Levent Özadam - Mesaj Kutusu

[email protected]

Cumhurbaşkanlığı için yapılacak olan ki bize göre adı külliye değil Cumhurbaşkanlığı sarayıdır karşı değiliz…

Şu anki Saray’a gecekondu diyenleri de elbette kınıyoruz, çünkü bu da Kıbrıs Türkünün tarihine hakaret etmekle eş anlamlıdır!

Ama yeni bir Cumhurbaşkanlığı binası da şart olmuştur…

İnansanız da inanmasınız da şu anda bir devlet var ortada!

Hepimizin kimliklerinde bu devletin ismi ve bayrağı var…

Burada bir kez daha toplumsal muhalefet ön plana çıktı ve külliye karşıtlığı tavan yaptı!

Bunun hiçbir geçerli nedeni olamaz…

Tamam bu ülke saflın nedeniyle bir takım maddi sıkıntılar yaşamaktadır ama kaynağı dışarıdan gelecek olan bir projeye de karşı çıkmak abesle iştigaldir!

Sonra o bina Ersin Tatar’ın malı değil Kıbrıs Türk halkının olacaktır…

Belli ki bazı çevreler Cumhurbaşkanlığı seçimlerini hala içlerine sindirememiş olsa gerek ki, bunda haklı yönleri de vardır, karalama kampanyasına devam etmektedirler!

Sözde külliyeye muhalefet yapanlar asıl şu soruyu gündeme getirmelidirler;

Kaynak dışarıdan gelebilir, peki binayı niye yerli mimarlar ve müteahhitler değil de yine dışarıdan gelecek olanlar yapacaktır?

Bizimkilerin suyu mu çıkmıştır…

Şimdi bir de vatandaşlık kepazeliği yaşanmaya başladı!

Binanın projesini hazırlayan mimar arkadaş gözle kaş arasında vatandaş yapılmış…

İşte bu kabul edilemez!

Ama belli ki mimarı buraya gönderenler vatandaşlık konusunu telefonda bir talimatla halletmişler bizimkiler de sorgusuz sualsiz her zaman olduğu gibi emret ağam psikolojisiyle emir teati ederek yerine getirmiştir…

Geçmişte olduğu gibi!

Gelecekte de olacağı gibi…

Böyle talimatla yapılan vatandaşlıklar, bırakın Kıbrıs Türkünün kimliğinin erozyona uğramasını, hakaretten öte bir şey değildir!

Burada ne yapacaksa yapsın, vatandaşlık niye veriliyor ki…

Vatandaşlıklar bu ülkede yılların sorunudur…

Özellikle de artık ne hikmetse seçimlere az bir süre kala binlerce yeni vatandaşlık verilmesi gelenek haline gelmiştir!

Tabi ki burada amaç, hak hukuk filan değil, verilen vatandaşlıkların oy olarak hükümet partilerine siyasi rant sağlamasıdır…

Bu da kesinlikle Kıbrıs Türkünün iradesine el koymaktan öte bir şey değildir!

Bir zamanlar beyaz kimlik altında bir proje geliştirilmişti…

Buraya çalışmak için gelenlere seçme ve seçilme hakkı dışında tüm KKTC vatandaşlarının haklarından yararlanılacak beyaz kimlik projesi başlatıldı ama sonlandırılmadı!

Çünkü bu gelmiş geçmiş tüm siyasilerin işine gelmedi…

Tamam ülkeye çalışmaya gelenler çalışma izinlerini almak için türlü sıkıntılar yaşıyor ama bürokratik işlemler pek ala ki beyaz kimlik uygulamasıyla hafifletilebilir böylelikle Kıbrıs Türkünün hassas olduğu haksız vatandaşlıkların da önüne geçilmiş olur!

Siyaset çok şeye gebe…

UBP Lefkoşa Milletvekili Hüseyin Özgürgün daha iki gün önce UBP tabanına çağrıda bulunarak ülkeye ve partiye dönebileceği mesajı verdi ancak, dün yaşanan sürpriz gelişmeler bu konudaki seyri değiştirdi.

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu’nun ani İstanbul ziyareti ile ilgili paylaşım, siyasette yeni gelişmelerin habercisi mi sorusunu da akla getirdi.

Dün UBP Eski Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ile çekilen fotoğrafın, Özgürgün’ün eşi İnci Pars Özgürgün tarafından sosyal medyada paylaşılması bir takım yorumlara neden oldu.

Bize gelen duyumlara göre Ataoğlu-Özgürgün görüşmesinin Özgürgün’ün İstanbul’daki evinde, ülke siyaseti, UBP Kurultayı hatta aday olup olmayacağı ve Özgürgün’ün dokunulmazlığı ve milletvekilliğinin kaldırılması yönündeki siyasi irade karşısında Ataoğlu’nun desteği ile DP’den milletvekili olma ihtimali de olabileceği olarak yorumlandı.

MESAJ KUTUSU

Sayın Sarper ALTINCIK, adam öldürmekten yargılanan ancak beraat eden bir şahıs için istinaf kararı alınırken kendisinin sosyal medyadan tehditlere devam ettiğini, gövde gösterisi yapmaya devam ettiğini biliyor muydunuz? Bu tür olaylar konusunda bir de sosyal medya ekibi kurmanız gerekecektir…

Sayın Cüneyt ORUÇ, son günlerin modası haline gelen medya mensuplarının bazı siyasiler tarafından tehdit edilmesi furyasına siz de maruz kalmışsınız. Yani bir basın mensubu tehdit edilip sessiz kalıyorsa demek ki suç siyasilerde değil bizim meslektaşlardan başkasında değildir…

Sayın Bora AKKUŞ, Faiz Sucuoğlu ile geçen haftalarda yemekte görülmeniz makamınızın sallanmasına neden oldu ancak çok büyük ihtimalle bu yanlış kararın geri tepeceği ve izinden sonra yine makama geçeceğiniz konuşuluyor. Siz yine de üç hafta tatilin keyfini çıkarınız…

Sayın Fikri ATAOĞLU, Hüseyin Özgürgün ile İstanbul’daki sürpriz buluşmanız transfer dahil siyasette her türlü şokların yaşanacağı yorumlarına neden oldu. Genel seçimler öncesi bakalım daha neler görüp duyacağız…

Sayın Ahmet BENLİ, yerel yönetimler arasında bir kez daha diğerlerinden çok farklı olduğunuzu dev projeyle göstererek zirvede olduğunuzu kanıtladınız. Büyük proje umarız hem bölge halkına hem de tüm ülkeye hayırlı olur. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…

Sayın Fevzi TANPINAR, verdiğiniz randevulara bu sıralar fazla sadık kalmadığınız yönünde şikayet mesajlarınız geliyor. Ajanda sayısını artırmakta yarar görüyoruz zira randevulaştığınız insanlar hayli alıngan ve duygusal insanlar…

Sayın Erhan ARIKLI, bazı sanayi arsalarının verilmesi için ciddi rakamlar teklif edildiği yönünde şikayetler gelmeye başladı. Eskileri de dahil şu kiralanan yerleri isimleriyle bir rapor halinde kamuoyuyla paylaşmayı düşünür müydünüz? Bu iş artık kabak tadı verdi, gelen de giden de yanlıştan vazgeçmiyor…

Sayın Erdal Hacı MULLA, son aylarda inzivaya çekildiğinizi biliyorduk ama yakın dostlarınız telefonlara bakmayınca endişelerini dile getiren sitem dolu mesajlar göndermeye başladı. Bu arada fırtına öncesi sessizlik olduğunu söyleyenler de yok değil…

Sayın Yüksel ÇELEBİ, yeni dönemde de Dikmen Belediye Başkanlığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Zira rakip partilerin korkulu rüyası haline geldiğiniz yetmezmiş gibi karşınıza aday çıkarmak için de büyük zorluk çekiyorlar…

Sayın Zorlu TÖRE, Gaziler günü yaptığınız ziyaretlerde bir de tüfekle poz verince hayli manidar bir davranış sergilediniz. Milliyetçi kesimlerden aldığınız desteği geniş alana yayabilirseniz başarılı bir sonuçla kurultaydan çıkabilirsiniz…

Sayın Ayer YARKINER, analiz yapılan yakıt konusunda öyle iddialı bir açıklama yaptınız ki kafalar allak bullak oldu. Şimdi de sıra artık bu iddiaları kanıtlamaya geldi. Hadi bakalım kolay gelsin…