“BAŞVURANIN İÇ HUKUK YOLUNU TÜKETMEDEN AİHM’E MÜRACAAT ETMESİ VE YAPILAN ÖDEMEYİ İNKAR ETMESİNİN NEDEDİNİ ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Taşınmaz Mal Komisyonu, bir başvuranın taşınmaz malları ve başvurusundaki tüm talepleri için 190 bin sterlin ödeme almasına rağmen, bu ödemeyi inkar etmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) dava açmasının anlaşılmaz olduğunu bildirdi.

Taşınmaz Mal Komisyonu,  “Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk merci olarak kabul edildiği ‘Demopoulos ve diğerleri vs Türkiye kararı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 35. Maddesi hilafına iç hukuk yolunu tüketmeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) müracaat etmesi ve yapılan ödemeyi inkar etmesinin nedenini anlamak mümkün değil” dedi.

Taşınmaz Mal Komisyonu, başvurana 22 Mart 2016 tarihinde 190 bin Sterlin ödeme yapıldığını belirterek, ödeme yapılırken başvuranın ayrıca; “tazminatın ifa edilmesi sonucunda bahse konu taşınmaz malla ilgili olarak uğradığı zararın tamamının karşılanmış olduğunu ve taşınmaz malı karşılığında tazminat bedelini aldıktan sonra başvuru konusu taşınmaz mal üzerinde hiçbir şekilde hak iddiasında bulunamayacağını kabul ve taahhüt ettiğini” bildirdi. 

Taşınmaz Mal Komisyonu Başkanı Ayfer Said Erkmen, yerel basında yer alan ve Rum basınından alınan “Taşınmaz Mal Komisyonu’na Dava” başlıklı haberde bahsedilen iddialar üzerine yazılı basın açıklaması yaptı ve haberdeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

Erkmen’in açıklaması şöyle:
“Komisyon’un Rum Tapu Dairesi tarafından yapılan ‘yasal devir işlemini’ tanımaması ve Taşınmaz Mal Komisyonu Yetkilisi tarafından başvuru sahibine, ailenin ikamet etmekte olduğu ev için, diğer iki taşınmazla ilgili taleplerin geri çekilmemesi halinde herhangi bir tazminat ödenemeyeceği konusunda bilgi verdiği iddiası;

Uzlaşı maksatları bakımından, Davalı tarafından iki taşınmazla ilgili taleplerin geri çekilmemesi halinde, diğer mal için teklif yapamayacakları beyan edilmiştir.

Başvuran ve/veya Başvuran avukatı bu taleplere itiraz etmemiş ve Başvuran avukatı tarafından tanzim edilen yazıyla kendi iradesiyle söz konusu iki malı haklara halel gelmeksizin geri çekerek talebinden vazgeçmiştir.

Başvuruya konu olarak tek kalan taşınmaz mal için Başvuran, Davalı tarafından yapılan teklifi kabul ederek Başvuruyu sulh yoluyla neticelendirmiştir.

Başvuranın kendi iradesiyle iki malı geri çekmesi ve tazminat miktarını kabul etmesiyle, Başvuran, Komisyon’a mezkur başvuruyu tarafların sunacakları emareler ve şahadetler ışığında, yasal mevzuat altında inceleyip,  yabancı üyelerin katılımıyla başvurunun duruşmasını yapıp karara bağlama fırsatı vermemiştir. 

Ödeme yapılmaması iddiası;
Komisyon 17 Nisan 2015 tarihinde, başvurana başvuru konusu taşınmaz malları ve başvurudaki tüm talepleri için Davalı Bakanlık tarafından 190.000 Sterlin ödenmesine karar vermiştir.

Mezkur karar uyarınca, 67/2005 sayılı Yasa tahtında 22 Mart 2016 tarihinde Başvuran’a 190.000 Sterlin ödenmiştir.

Ödeme yapılırken ayni Yasa altında Başvuran ayrıca tazminatın ifa edilmesi sonucunda, bahse konu taşınmaz malla ilgili olarak uğradığı zararın tamamının karşılanmış olduğunu ve taşınmaz malı karşılığında tazminat bedelini aldıktan sonra, başvuru konusu taşınmaz mal üzerinde hiçbir şekilde hak iddiasında bulunmayacağını kabul ve taahhüt etmiştir.

Sonuç olarak başvuranın Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk mercii olarak kabul edildiği Demopoulos ve Diğerleri vs Türkiye kararı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 35. Maddesi hilafına iç hukuk yolunu tüketmeden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat etmesi ve yapılan ödemeyi inkar etmesinin nedenini anlamak mümkün olmadığını” kaydetti.