirazım bizim haberimizin olmamasına ve yasal yollardan gidilmemesinedir. Biz Başbakan yardımcısıyla, Sayın Akıncı’yı ziyaret ettik ama bu konuyu gündeme getirmedi.Benim haberim olmadı LTB’nin oldu. Doğru yöntemler olmalıydı”.

İstihdam destek ödemesine ilişikn karara casino işletmecilerinin tepki gösterdiği hatta konuyu yargıya taşıyacaklarının hatırlatılması üzerine Başbakan Tatar, “Biz ayrımcılık, ırkçılık anlayışında değiliz. Bir takım hassasiyetler var. Bunlara bağlı olarak yönetmeye çalışıyoruz. İsim vermek doğru değil, ülkenin gerçek ve sıkıntıları var. Tekrar görüşülebilir. İmtiyaz ücretleri aralık ayına ait, taksitlendirilmiş. O taksitlerde gecikme oldu. Tekrar görüşme olur. Meseleleri çözme yönünde ortaya koymaya çalışıyoruz. Her ne kadar farklı sektör olsa da önemli sektör. Bir TV programında bir şey söyledim, söylenmeyen kalmadı. Söylenenleri kastetmedim. Onlar da bizim insanımız. KKTC de sıkıntı yaşamakta. Anlayış bekliyoruz, ortak noktada buluşmak gerekir.” Açıklamasında bulundu.

PANDEMİ HASTANESİ

Başbakan Tatar, 45 günde bitirileceği belirtilen pandemi hastanesine ilişikn gelişmeleri de şu sözlerle değerlendirdi:  

“Pandemi hastanesi meselesi sağlık bakanlığının aralık ayında gündeme getirdiği bir konudur. Ama ihale süreci var. Şu projeyi verelim, parasını verin diye bir şey olmaz. İhale komisyonu şartnameyi ortaya koyar, ihaleye çıkar ve bu da  zaman alır. Bir firma 45 günde ben yaparım dedi. Ben hükümet olarak o dedi diye başlayın diyemem. 35 milyondan bahsediliyor. Benim talimatım, projeyi devletin yapması, ihaleye çıkılması yönündedir. Birilerinin çıkıp konuşmasının mantığı yok. İstedikleri kadar geriye doğru gün saysınlar. Sağlık bakanı sundu, ama biz bu yönde karar almadık. Ben bakanlar kurulundaki tavrımı size söylüyorum. Yasal durum budur. Bunun süresi var. Sağlık bakanımız böyle teklif var dedi iyi niyetle, memnun olduk ama devlet olarak ihaleye çıkmam için projeyi hazırlamam ve ihtiyaçları ortaya çıkarmam lazım. Bu iş 45 günde biter diye bir şey yok ve sayıyorlar. Kolon hastanesinde pozisyon şu; Nalbantoğlu’nda hastalar çoğalınca hizmetler durmuştu, Kolan’a gidildi. Ama kira meselesinde anlaşmaya gidilemedi.”

“CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE DAHA 5.5 AY VAR, YAPILABİLİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM”

6 ay ertelenen Cumhurbaşkanlığı seçiminin planlandığı gibi 11 Ekim’de yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Tatar, “ Olabilir diye düşünüyorum. Mayıs ayına daha gelmedik. Daha 5 buçuk ay var” ifadesini kullandı.

“GÜNEY İLE KAPILAR BELKİ 2 AY SONRA ANCAK AÇILIR”

Başbakan Tatar, Güney Kıbrıs ile kapıların ne zaman açılabileceği konuusnda da konuştu. Tatar, “Güney’deki durum bizden çok daha geride. Yakın zamanda kapı açılacak diyemem. 2 ay sonra olur belki. O güne kadar biz bizeyiz. Ona göre bir süreç izleyeceğiz” dedi.

ÇEKLER VE BANKALAR

Tatar, “Kimsenin boğazını sıkamayız. Ama çeklerini ödeyebilenin ödemesi lazım. Ödemiyorlarsa ahlaksızlığa girer. Bu kabul edilir değil. Bu anlayışın değişmesi lazım” şeklinde de konuştu.

Tatar, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:

“Çeklerde 90 gün verdik, vermesek büyük sıkıntılar olabilirdi.  90 güne kadar belki işler yavaş yavaş dönmeye başlar. Hükümet kredi paketi sundu. Faizler yüzde 9. Bu da 250 bin TL her bir işletmeye kredi anlamındadır. Kimi nasıl ödeyeceğiz dedi, onlara da başka imkanlar olabilir. Elimizden geldiği kadar finans yaratmaya çalıştık. Genel anlamda bir takım imkanlar var. İşler ne zaman hareketlenecek, çarşı ne zaman açılacak bunu kimse söyleyemez, gelişmelere bağlı, yavaş yavaş öğreneceğiz. Kimse kimsenin boğazına sarılamaz.

Bankalara da telkinlerimiz oldu. Şu anda herkes elini taşın altına koyacak. Kar düşünmemek lazım. Toplum seferberliğinde imkanları zorlaması lazım. Bankalar birliği 3 ay ertelemeden bahsetti, yeter ki müşteri gelsin diyor. Yeter ki anlaşmaya gidebilelim. Herkes herkese yardımcı olmak zorunda. Bütün bu arayışlar içinde piyasa kendi dengesini oluşturacaktır. Bunları teminat altına olacak olan Devlettir, o da KKTC’dir. Bütçeyi yönetmek için ilk başta en üst maaşlarda yüzde 60a yakın kesinti. Bu kolay değil, bunu yaptık. Bir iradenin ortaya konması gerekir. Belki herkese gidemedik, 90 milyon kaynak ayrıldı. İş yeri kapatılan insanların işlerini kapatılmasın diye 1500 lira maaş. 60 bin kişiye veriyorsunuz bu parayı. Oldukça başarılı olduğumuza inanıyorum. Kısa sürede düzenleme yapabilmek, bir de ekonomi bacağını oluşturmak kolay değil. Muhalefet konuşacak. Alternatif nedir? Şu an borçlanma değil. Zamanı gelince olabilir ama güven oluşturulmalı. O olursa bir takım borçlanmalara gidilebilir. İlk baştan borçlanmaya gitmek olmaz. Herkesin parası kendine ait. borçlanınca yerine koymak da önemli. Borçlandığınızda parayı geri ödemek için borçlanırsınız. Yoksa başlamadan çöker.”

SORUMLULUK YÜKSEK, RİSK ALAMAYIZ

Başbakan Tatar, Nisan sonu hayatın normale dönmesi konuusndaysa, “Ben ümitliyim. Biz tek başımıza olsaydık, daha az rakamlara biterdi. Almanlar burdaydı, bunları gönderemedik. Hasta olanları tedavi ettik, sonrasında nisan sonu itibariyle rahatlama olacağını düşünüyoruz. Hükümet yapacağı çalışmalarla hangi alanlarda nasıl çalışma içine gireceği şekillenecektir. Birden hepsinin açılacağını söyleyemem. İnşaat, hırdavat, kalabalık olmayan yerlerin açılması gibi çalışma olacak. inşallah önümüzdeki birkaç hafta içinde birşeyler olacaktır. Bakanlar kurulunda da görüştük. O kadar sorumluluk var ki, risk alamayız.” şeklinde konuştu.

VAKALAR BİTMEDEN UÇUŞLAR BAŞLAMAZ

Türkiye’de vakalar devam ettikçe KKTC’ye oradan uçuşların başlayamayacağını da ifade eden Tatar, “ne zaman bulaş durdu noktasına geldiğinde uçaklar gelir. O zaman da PCR testi yapılacak, öyle girecek adaya. Hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Biz de gittiğimizde PCR testi isteyecekler” dedi.

Başbakan Tatar, inernete zam haberlerine ilişkin de “şu anki sistem telefon konuşmasına endeksli. Devlet payını alıyor ama olay internete kaydı. İnternetin vergisi ise bizde sıfır. Devlet ise vergi almak ister. Ona göre vergilendirme düşünmekte. Birileri bunu medyaya internete yüzde 30 zam diye yansıttı ama  öyle bir durum yoktur.” Ifadesini kullandı.

SİYASETİ BİR KENARA BIRAKALIM

“Muhalefete de seslenmek istiyorum. Siyaseti bir kenara bırakalım, siyaset zamanı değil. Koronayı atlatmak için bir birimize destek olma zamanıdır. Gerçekler ışığında bunu yapmak durumundayız” diyen Tatar, sözlerini şöyle noktaladı:

“İnsaflı olalım, sabırlı olalım, var olmak için izole olalım, başarı ile bu sıkıntıdan çıkalım. Yapabileceğimize inanıyorum. Bunu fırsata dönüştüreceğimize inanıyorum. Yerel üretime yönelmek zorundayız. Sektörlerimizi ona göre ayarlamak zorundayız. Başarılı bir KKTC yeni düzende yeni imkanlarla kendini eski  günlere götürecek imza atacak diye düşünüyorum. Yeniliklerle bu işten başarı ile çıkacağımıza inanıyorum. Gençlerimize de fırsatların verilmesi lazım. Gençleri her alanda eğitmek lazım. Güzel gelecek bizimle, bizim çabalarımızla gelecek.”