CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirilen 27’nci Olağan Kurultayı’nın açılışını yaparak hitabını gerçekleştirdi.

Sorakın, CTP’nin 49 yıldır Kıbrıs sorununun federal bir yapı çerçevesinde çözülmesi; demokrasinin, eşitliğin, adaletin, insan haklarının tesis edilmesi; Kıbrıs Türk toplumunun yaşam standartlarının yükselmesi ve dünyada hak ettiği yere ulaşması için mücadele ettiğini söyledi.

49 yıllık bu yolculukta 4 kez ve toplamda 12 yıl hükümete gelme başarısını elde ettiklerini ve Kıbrıslı Türklere çok şeyler kazandırdıklarını ifade eden Sorakın, konuşmasında parti tarihi hakkında bilgiler verdi.

CTP VE EMEK

Kimilerinin CTP'yi emek üzerinden eleştirmeye çalıştığını kaydeden Sorakın, CTP’nin, 1972'lerde işçiye sigorta, bütçe Meclis’e diyen bir parti olduğunu söyledi. Sorakın, kurulduğu günden itibaren örgütlülük ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak gören CTP’nin  sendikalaşmaya, örgütlülüğe ve emeğe birçok kazanımlar sağladığını aktardı. Emeğin sömürülmesine, işçilerin güvencesiz ve sosyal haklardan yoksun olarak çalıştırılmasına asla göz yummadıklarını ifade eden Sorakın, bundan sonra da yummayacaklarını belirtti. Eşitlik, adalet, fırsat eşitliği ve liyakat gibi kavramların da CTP'nin hükümette bulunduğu dönemlerde hayat bulduğunu anımsatan Sorakın, Kıbrıs Türk toplumunun refahı için çalıştıklarını ifade etti. Sorakın şöyle dedi:

“Yerel yönetimlerde yapılan düzenlemeler çok büyük bir oranda CTP'li hükümetler döneminde olmuştur. Sürdürülebilir bir yerel kalkınma modeli olan CİTTASLOW unvanına sahip belediyeler bizim belediyelerimiz. Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasını önleyecek ve askeri yargıçların yerine sivil yargıçların atanmasını sağlayacak düzenlemeler yine CTP tarafından yapılmıştır. Bilgi Edinme Yasası, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin kuruluş yasası  bizim hükümetlerimiz döneminde hayat bulmuştur.”

KIBRIS SORUNUNUN MOTOR GÜCÜ 
Genel Sekreter Erdoğan Sorakın, Kıbrıs konusuna değinirken, CTP’nin tarih boyunca halkların yakınlaşması ve barışı sağlamak yolunda süren çözüm arayışlarının önemli bir parçası, motor gücü olduğunu söyleyerek, şunları anlattı:

“1990'lı yıllar ağır ekonomik koşulların, 1999 yılı bankalar krizi, ekonomik yıkım ve sendikal mücadelenin yükseldiği yıllardı. 2000'li yıllar toplumlararası dolaylı görüşmeler ve ardından 2001-2002 BM şemsiyesi altında Denktaş-Klerides görüşmelerinden sonra 11 Kasım 2002’de Annan Planı gündeme gelir. 

CTP'nin motor gücü sayesinde toplumsal muhalefet yükselir. 2004'te Annan Planı’nın  Referanduma sunulması sağlanır, ancak 2-3 yıllık mücadeleye ve % 65 evet oyumuza rağmen ne yazık ki sonuç alınamaz. 

2003 Aralık seçimleri ile birlikte CTP büyük ortak olarak hükümete gelir. 2005'te Sn. Mehmet Ali Talat cumhurbaşkanı,  Ferdi Sabit Soyer başbakan olarak göreve başlar.

CTP çözüme olan bağlılığı nedeniyle boş durmaz. Diplomatik temaslar artar. Kıbrıs Sorununda ve AİHM’de önemli bir sorun haline gelen taşınmaz mal sorununun çözümüne katkı sağlanması amacıyla 67/ 2005 sayılı yasa ile TMK kurulur. TMK'nın uluslararası hukukta kabul görmesi sağlanır. 

23 Mayıs ve 1 Temmuz 2008'de Talat- Hristofyas mutabakatları sağlanır. Muhalefette olmamıza rağmen 11 Şubat 2014 belgesinin imzalanmasında ciddi katkı sağlanır. 

Yine aynı dönemde Yeşil Hat Tüzüğü ile Mali Yardım Tüzüğü’nün hayata geçmesi sağlanır. Yine aynı dönemde hem Kuzey’den hem de Güney’den her türlü engellemeye rağmen Lokmacı, Bostancı ve Yeşilırmak kapılarının açılması ile ilgili önemli gelişmeler yaşanır. 

Paralel bir süreçte Kıbrıs Tarih kitapları değiştirilir. "Ben" ve "öteki" yaklaşımı yerine "biz" yaklaşımı benimsenerek tarih kitapları şovenist unsurlardan arındırılır.

53 yıl aradan sonra 2008 yılında Yunanca dersi seçmeli ders olarak müfredata dahil edilir. Din dersleri zorunlu ders grubundan seçmeli ders grubuna alınır. 

Barış eğitimi programı pilot olarak uygulamaya konur, ancak 2009'da UBP'nin hükümete gelmesiyle birlikte bu uygulama ortadan kaldırılır. 

CTP, 30 Haziran - 7 Temmuz Crans Montana Konferansı’nda aktif rol üstlenilir, çözümün gerçekleşmesi için yoğun çaba harcanır. Son 15 aylık hükümet sürecinde ise çok ciddi ekonomik sorunlara rağmen "Aplıç" ve "Derinya" kapılarının açılması sağlanır.”

YENİ PM’Yİ ÖNEMLİ BİR SÜREÇ BEKLİYOR

Bugün yeni ve önemli bir sürece girdiklerini ifade eden Sorakın, yeni Parti Meclisi’nin (PM) en temel sorun olan Kıbrıs sorununu çözmede, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, yerel seçimlerde ve belki de erken genel seçimlerde ciddi anlamda sorumluluk üstleneceğini söyledi.

“Bu yeni süreçte aynı inançla değerlerimize ve ilkelerimize bağlı kalarak yürümeye devam edeceğiz. Kıbrıs’ta federal çözümü, eşitliği, adaleti gerçekleştirene kadar mücadeleye devam edeceğiz” diyen Sorakın, partinin en önemli ilkelerinden birinin dayanışma olduğunu, birlik ve dayanışmayı yükselttikçe başarının da yükseleceğini vurguladı.