Covid-19 pandemisinin ‘’büyük sıfırmala’’ için elverişli bir zemin olduğunu hisseder olduk.

Kısıtlamalarla yaşanan bir dünyada insanca yaşamaktan da söz edebilmek mümkün değildir.

Maske-mesafe-hijyen üçlüsünden de öte, kişinin seyahat özgürlüğün, sağlık sisteminden yararlanma şeklinin, çocukların ve gençlerin öğrenim yöntemlerinin hızla değiştiğini ve değiştirildiğini yaşayarak görüyoruz.

Sevdiklerimiz ve tanıdıklarımız ile ilişkilerimiz de değişiyor bu süreçte.

İnsanlığın teknoloji zirvesini yaşadığı bir devirde, insanlıktan çıkmak üzere olmanın eşiğinde gelgitler yaşıyoruz.

Bir taraftan uzayın derinliklerini görme hevesini yaşarken, diğer taraftan göremediğimiz virüse teslimiyetin ironik acizliği ile savruluyoruz.

Acizliğimizi kabul etmesek de, Covid-19 pandemisinin ilan edilmeyen otoriteleri tarafından yapılan yönlendirmelerle hayatlarımızın şekillenişine şahit oluyoruz.

İşte bu şekillenmenin adına da YENİ NORMAL deniliyor.

Yeni normal kavramı çoğumuza pek de iyi şeyler hissettirmiyor nedense.

Pfizer-BioNTech şirketinin kurucu CEO’su Prof. Dr. Uğur Şahin’in  Nisan 2021 tarihinde Alman Deutsche Welle kanalına verdiği mülakatta sarfettiği cümlelerin arasında yeni normalin ipuçlarını da öğreniyoruz.

Gelin sözlerine bir kulak verelim:

‘’Yeni normalden söz ettim çünkü hepimizin bir gün yeniden eski yaşantımıza dönüp ‘olanları unutalım’ diyebileceğimiz izlenimi yaratmak istemedim.

Yeni normalde insanlar kendilerini koruyabilecek, özgürce hareket edebilecek, insanların büyük bir bölümü aşı ile iyi bir şekilde korunabilecek.

Ama yeni normalde aşı olmamış olanlar, aşı olmak istemeyenler ya da zayıf bağışıklık sistemi nedeniyle aşı olduğu halde henüz çok iyi bir bağışıklık yanıtı alamayanlar da olacak.

Ve bizlerin bu insanlara, gerekleri ne olursa olsun, özen göstermemiz gerekiyor.

Arada, iki haftada bir gazetelerde yeniden küçük çaplı da olsa salgınların patlak verdiğini ama kontrol altına alındığını göreceğiz.

Bir gün bu yeni normale o kadar alışacağız ki Covid’in bizi sürüklediği bu duygusallığı unutacağız ve yeni normal bizler için normal olacak.’’

(https://www.youtube.com/watch?v=_sQFkMjKcsQ)

Prof. Dr. Uğur Şahin’in geleceğe yönelik bu net tespitleri hangi bilimsel temellere dayandırarak, elindeki hangi verileri analiz ederek yaptığı belki de bir sırdır.

Yasa gereği henüz aşı olamamış bir bilim insanının, insanların hayatlarında kalıcı değişikliklerin olacağını rahat bir tavırla açıklaması ise düşündürücüdür.

İnsanların aşı olanlar ve olmayanlar diye ayrılmak zorunda kalacağı ise kaygı vericidir.

Yeni normalde duygusuzlaştırılmış insan olmak ise ürkütücüdür.

Tüm bunları yaşayarak öğreneceğiz.

Belki de Covid-19 pandemisini aşılar değil, bilim insanları değil, devletler ve arkalarındaki güçler bitirecek.

Onlar BİTTİ dediğinde ise YENİ NORMAL’ e de geçilmiş olacak…

("Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve kültürün olumlu fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Özgür fikirler uygulamaya geçtiği zaman, Türk milleti yükselecektir."

Atatürk.)

İletişim: 0542-8529899